Startup Dinamikleri ve CTO Rolleri — 1. Kısım

Hakan ERDOGAN
CTO’nun el defteri
2 min readJan 5, 2020

Son 10 yılın en revaçta kelimelerden birisi de “Girişimcilik”. 2010 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde Barack Obama’nın ev sahipliği ile düzenlenen Global Girişimcilik Zirvesi’ne Türkiye’den de 10 ismin katılmasıyla, ülkemizde de girişimcilik bir meslek haline geldi, ilgiyi üzerine çekti.

Yanılmıyorsam, sevgili Kutlu Kazancı’dan duyduğum şu tanım Girişimciyi en iyi açıklıyor:

Girişimci, başarma umudu olan ama istatistiksel olarak kaybetmesi beklenen kişidir”.

Girişimcilik ile ilgili duyduğum en güzel tanımlardan birisi de “Uçurumdan paraşütsüz atlayıp, havada paraşütü imal etmek”.

Peki, girişim (startup) ve girişimcilik (entrepreneurship) ile ilgili söylemler, tanımlar, neden “Zoru başarırız, imkansız zaman alır” tadında ?

Sanırım bunun sebebi, her 100 girişimin 90–95’inin 3 yıllık ölüm vadisini geçememiş olması.

Hatta Y Combinator kurucusu Paul Graham’in 2013 yılında attığı şu twitte, seçilen 511 girişimin sadece 37 tanesinin (%7.25) 40 milyon dolar ve üzeri değerlemesinin veya satışının olduğunu vurguluyor, geri kalan %92.75’lik orandaki girişimi bir nevi başarısız addediyor.

Malum, istisnalar hariç tüm girişimler sınırlı bütçe, kaynak ve ekiple bir değer önerisi üretmeye çalışıyor. Bu nedenle de klasik yalın girişim (The Lean Startup) metodolojilerini benimsiyorlar. Fikri önce gerçek kullanıcı/müşteri (persona) ile doğrulayıp, varolan bir problemi çözdüğünü kanıtlayıp, ürünün en yalın halini (MVP = minimum viable product veya MLP = minimum lovable product) inşaa edip, marketten gelen geri-beslemeler ile veri toplayıp, ölçüp, gerekirse ürünü pivot edip, geliştirip iteratif ilerliyorlar.

Tam bu noktada, Linkedin kurucusu Reid Hoffman’ın şu sözü de önem kazanıyor: “Eğer ürünün ilk halinden utanmıyorsanız, piyasaya geç çıkmışsınız demektir”.

Girişimcilik ile ilgili daha derinlemesine bilgiler için Serkan Ünsal’ın 101 niteliğinde üçlemesini okumanızı tavsiye ederim: https://issuu.com/serkanunsal/docs

Girişim ve girişimcilik ile temel dinamikleri şu 3 esas ile sonlandırayım:

  1. Ürün-Market Uyumu (product-market fit): Ürünün piyasada karşılığı var mı, değer önerisi gerçek mi, sunulan değer vitamin mi yoksa antibiyotik mi? Ürün market uyumu olmayan bir girişimin ayakta kalması mümkün değil
  2. Takım (team): Diyelim ki, ürün-market uyumu mevcut, gerçek bir problemi çözüyor. Ekip nasıl? Kimlerden oluşuyor? Hobi projesi mi, yoksa ciddiyeti olan bir iş mi? Yeni mezunlardan oluşan kişiler mi, yoksa tecrübesi olan ve alanıyla ilgili bir girişim kuran kişiler mi? Ekipte teknik kurucu ortak var mı? Herkes teknik kökenli veya iş kökenli mi, yoksa sacayağı gibi birbirini tamamlayan kişiler mi? Hisse oranları belli mi? Şirket kurulmuş mu?
  3. İcra/yürütme (execution): Diyelim ki, odaklı ve dedike sağlam bir ekip var. Peki ekibin bu işi yürütmeye vasfı ve tecrübesi var mı? Burada bir ek yapayım. Genç ve yeni mezun kişilerin kurduğu girişimlerin başarı oranı; 5–10 yıl iş hayatı tecrübesi olan orta yaştaki kişilere oranla, maalesef daha düşük bunun birkaç nedeni var:
  • İş hayatı tecrübesinin az olması
  • Çevrelerinin/networklerinin daha kısıtlı olması
  • Maddi imkanlarının, birikmiş paralarının daha kısıtlı olması
  • Öte yandan artı yanları da var tabi ki, enerjilerinin ve zamanlarının bol olması, fırsat maliyetinin düşük olması, eş/çocuk vb bağımlılıklarının daha az olması gibi.

2. Kısım için tıklayınız

--

--

Hakan ERDOGAN
CTO’nun el defteri

Co-founder & CEO at Craftbase & Craftgate. Built more than 6 payment systems since 2007 (GittiGidiyor/eBay, ipara, iyzico). https://craftgate.io