Bir Kitap Önerisi Olarak “Felsefenin Kısa Tarihi’’

Manifesto
Masa Lambası
Published in
3 min readSep 4, 2016

Sizi bilmem ancak ben bu aralar neler yaparak zevk aldığımı, nelerin beni mutlu ettiğini kısaca ‘’Benim için hayatı çekilir kılan nedir?’’ bulmaya çalışıyorum. Çokça durup düşündüm ‘’Doğru nedir?’’ ya da ‘’Tek bir doğru mu var?’’ Her gün sorguluyorum yaşadığımız dünyada gerçek herkes için keskin ve kült hatlarla belirlenebilir mi? Hepimizin farklı algıladığı ve onun içinde yaşadığı gerçeklikte mutlak mutluluğa hayatta nasıl ulaşabiliriz? Tanrı gerçekten var mı?

Tüm bu sorulara yalnızca kendi başıma değil, etrafımdaki insanlarla birlikte sorgulayan bir insan olmama rağmen hiç bir zaman oturup da felsefe kitabı okuyamadım. Her seferinde pes ettim (Biliyorum çok ayıp). Ancak bu kitap benim için gerçekten tam manasıyla bir PHIL101 (Felsefeye Giriş) dersi gibi oldu. Tarihi kronolojik sıralama ile diğer bölümlere göndermeler yaparak 40 bölümde felsefedeki düşünce sisteminin gelişimi kırk ayrı filozofun düşünceleriyle anlatılmış. Tabi bir biyografi gibi bu filozoflar ve içinde yaşadıkları toplum hakkında bilgi verilmezse olmazdı. Gerçekten çok başarılı olmuş. Kitapta geçen her felsefik görüş ya da düşünce sistemi konuyu derinlemesine anlatan filozofun kitabının adıyla belirtilmiş. Bu durum beni peşi sıra başka felsefe kitaplarını okumaya ve daha fazla sorgulamaya itti. Kitapta beğendiğim her bölümün altını çizdim. Sanırım ilerleyen zamanlarda bu bölümleri okumak beni hem çok mutlu edecek hem de rahatlatacak. (Neden rahatlayacağım onu da kitabı okur ve uslu bir insan olursanız belki siz de bir gün anlayabilirsiniz.)

Şimdi sizle kitaptan hoşuma giden uzunlu kısalı bölümler paylaşmak istiyorum.

Bölüm 1 — Soru Soran Adam SOKRATES ve PLATON:

‘’Zincirlerini kıran kişi bir filozof gibidir. Görüşlerin ötesini görür. Sıradan bir insan gerçeklik hakkında az bir fikre sahiptir. Çünkü onu derinlemesine düşünmektense, hemen önünde duran şeye bakmaktan hoşnuttur. Ne var ki görünüşler aldatıcıdır. Gördükleri gölgedir, gerçeklik değil.’’ (17)

Çok değil kısa bir zaman öncesine kadar bir şeyler yazmayı karalamayı seven biri değildim. Eski bir kız arkadaşım da başta olmak üzere bu yüzden çok azar işittim. (Malesef çiçek gönderirken bile üzerine çok kısa bir tebrik yazısı yazardım.) Şimdilerdeyse adeta geçmişten gelen, güzel duyguları ve anıları barından yazılar duygusal olarak beni doyuran en güzel materyaller diyebilirim. Bunu sevdiklerime de hissettirmek için bir süredir. Her sene doğum günlerinde onlara bir mektup veriyorum. Şimdi paylaşacağım kısım kendi adıma ne kadar doğru bir hareket yaptığımı doğrular nitelikte:

Bölüm 4 — Bahçe Yolu EPIKUROS

‘’ Sade bir yaşam tarzı benimsemek, etrafımızdakilere nazik olmak ve dostlarınızın çevrenizde olması,. Bu şekilde arzularınızın çoğunu tatmin edebilirsiniz. Elde edemeyeceğiniz bir şeyi de isteyip durmazdınız. Bir konak alacak paranız yoksa, konak sahibi olmak için umutsuz bir dürtü dumanın da yararı yoktur. Bütün hayatınızı, elde etmeye çalışarak harcamayın. SAde bir şekilde yaşamak çok daha iyidir. Arzularınız basitse, onları tatmin etmek kolaylaşır ve ilgilendiğiniz şeylerden keyif almak için zamanınınız ve enerjiniz olur. Bu Epikuros’un mutluluk tarifidir, çok da mantıklıdır. Bu öğreti bir tür terapiydi. Epikuros’un amacı öğrencilerinin zihinsel acılarını dindirmek ve geçmişteki hazlarını hatırlayarak fiziksel acıya nasıl dayanabileceğini ortaya koymaktı. Bu hazlar o anda keyiflidir, fakat daha sonra hatırlandıklarında da keyif verirler, dolayısıyla bize uzun süreli yararları olabilir. Ölüm döşeğinde epey rahatsız bir haldeyken bir arkadaşına yazdığı mektupta eski sohbetlerinden aldığı keyfi hatırlayarak hastalığının verdiği acıları nasıl unuttuğunu anlatıyordu.’’ (42–43)

Tabi bunlar dışında politikaya dair de bir çok şey var. Ancak ben şuan bu kadarını paylaşmak istedim. Umarım siz de okumaktan zevk alırsınız!

--

--

Manifesto
Masa Lambası

Gözlem ve Yaşama Dair Herşey / Utku Can YILDIZ