İran’ın Sıcak Denizleri III: Beyrut

Consensus
Consensus
Published in
10 min readJan 31, 2021

Asyahan Kardeş yazdı

Bu yazı, İran’ın Ortadoğu ülkelerinde yürüttüğü Şii Hilali projesini Bağdat, Şam, Beyrut ve San’a başkentleri hattında; politik, askeri ve toplumsal alanlarda inceleyen 4 yazılık serinin üçüncü yazısıdır.

“Talihsiz Lübnan, Talihsiz Beyrut”

Ortadoğu’nun İsviçre’si Lübnan ve Ortadoğu’nun Paris’i olarak bilinen başkenti Beyrut bu günlerde en çok “Ortadoğu’nun aynası” olarak akıllara geliyor. İşgallerin, iç savaşların yakın geçmişte sona erdiği Lübnan’da ekonomik krizler, yolsuzluk, mezhepsel kutuplaşma ve bürokratik yozlaşma sona ermiyor. 4 Ağustos 2020’de yaşanan Beyrut Limanı patlamasıyla ilgili soruların cevapları daha bulunamamışken patlamanın etkileri, halihazırda zayıf olan Lübnan ekonomisini sarstı. Limandaki amonyum nitrat patlamasıyla beraber ülkenin un depolarının %85’i de harap oldu ve işsizlik arttı. Patlama sonrasında başlayan protestolara direnemeyip 10 Ağustos 2020 tarihinde istifa eden Hasan Diyab hükümeti sonrasında, parlementodaki siyasi gruplar (mezhepler) arası anlaşmazlıklardan dolayı yeni bir hükümet kurulamadı. Bürokratik kargaşa devam ederken hükümetin kurulamaması ülkenin problemlerinin çözüme kavuşmasını erteliyor. Lübnan’ın kamu borcu 92 milyar doları aşmış durumda. Covid-19 dönemi IMF’nin yardım etmeyi kabul ettiği ilk ülke olması da durumun ne kadar kötü olduğunun göstergesi. Halkı sıkıştıran istikrarsızlığın oluşturduğu problemlerin sonucu yine, yeni, yeniden protestolar. Beyrut Limanı patlamasından sonra başlayan protestolar hala devam ediyor. 28 Ocak 2021 tarihinde Beyrut’taki protestolarda 226 protestocu yaralandı. Lübnan’ın bugünü, dününden farklı olmazken jeopolitik önemi, Lübnan’ı, uluslararası hesaplaşmaların kalbi haline getiriyor.

Geçtiğimiz Aylarda Yaşanan Patlamadan Sonra Beyrut Limanı

Dünya Savaşı’nda Fransa tarafından Suriye’den parçalanıp çıkarılan Lübnan’da Şiiler toplumun çoğunluğunu oluştururken nüfusun %54’ü Müslüman %40.4’ü Hristiyan %5.6’sı ise Dürzi. Mezhepsel bir yönetim şekline sahip olan Lübnan’da cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanı Maruni Hristiyanlardan, başbakan Sunni gruptan, parlemento başkanı ise Şiilerden seçiliyor. Mezheplerin kendi gruplarına ayrıcalık tanımaya çalışması ve yurt dışındaki destekçileri tarafından finanse edilmesi Lübnan’daki bürokratik yozlaşmanın ana iki nedenini oluşturuyor.

Lübnan Sokaklarında Protestoları Bastırmaya Çalışan Lübnan Askeri Güçleri

Lübnan’da İran: Hizbullah

Siyasi grupları finanse eden ülkelerden birisi de İran.

Bir önceki yazıda da bahsettiğimiz İran’ın “Direniş Ekseni”nin bir parçası olan Lübnan’da, İran, Hizbullah grubuyla var oluyor. Hizbullah, İran’ın Irak’ta desteklediği gruplar gibi hem silahlı bir örgüt hem de siyasi uzantısı parlementoda yer alıyor. İran’ın Levant bölgesindeki varlığını koruyan en büyük yatırımı Hizbullah, bölgede hem İran’ın çıkarlarını koruyor hem de İran’ı Akdeniz’e bağlıyor.

