Vitor Pereira’nın gördüğü, bizim görmediğimiz

noavas
[noavasblog]
Published in
3 min readAug 30, 2015

Rize deplasmanında kaybedilen 2 puandan sonra Vitor Pereira’nın oldurmaya çalıştığı şeyleri yazmıştım. Bu hafta da bir denemeye şahit olduk. Bir kez daha tekrarlıyorum; denemelerinden rahatsız ve şikayetçi değilim. Çünkü -hataysa- aynı hatada ısrar etmiyor. Sanılanın aksine kesinlikle inatçı değil. Bir planı var. Ufak adımlarla yeni takımın sınırlarını çiziyor, eşiklerini belirliyor. Kafasındaki ana kurgu bu değil. Bunu skoru almak için yaptığı değişikliklerden çıkarıyorum. Açacağım.

Elinde geniş ve değerli bir kadro var ama bu malzemeden iyi bir kimya yaratmak sanıldığı kadar kolay değil ve biz meseleye sadece diziliş üzerinden bakarak kendimizi kandırıyoruz. Aynı hatada ısrar etmiyor dedim ya; geçen hafta ilk yarı deneyip tutmadığını gördüğü iki göbek, iki -serbest- kanat, çift forveti Atromitos maçında asimetrik dizdi ve rakip zayıf olsa da saha içi yerleşimi aynı oyuncularla daha sağlıklı oldu.

Hoca’nın rol/ler biçtiği oyuncular var. Farklı özellikleriyle takım kimyasına değer katacak oyuncuları -bunlardan biri Diego- değişik pozisyon ve görevlerde deniyor. Çiçek dalında güzel elbette, her futbolcu kendisine uygun, ideal pozisyonda performans verir ama bazı oyunculara sahada ihtiyacınız vardır ve sınırları dahilinde denemeler görünmeyen kazanımlar sağlayabilir. Mesela bugün; yine Diego konuşuldu ama son 20 dakikada insiyatif alan tek oyuncuydu sahada. İlk yarı etkisizdi ama hiç pes etmedi. Top da ezdi ama bir atak geliştirdiysek neredeyse hepsinde Diego vardı. Demek oluyor ki Vitor Pereira Diego’ya bir rol vermiş, forma vermekten farklı olarak. Ve maç sonu açıklamasında üzerine basarak övmesi, verdiği rolü yerine getirdiği için. Takım Diego’lu ya da Diego’suz oturacaktır. Ama transferin hala bitmediği Fenerbahçe’de, ilk virajı alırken Diego’nun -bazen faydalı bazen faydasız- çabası yadsınamaz.

Vitor Pereira’nın; bizim sorguladığımız şeylerin farkında olduğuna, ama bizim, onun düşündüklerinden haberimiz olmadığına eminim.

Müdahale

Antalyaspor maçına kadar Hoca’nın hatalı müdahalesine pek rastlamadım. Hatta genelde yanlıştan doğruya götüren hamlelerdi ve sahaya olumlu yansımıştı. Bu kez müdahaleleri takımı geriye götürdü. Elbette altında başka sebepler de olabilir ama ilk değişiklikten itibaren takımın -varolan- koordinasyonu bozuldu. İleride çoğalamadık ve baskı yaratamadık. Takım boyu anormal uzadı ve Alper, Diego, Nani’nin driblingleri dışında atak üretemedik. Hoca maç sonu açıklamasında Fernandao’yu yorgunluk sebebiyle çıkardığını söyledi ama kuşkuluyum. Maçı koparmadan takımın yapı taşlarıyla oynamamak gerek. Bugün itibariyle takımın yapı taşları Kjaer, Souza ve Fernandao. Ve Hoca bugün ikisini birden oyundan çıkardı. Takımın dağılması sürpriz değil.

Robin Van Persie

İlk paragrafı açayım Mr. Fundamental’e. İlk 90 dakika maçıydı. Yalnız kalınca yükü arttı ve yoruldu. Ama 90 dakika boyunca toplu/topsuz her oyununda akıl ve zerafet vardı. Asisti lezizdi. Alex’in koşanı değil de Avrupalı ve fizikli olanı. Ancak Fenerbahçe’nin bu sezonki başarı grafiği, Van Persie’nin ceza sahasına girme sıklığıyla doğru orantılı. Hoca’nın *aramaları* onu 2 maçtır sağ forvet olarak izlettiriyor bize ama ait olduğu yere mutlaka dönecektir. Ki Vitor Pereira’nın özellikle baskı kuracağı iç saha maçlarında Van Persie’yi ceza sahası yörüngesinde kullanmak istemesi, özelllikle pas bağlantıları kurması açısından, hiç de mantıksız değil. Van Persie tüm sezon bu rolü istemez ama Vitor Pereira cebine bir kart koymuş oldu bu şekilde.

Ba

Herkesi, hepimizi ters köşeye yatırdı ve nazar değmesi gecikmedi. Hazırlık maçları dahil izlediğim Fenerbahçe’de, Kjaer dahil, şu ana dek en güven veren stoper performansını sergiledi Ba. Şimdi yokluğu aranacak maç oynamadan taraftarın gözden çıkardığı kiralık futbolcumuzun. “Kadlec’i neden denemez?” diye soran bana da yediğimiz gol bilmem kaçıncı cevap. Kadlec olmayacak.

Performanslar

İyi: Kjaer, Ba, Nani

Ortalama üstü: Hasan Ali, Şener, Diego, Van Persie

Vasat: Topal, Souza, Fernandao

Yukarıda Souza ve Fernandao’nun oyundan çıkarılmalarını eleştirip burada vasat bulmam dikkat çekmiştir. Doğru, iyi değillerdi. Ama iyi oynamaları başka, rolleri başka. Sahada ihtiyaç devam ediyordu.

Hakem ve son dakika golü

Bülent Yıldırım yeni türkü değil. Biri %99, diğeri %100 iki penaltıyı, birinde kırmızı kartı vermedi ve geçen yıl Akhisar maçında olduğu gibi, bir sapan taşıyla puan verecekti Fenerbahçe, sayesinde. Ama işte etme bulma dünyası. Fenerbahçe’yi doğrayım derken kazdığı kuyuya düştü. E müstehak. Tabii 12 Mayıs 2012’deki Galatasaray’ı andıran yatışlarıyla Antalyaspor’lu futbolculara da. Türk futbolunun ileri gideceğini düşünmüyorum. Ama Fenerbahçe ileri gitmek istiyorsa hata yapmadan, oyalanmadan 2–0'ı bulacak ve ayağını gazdan çekmeyecek. Çünkü bu düzen değişmeyecek. Bugün Nani kurtardı ama yarın maçın kahramanı olmayabilir. Ne gerek var, hakemler daimi kahraman zaten değil mi?

--

--

noavas
[noavasblog]

Fenerbahçe neşe verir, can katar, iyi gelir.