Pırasalı böreğin kokusunu apartman kapısı açılır açılmaz aldı. Asansörü beklemek istemedi, merdivenleri ikişer ikişer…
Sahile karşı oturmuş şaraplarını yudumluyorlardı. Güneş yavaş yavaş aşağıya inerken tatlı bir meltem etrafı serinletiyordu…
Erhan Bey küplere binmiş, heyecanla konuşuyordu ama Meltem ne yaparsa yapsın dinleyemiyordu. Giderek ellerini de iyice sallamaya başlamıştı…
Tüm satış takımı beraber yemeğe gitmişlerdi. Okan biraz geç geldi. Suratından düşen bin parçaydı. Masaya başıyla merhaba dedi…
Cumartesiydi. Uyku tutmayınca sabah altıda bilgisayarın başına oturmuştu. Gözlerinin yandığı fark etti. Okunacak binlerce…
Arabadan inerken yere anahtarını düşürünce suratını buruşturdu. Çamur olmuştu anahtarı. Hafif hafif yağmur da çiselemeye…
Geçen haftaki hikayedeki kahramanımız Ece, arkadaşıyla keyifli bir öğle yemeği…