Hizbullah: İsmi ve Fikriyle Bir İran Projesi

İran’ın Emel Hareketi’yle çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladığı Lübnan’da, Emel Hareketi’nin Suriye güdümü altına girmesi eski iki müttefik Suriye ve İran’ı karşı karşıya getirse de bu durum İran tarafından olgunlukla karşılandı. 1982’de ise İran eski lideri Humeyni’nin emriyle kurulan Hizbullah’ın kuruluş amacı, Lübnan’ı İsrail işgalinden kurtarmaktı. Hizbullah, kurucularından Gaffari’ye göre askeri ve siyasi bir hareket olmasından öte cihat fikrini benimsemiş kişilerin gönül birliğiydi. İsrail işgalinin sona erdirilmesinde büyük rol oynayan Hizbullah, Şii grupları çatısı altında topladı. Hizbullah’ın kuruluşuna denk getirilen Lübnan’daki Şii uyanışı da, Hizbullah’ın Lübnan’da var olmasına katkı sağladı. İran, Suriye’de ve Irak’ta izlediği Panislamist politikaları Lübnan’da da izliyor. Fakat Hizbullah’ın İran’ın diğer ülkelerde desteklediği milis gruplarından bir farkı var. Hizbullah, İran’ın Lübnan’daki uzantısı, tabir edildiği şekilde “Lübnan’daki İran”. Hizbullah liderleri direkt olarak İran lideri Humeyni’nin yolunu takip ediyor. Bu Hizbullah’ın kuruluş belgesinde şu şekilde ifade edilmiştir:

“Biz, Hizbullah ulusunun oğulları, Allah’ın öncülüğünde İran’da zafer kazanan ve dünyanın merkezi İslam Devleti’nin çekirdeğini kuran, tek bilge ve adil komutan Ayetullah Ruhullah el Musavi Humeyni’nin doğrultusunda hareket etmekteyiz.” Dönemin Hizbullah sözcüsü İbrahim El Emin ise 1987’deki bir konuşmasında bu durumu “Biz İran’dan bir parçayız demiyoruz. Biz Lübnan’daki İran’ız, İran’daki Lübnan’ız!”

Hizbullah, doğal olarak İran tarafından fonlanıyor. Bu fonlama; askerlerin maaşları, eğitimi, silahlarını ve füzelerini kapsıyor. Hizbullah’ın lideri Nasrallah’ın da ifade ettiği gibi İran’ın parası oldukça Hizbullah da Lübnan’da var olmaya devam edecektir. İran, Ortadoğu’daki hakim güç olma planının işlemesi için ülkesi içerisinde ekonomik olarak “kemer sıkma” politikası izliyor. İran için kısa vadeli krizler, uzun vadeli bir hakimiyet planına engel olmamalı.

İran, Hizbullah’ı sadece Lübnan’ın içişlerinde mobilize etmiyor. Hizbullah zaman zaman Lübnan’ın komşusu ve Direniş Ekseni’nin parçası Suriye’yle İran diyalogunun aracı haline geliyor. 1970’lerde İslam karşıtı hareketleriyle bilinen Suriye’nin eski lideri Hafız Esed Alevi’ydi. Suriye tabanının bu farklılıktan dolayı kabullenmediği bu lider, Hizbullah’ın fikir babalarından Musa El Sadr’ın Aleviliği Şiiliğin bir parçası olduğu ile ilgi fetvası ile kabul gördü.

Hizbullah, Suriye’de 2011 yılında rejim karşıtı protestolar başladığında Esed rejimi karşıtı açıklamalar yaptı. Bir süre sonra ise Esed’e hem siyasi hem de fiili olarak yardım etti. Bu durum, birçok kez Hizbullah’ın İran tarafından susturulduğu şeklinde yorumlansa da başka bir açıdan bakmakta fayda var. Esed rejiminin kendi iç siyasi meseleleriyle uğraşması demek Lübnan’dan ve Ortadoğu’daki faaliyetlerinden uzaklaşması, odağını kaybetmesi demekti. Hizbullah, Esed’in eğilmesini destekleyecek, bu sayede Suriye, İran güdümüne girecek ve yine Esed rejiminin yıkılmamasına da yardım edip kahraman olacaktı. Nitekim planlar işledi ve İran, Suriye İç Savaşı’ndan en kârlı çıkan devlet oldu. Suriye’de, iç savaş sonrası, güçsüz ama İran (ve Hizbullah) desteğiyle ayakta kalmış bir rejimi bulunmakta.

