Hollanda’da Güzel Bir Hafta!

Koray
imece
Published in
3 min readAug 23, 2019
Amsterdam Kanalları

Bir önceki yazımda ufak bir giriş yaptığım Hollanda maceramızı detaylarıyla birlikte sizlere aktarmaya devam etmek istiyorum.

Konuk olarak gittiğimiz ALab’de bulunduğumuz süre boyunca bizimle benzer alanda çalışan insanlar ile tanışmanın yanı sıra bize sağlanan mentörlerden de birçok eğitim ve workshop alma fırsatımız oldu. Kendimizi ve projemizi geliştirmek için katıldığımız bu eğitimlerden edindiğimiz öğrenimleri sizler ile de paylaşmak istiyorum. Süreç boyunca özellikle sunum teknikleri üzerine bilgilendirilerek projemizi nasıl en doğru, verimli ve etkileyici şekilde sunabileceğimizi anladık. Bu eğitimler arasında çeşitli görselleştirme teknikleri, karikatürize teknikleri, gölgelendirme ve hikâyeleştirme teknikleri gibi nice ilginç ve bir o kadar da yararlı teknik bulunuyordu.

Her gün aldığımız eğitimler sonrasında şehrin ulaşım sistemi hakkında bilgi sahibi olmak ve İstanbul’a gerekli uyarlamaları yapabilmek adına Amsterdam’ı bol bol gezdik. Şehir 1/3 kuralı adını verdikleri bir düzene göre planlanmıştı. Bu sisteme göre ulaşım üç ana ağa ayrılmış: bisiklet kullananlar ve yayalar, toplu taşıma, özel araç kullanımı. Bu ağların trafikteki payları 1/3 ‘ü geçmeyecek şekilde korunmaya çalışılıyor. Sadece Amsterdam örneği ile tüm ülkenin ulaşım haritasını ortaya koyamayacağımızı düşündüğümüzden arkadaşlarımla diğer şehirleri de incelemek üzere yolculuğa çıktık. Bu gezi sırasında ülkede daha önce tahmin edemeyeceğimiz kadar iyi bir şekilde yayılmış olan tren hatlarını kullandık. İlk önce Utrecht şehrine gittik ve bu şehirde akıllı şehir sistemleri kuran ve satan bir şirket olan MoveMobility şirketinin CEO’su Tonny Bosch ile temaslarımız oldu. Kendisi bize Hollanda ‘da daha önce yapılmış olan ulaşım sistemi planlama hatalarından bahsederek İstanbul’un bu hataları yapmaması için neler yapmamız gerektiğinden bahsetti. Utrecht sokaklarını ve ulaşım sistemini inceledikten sonra önemli bir sanayi ve liman kenti olan Rotterdam’a geçtik. Bu şehir 2.Dünya Savaşı’ndan sonra tamamen baştan kurgulandığı için dikkat çekici ve özgün bir planlaması vardı. Çok geniş ve standart olan yollarından 1/3 kuralının uygulanmasının eksik edilmediği aşikâr bir şekilde ortadaydı. Rotterdam’dan sonra küçük bir şehir olan Leiden’e geçtik ve planlamada yine 1/3 kuralına rastladık.

1/3 kuralına en güzel örneklerden biri olan Rotterdam şehrinin sokakları [(soldan sağa) yaya yolu , tramvay, otomobil , bisiklet , tramvay ,yaya yolu]

Hollanda’da ulaşım sistemi yapılanmasını özetlemek gerekirse: Şehirlerin merkezinde şehirler arası bağları bulunan büyükçe birer tren garı bulunuyor, bu garların kalbinden şehre yayılan demirden damarları var. Metro ve tramvaylar bu demir ağı oluşturuyor. Yollar genel olarak dörde ayrılmış durumda ve bunlar yaya yolları, bisiklet yolları, tramvay hatları, otomobil yolları. Bu yol paylaşımı genişliği 10 metre olan yollarda da böyle 40 metre olan yollarda da böyle. Yani devlet kurumları tramvay, bisiklet ve yaya yolları yaparak insanları otomobillerini bırakıp bu yolları kullanmaya teşvik ediyor. Türkiye’de ne yazık ki daha çok otomobil yolları yapılarak trafik sorununun üstesinden gelineceği sanılıyor. Gerekli coğrafi, nüfus dağılımı ve benzeri testler yapıldığı taktirde ülkemizde de uygun ve dengeli bir ulaşım sisteminin orta vadede (10 yıl) ortaya konabileceğini düşünüyoruz. Movemobility CEO’su Tonny Bosch, bu değişimin ekonomik gelişimimize yeni sektörlerin ortaya çıkmasına yol açacağı sebebiyle çok büyük kazanım sağlayacağını da belirtti.

Bu gezi ile farklı kültürlerden insanların perspektiflerini birleştirerek yine farklı bir ülkenin (alanında model olarak gösterilen bir ülke) ulaşım alanında neler yaptığına birincil olarak tanık olduk. Bu elde ettiğimiz kazanımlarla projemize değer katıp yeni fikirler üreterek yolumuza devam ediyoruz. Bu elde ettiğimizi kazanımları ve elimizde olan projemizi daha çok insanla paylaşarak kamuoyu oluşturmak en büyük gayelerimizden. Bu sebeple şehrimizin yönetim mecralarından olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile iletişim kurmak ve düşüncelerimizi onlara da aktarmak istiyoruz.

Bize bu güzel imkanları sunduğu için burada belirtmeyi unuttuğum daha nice güzel katkıları için yanımızda olan herkese teşekkürlerimizi iletiyoruz. Baştan sona yanımızda olan değerli imece ailesi üyelerine, yurtdışında bize destek olan ALAB üyelerine, imeceLAB sürecinde ana partner olarak tüm katılımcı gruplara desteklerini eksik etmeyen Hollanda Başkonsolosluğu ve tabi ki en büyük destekçimiz olan Zorlu Holding’e en içten duygularımızla teşekkür ediyoruz.

--

--