Çıktığın Kapıyı Çarpmayı Unutma!

İbrahim Sarbay
3 min readMar 14, 2016

Kapıları açık bırakmayı kes. Gemileri yakmaya başla.

Kapıları açık tutmanın tabiatıyla güzel bir şey olduğu gibi bir fikir vardır. Daha önce, seçenek takıntısının fırsatları görmene engel olabileceğini yazmıştım. Şimdi daha güçlü bir iddiada bulunacağım: Seçenek aramayı kesmekle yetinmemeli, çıktığın kapıları bir daha dönemeyeceğinden emin olmak için çarpmalısın.

Bir kapı, seni mutsuz edecek bir hayata götürüyorsa, kapat onu. Bir açıklıktan içeri göz ucuyla bakma fırsatı yakalamışsan ve gördüğün şey, içinde bir şeylerin ölmesine yol açıyorsa, çarp o kapıyı ve yak onu ardından.

Yoksa, daha sonra biri çıkar da önüne doğru ödülü koyarsa, geri girme fikri cazip gelebilir. Nefret ettiğin bir şeye “evet” demek cazip gelebilir yani, ki bu bütün akıbetlerin en hüzünlüsüdür belki de.

Yaz tatilinde Washington, DC’de staj yapan bir grup gençle karşılaştım. Hepsinin ortak fikri, siyasi arenadan nefret ettikleri ve asla onlardan biri olmak istemedikleriydi. Sübvansiyonlu eğitim masal dünyası sona yaklaştığında ve sürekli bir iş bulma ihtiyacı sırtlarına yüklendiğinde, şunları duyacaksınız: “Bu blog yazısını yazamam. Çünkü eğer yazarsam, DC’deki X politika grubu beni işe almaz!”. Her ihtimale karşı, gemileri yakmaktan kaçınacaklar.

Ama sizi gitmek istemediğinizden emin olduğunuz bir yere götürecekse, o gemiyi yakmak birinci önceliğiniz olmalı! Odise kendini boşuna direğe bağlamadı.

Kaç kişi, maaşına hayır diyemediği için nefret ettiği hayatı yaşıyor? Kaç kişi, kapıyı çok uzun süre açık tuttuğu için ümitsizlik içinde kıvranıyor? Kaç kişi, belli bir yolun kendisini mutlu etmeyeceğini bilmesine rağmen bu seçeneği kesip atamıyor ve bir zayıflık anında mevkiye veya kısa vadeli kazançlara hayır diyemiyor?

Dene. Çok şey dene. Bir şeyi denemeden önce açık fikirli ol. Nefret ettiğin bir şeye denk gelirsen, çarp kapıyı. Geri dönüş yolunu kes at.

Gerçekçi olmak gerekirse, sadece bir seferde kendine en uygun şeyi seçmen ve bununla devam etmen mümkün değil. Bunun yerine, dene ve uygun olmayan neye denk gelirsen vazgeç. Kötüleri eleyerek iyiye ulaş. Sıkça bu konuda yazıyorum ve bu benim hayat felsefem gibi bir şey. Nefret ettiğin bir şey yapma da, gerisi mühim değil.

Yaptığı işi yapmasının, dünyada katlanabildiği veya iyi olduğu başka bir şey olmamasından kaynaklandığını söyleyen bir arkadaşım var. Size asil bir davranış gibi gelmeyebilir ama bu bir işi yapmak için benim aklıma gelebilecek en iyi sebeplerden biri! En iyi girişimcilerden bazıları, ardı ardına şirketler kurmalarının ardında yatan sebebin, işçi olmaktan nefret etmeleri olduğunu kabul ediyorlar. Sevdiğin işi bulmak için, öyle bir noktaya gel ki, başka hiç bir seçenek kalmasın. Kapıları ardından çarpmaya devam edersen, seçenekler dünyanı daraltmış olacaksın. Sonunda, sana en uygun olanlar geriye kalacak.

Bir şeyin içinde bir şeyleri öldürdüğünü, enerjini tükettiğini veya neşeni bitirdiğini fark edersen, hemen bir kaçış planı yap ve orayı acilen terket. Nereye gideceğin önemli değil, orada kalma yeter. Gittiğin yerde de durum aynıysa, orada da kalma. Belki iki gün sürecek, belki beş yıl. Kötü bir durumdan kurtulmak zor olabilir. Ama geride bıraktığın yer iyi değilse, ekmek kırıntısı bırakma.

Belki de, hayatını geçirebileceğin potansiyel olarak iyi bir çok şey listendeyken öleceksin. Belki de 20 yaşına geldiğinde seçenekler listen boşalmış olacak. Herkes için durum farklı. Ama çoğunluk gibiysen, her şeyi sürekli yapılabilir sanarken, “tutku” duyduğun şeye asla kavuşamazsın. Sadece öyle olmayanlara kapıyı çarparsan kavuşabilirsin.

Tekrar ediyorum gibi gelecek, ama kalıcılığı artar. Yapmak istemediğin şeyi yapma. Yapmamakla kalma, yapma fikrinin cazip gelebileceği bir durumda da kalma.

Hukuk fakültesinin birinci sınıfında veya son sınıfında okuyor ol fark etmez, bir sabah hukuk okumaktan nefret ettiğini fark edersen, orada bırak. “Ne olur ne olmaz” diye okumaya devam etmek, sıkılacağın bir hayat yaşamanı garantiler.

Sevmediklerini bilmek çok değerlidir, ama eğer onları dikkate alarak hareket ederseniz. Harekete geçmemek — sevmediklerinizi yapmamak — çoğunlukla yeterli gelmez. Bir daha yapabilme ihtimalinizi de yok etmelisiniz.

Fikri sabit ol veya karar verirken acele et demiyorum. Neyin mutlu, neyin mutsuz edeceği konusunda açık fikirli ol. Şaşırabilirsin. Bir şeyleri denemeye vakit harca. Salak bir kariyer rehberine veya üniversite bölümleri listesine bakmakla yetinip, kendin için en uygun şeyi seçtiğini iddia etme. Ama bir şeyi denediysen ve ondan nefret ettiğinden gerçekten eminsen, kapıyı çarp.

Ne kadar kısa sürede ne kadar çok ihtimali elersen, sevdiğin hayata o kadar çabuk kavuşmuş olacaksın.

Bu yazı, Isaac Morehouse tarafından yazılan Remember to Slam the Door Behind You yazısından, izniyle tercüme edilmiştir.

This post is the Turkish translation of Isaac Morehouse’s Remember to Slam the Door Behind You post. Permission was granted by the author.

--

--

İbrahim Sarbay

Doktor, yazar. Opereyşın’ın (www.opereysin.com) kurucu ortağı. (Medical Doctor, writer)