Yönetimde ve Parlamentoda Hizbullah

2005 yılında cinayete kurban giden eski başbakan Refik Hariri’nin Hizbullah-Suriye işbirliği ile öldürüldüğü iddia edilse de Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Lübnan Mahkemesi bunu destekleyecek bir kanıt bulmuş değil. Hariri’nin, İran’ın Lübnan’daki Sunni versiyonu, Suudi Arabistan vatandaşı olması ve İngiltere’nin Hizbullah’ın siyasi yapılanmasını terörist ilan etmesiyle ilgili “Lübnan’ı etkileyecek bir gelişme değildir” değerlendirmesi dikkat çekiyor.

Hizbullah’ın yönetimdeki gücünden bahsederken bu cinayetten bahsetmekte fayda var çünkü cumhurbaşkanı Michel Aoun’ın dahi başa gelmesinde Hizbullah’ın Maruni müttefiki olması büyük ölçüde etkili. Parlamentodaki Hizbullah ve ittifak yaptığı partiler çoğunluğu oluşturmakla beraber sürekli yolsuzluk skandallarıyla gündeme geliyor.

Hizbullah Lideri Nasrallah ve Lübnan Cumhurbaşkanı Aoun

Hizbullah’ın son dönemlerde, ana amacı olan, İsrail karşıtı operasyonlarının yavaşlaması ve odağın Suriye’ye kaymış olması da toplumun Hizbullah’ın varlığı ile ilgili görüşlerini olumsuz yönde etkilediği düşünülüyordu fakat geçtiğimiz günlerde İsrail-İran-Hizbullah üçlüsü tekrar karşı karşı karşıya geldi. İsrail Genelkurmay başkanı 26 Ocak 2021 tarihinde yaptığı açıklamada, “Lübnan’daki her 5 evin 1’inde roket depolanıyor ve bir evin yakınında roket tespit edilirse orası hedeftir” açıklaması üzerine İran’dan İsrail’e “Tel Aviv’i yerle bir ederiz” cevabı gecikmedi. Hizbullah da; elektrik kesintileri, içilebilir suyun sağlanmaması, sağlık sisteminin sıkıntılı olmasından sıkıntı çeken Lübnanlılara varlığının gerekliliğini hatırlatmış oldu.

Bunun dışında, Lübnan halkının bir kısmı (Sünnilerin, Hristiyanların ve Dürzilerin önemli bir bölümü) mezhep bazlı yönetim şeklinden memnun değil. Mezhepsel yapı karşıtı gençler, Hizbullah’ın sistemin bir parçası olduğunu biliyor fakat Şii çoğunluk bu sistemin devam etmesinde etkili.

Ek olarak, Kasım Süleymani’nin ölümünden sonra Hizbullah’ın Süleymani’nin İsrail’i işaret eden dev bir heykelini İsrail-Lübnan sınırına yerleştirmesi ile İran, İsrail’e yanı başındaki varlığını hatırlatmıştır.

Hizbullah, İran’ın Ortadoğu’daki en başarılı projelerinden biri.

