Djoker Dönüyor (mu?)
Tenis ile alakalı ne zaman yazmaya niyetlensem, ya konu konuyu açtığı için yazının içinde kayboluyorum ya da yazdığım kişiyi amansız bir düşüşe sürüklüyorum. İşte bu sefer, öyle bir durum olmaması için niyetlenerek başlıyorum bu yazıya.
Aslında geçtiğimiz sezon bizlere izlettiği harika performanslardan sonra bu sene Roger Federer adına birkaç yazı yazarım diye düşünüyordum. Hele ki sezon başlangıcında kariyerinin 20. Grand Slam şampiyonluğunu Avusturalya Açık’ta kazanıp kırılması güç bir rekora imza attığında. Hoş, bu 20 Grand Slam şampiyonluğu hikayesini bir dönem Novak Djokovic için hayal ettiğim günün sonrası Djokovic engellenemeyen bir düşüşe geçmişti. Federer mi? Onunla alakalı bu sene yazdığım tek yazı Nike ile sponsorluğunu bitirip Uniqlo’ya geçmesiydi. Merak edenler buraya tıklayarak yazıyı okuyabilir.
Yine çok dağılmadan konuya geçmek istiyorum. Başlığımız tek özne içerse de sonuç bölümünde üçlü bir kombinasyona bağlanabilir baştan uyarayım. Novak Djokovic, toplamda 11 zafere ve 3 Grand Slam kupasına ulaştığı efsane 2015 sezonu sonrası 2016'ya da iyi başlamıştı. Önce favori yeri Avusturalya açık ve ardından bir ilki yaşayacağı Fransa Açık’tan sonra bu adamın nereye gideceğini sorgulamaya başlamıştım. Zira engellenemez bir oyun tarzına ulaşmıştı, her topu savunabiliyordu ve biyonik bir görüntü veriyordu. O yazıyı da merak edenler için şöyle bırakayım. Fakat, Novak beklediğimin aksine müzesindeki eksik tek Masters kupası olan Cincinnati’yi kazanamıyor ve düşüşe geçiyordu.
Neyse ki, koca 2017 yılını Novak acaba geri dönemeyecek mi? sorusunu çokça düşünerek geçirmedik. Bunun sebebi ise Roger Federer’in bizi Wimbledon’daki inanılmaz dönüşü ile oyalamasıydı. Roger’ın 36 yaşında süpürdüğü bir sezondan sonra 2018 yılında tenis dünyasında olacaklar beni gerçekten meraklandırıyordu. Roger’ın Avusturalya Açık ile Grand Slam sayısını 20'ye çıkarması, Rafa’nın 11. Fransa Açık zaferi ile bu konuda artık ilelebet hükümdarlığını ilan etmesi beni Novak ne yapacak? diye sormaya itiyordu. Kendisi, Federer’i kariyerinin en olgun oyununu, en sevdiği yerde oynarken mağlup edip Wimbledon’u alırken benim bu soruma en doğru cevabı bizzat vermiş oldu.
Fakat Djokovic bununla yetinmiyor. Dün akşam oynanan ATP Masters Cincinnati finalinde Roger Federer’i bir kez daha mağlup eden Djokovic 2018'in ikinci kupasını elde etmekle beraber bir ilki de başardı. 2016'da beklediğim bu ilk iki sene sarkmış olsa da Novak Djokovic’i 9 ATP Masters 1000 şampiyonu yapıyor. Career Golden Master olarak adlandırılan bu başarıyı daha önce gösterebilmiş tenisçi yok. Ki Twitter’da Emre Yazıcıol’dan gördüğüm istatistiğe göre, Novak, kariyerinde olimpiyat altını hariç bir tenisçinin kazanabileceği her kupaya erişmiş. Burada belirtilen belirli bir seviye üstüdür diye düşünüyorum ama bu inanılmaz bir başarı.
Toparlayacak olursak, başlığım bir soru olsa bile Novak geri döndü diye düşünüyorum. Fakat ilginç bir anektod var, Federer bu kez düşüşte. Federer artık 37 yaşında, vücutsal olarak bir sıkıntısı var mı bilemem ama kesin bir düşüş olmayacağını varsayarsak tenis dünyasının en büyük üçlüsü tekrar üst düzey performansta buluşmuş oluyor. Bu da önümüzdeki Amerika Açık ve 2019 sezonu için bizlere güzel tenis umudu veriyor açıkçası. Umarım bu zafer güzel maçlar için bir başlangıç olur. Djokovic’i özlemişiz zira.