Macron ve Fairuz

İran’ın Lübnan’daki Rakipleri

Fransa

“Fransa rolünü oynamazsa, Lübnan’ın iç işlerine karışan İranlılar, Türkler ve Suudlar olacak” -Emmanuel Macron

Lübnan’ın kurucu devleti Fransa, Lübnan’da uzun yıllar yaşamış gazeteci/yazar Cengiz Çandar’a göre, Lübnanlılar için Avrupa demek. Lübnan’daki Maruni ve Katolik Hristiyanların hamisi olan Fransa, Lübnan’la yakından ilgileniyor. Lübnan’da 25,000 Fransız vatandaşı bulunurken Fransa’da ise 300,000 kişilik güçlü bir Lübnan diasporası var. Lübnan eliti, Lübnan’ın yükseliş yolunun Fransa’dan geçtiğini düşünüyor. Avrupa Birliği’nin Lübnan’daki temsilcisi olarak da görev alan Fransa’nın ticari ve kültürel olarak da Lübnan’la bağları kuvvetli. Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre Lübnan Güvenlik Güçleri protestoları bastırırken Fransız silahlarını kullanıyor.

“En sevdiğim şarkısı Le Beirut” -Emmanuel Macron

Lübnan’daki Beyrut Limanı patlamasından sonrasında, Lübnan’a, 2 defa ziyaret gerçekleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ilk ziyaretinde patlamanın olduğu Beyrut Limanı’nı ziyaret etti. İkinci ziyaretinde ise duruşuyla bir sanatçıdan öte olan Fairuz ile görüştü. Fairuz’un liderlerle fotoğraf vermekten pek hoşlanmamasından Macron’a bir istisna yapılması ve Macron’un Fairuz’la görüşmesi ile ilgili sorulara “Fairuz’un temsil ettiği her şey hakkında, sevdiğimiz Lübnan hakkında konuştum”, “en sevdiğim şarkısı Le Beirut” açıklamaları, dünyaya Fransa’nın Lübnan’daki yerini gösterme amacı ile yapılmış stratejik bir hamleydi.

Beyrut Limanı Patlamasını İnceleyen Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Fakat Şarkul Avsat yazarı Emir Tahiri’ye göre Macron’un danışmanları İran’ın Lübnan’daki rolünü yanlış değerlendiriyor. “İran her zaman orada olacak” çıkarımının “İslam Cumhuriyeti her zaman orada olacak” demek olmadığını yazan Tahiri, bu yanlış değerlendirmenin Fransa’nın aleyhine İran İslam Cumhuriyeti’nin etkisini artırmasına sebep olduğunu vurguluyor.

Suudi Arabistan

İran’la Ortadoğu’da birçok bölgede karşı karşıya gelen Suudi Arabistan Lübnan’da da İran’ın karşısında duruyor. Lübnan’daki Sunnileri destekleyen Suudi Arabistan, Sunni başbakanlara olan yakınlığıyla biliniyor. Lübnan başbakanlarından Refik Hariri’nin eşinin Suud Kralı Fahd’ın kız kardeşi olması ve Saad Hariri’nin Suudi Arabistan tarafından istifa ettirilmesi de bu durumun örneklerinden biri. Fakat Suudi Arabistan’ın İsrail’le normalleşme süreci Lübnan halkının gözünde imajının yara almasına yeterli olacaktır. Ayrıca Suriye iç savaşından zaferle çıkan, ekonomik sıkıntıları döneminde Lübnan’a yardım eden ve ABD hükümetinin İran Nükleer Anlaşması’na dönmesi ile rahatlayacak olan İran karşısında, Suudi Arabistan’ın kartları güçlü değil.

İngiltere

İngiltere’nin Lübnan-Suriye sınırının güvenliğinin artırılması ve petrol kaçakçılığının engellenmesi için Lübnan Silahlı Kuvvetleri’ne yardım ettiği bilinmektedir. Bu yardımlar kapsamında 11000 Lübnan askerine eğitim verilmiş; 350 Land Rover aracı ve 75 sınır duvarı gönderilmiştir. Ayrıca İngiltere, Beyrut Limanı patlaması sonrasında 5 milyon dolarlık yardım sağlamaya hazır oldukları açıklamasında bulunmuştu.

Doğu Akdeniz Hidrokarbon Yarışında Lübnan

Lübnan, Doğu Akdeniz’e kıyısı olan bir ülke olarak 10 yıl önce Doğu Akdeniz’de yerini belli etmek için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile “Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması” imzaladı. Fakat bölgede İsrail ve Lübnan’ın doğal gaz araması yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge alnanları çakışıyor. Bu sorun Birleşmiş Milletler’e kadar taşındı. Süreçlerle ilgili bir değişiklik olmamasıyla birlikte, Lübnan’ın savlarının aksiyondan yoksun olduğu söylenebilir. Mezhepsel yönetim şeklinin getirdiği sorunlar, hükümetin olmaması, altyapının gelişmemiş olması gibi problemler Lübnan’ı Akdeniz’de petrol/gaz araması yapmaktan alıkoyuyor. Bununla birilikte Lübnan 2018 yılında Total (Fransız), ENI (Italyan), Novatek (Rus) şirketlerinin Lübnan kıyılarında petrol/gaz araması için ruhsat verdi. İsrail’in Lübnan Münhasır Ekonomik Bölge parsellerine yakın bölgelerde doğalgaz keşfetmesi, Lübnan sularında da gaz olabileceği tahminlerini güçlendiriyor.

Akdeniz Açıklarında Gaz Rezervi Parselleri

Başka bir açıdan, Hizbullah’ın yönetimde olması İsrail-Lübnan arasında yapılacak İsrail lehine anlaşmaları engelliyor. Yunanistan’ın Lübnan’ı Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na davet etme planları da, Lübnan’ın “İsrail’in bulunduğu hiçbir grupta bulunmayız” minvalindeki açıklamasıyla bozuldu.

Bununla birlikte, İran, Lübnan’a önemli miktarda petrol ve gaz sağlıyor ve bu ticareti Lübnan’ın kendi para birimi üzerinden yapıyor. Döviz rezervlerinden yana yüzü gülmeyen Lübnan için, kendi para biriminde yapılan ticaret, İran tarafından uzatılan can simitlerinden biri. Ayrıca, İran’ın İran-Irak-Suriye-Lübnan hattı üzerinde inşaa edilecek bir “Şii Boru Hattı” projesi de planlanmış durumda.

Özetle, İsrail tehdidi olduğu sürece Hizbullah yani İran, Lübnan’da var olacak ve güçlenecektir. Lübnan sınırındaki İsrail tehdidi, Şiilerin dinamikliğini artırırken Hizbullah’ı da meşru kılmaktadır. Şii Emel Hareketi Milletvekili Gazi Zuaytır’ın “İran bizi desteklemek istiyor. Çünkü İsrail hava sahamızı ihlal etmekten geri durmuyor. İran’ın teklifine yok deyip ABD’nin silah kırıntıları göndermesini mi bekleyelim?” ifadeleri durumu özetler nitelikte. İsrail’le normalleşme sürecinde karşıt politikalarını sürdüren İran, Lübnan’daki payını alıyor. Lübnan’ın ekonomik durumu kötüleştikçe İran daha çok destek oluyor. Hesaplaşmalar devam ediyor, Lübnan ayakta durmakta zorlanıyor. Unutmamalıdır ki Ortadoğu’nun aynası Beyrut’taki Tahran hakimiyeti; Ortadoğu’daki İran gücünün birebir göstergesidir.

“Talihsiz Lübnan, Talihsiz Beyrut”

Yazar hakkında

Asyahan Kardeş, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde okuyor.

Kaynakça

Çandar, C. (1983). Lübnan. Ortadoğu Çıkmazı (pp. 146–182). İstanbul, Türkiye: Hil Yayın.

https://iramcenter.org/iranin-levanttaki-izdusumu-hizbullah/

https://www.aydinlik.com.tr/haber/beyrut-limani-yla-birlikte-lubnan-daki-fransiz-manda-duzeni-yikildi-215836-1

https://turkish.aawsat.com/home/article/2474761/emir-tahiri/fransa’nın-lübnan-için-‘temenni-listesi’

https://www.evrensel.net/haber/385625/israil-saldirisi-irana-karsi-hamlenin-lubnan-ayagi

--

--

Consensus
Consensus

Hukuk, politika, tarih ve sanat gibi alanlarda; bugün ve yarın değer taşıyan konular özgün yazılar ve çevirilerle ele alan fikir penceresi / Fikrini Güçlendir.