1443 — Ramazan Günlükleri, 1.Hafta
Yeniden, Ramazan. Yeniden Günlükler.
Sevgili okur, Ramazan Günlükleri projesine başladığım zaman amacım Ramazan ayı boyunca çevremde gördüğüm güzellikleri insanlarla paylaşmak ve arkadaşlarımdan da bunu yapmalarını istemekti. Böylece her gün maruz kaldığımız kötü haberlere karşı bir direnç ve umut duygusu oluşturacak, ay boyunca gerçekleştirdiğimiz “çevremizdeki göremediğimiz güzellikleri farketme” alışkanlığını edinecektik. Yıllar geçiyor, haberlerin içeriği değişse de, kara haberler tez duyuluyor ve biz bu kötü haberlere maruz kaldıkça dünyanın sonunun geldiğini düşünüyoruz. Buna rağmen her gün yeni insanlar dünyaya geliyor, bitkiler filizleniyor, çiçekler açıyor ve biz bunları kaçırıyoruz. Umudu kaçırıyor gibiyiz. Oysa yaşam devam ediyor… Öyleyse neden iyilikleri ve güzellikleri paylaşıp çoğaltmayalım?
Sahip olduklarımızın değerini kaybetmeden önce bilelim.
Ramazan ayını sevmemin sebeblerinden birisi de; gündelik yaşamlarımızda hayatın akışına ve hızına kapılmışken, bir anda gelip, hayatımızı yavaşlatmamız gerektiğini bize hatırlamasıdır. Senede bir ay da olsa, duraklaman gerektiğini, yaşamı biraz daha sakin algılamak gerektiğini ve hayatını gözden geçirip tekrardan ele almana imkan sağlar bu ay. Ramazan bir nevi insanın kendini “sıfırlama” ayıdır. Modern insanların tabiriyle “fabrika ayarlarına geri döndür”me ayı. İnsanlara Ramazan Günlükleri projesini anlattığımda ilk tepkileri “Ben her gün fotoğraf çekmiyorum, evden işe kısıtlı bir yaşamım var, çok yoğunum.” oluyor. İşte Ramazan Günlükleri de tam bunun için var. Gündelik yaşamda karşılaştığımız ve bizim için anlamlı gelen ne varsa onları saklamak için… Ve değerli okuyucu, işte bu sene de Ramazan Günlükleri’nde bu güzellikleri göreceksin.
1442 Ramazanı’nda kısıtlı tuttuğumuz katılımcı sayısını bu sene Ramazan Günlüklerinin eski ve yeni katılımcılara ile beraber biraz daha geniş tutmaya çalıştık. Amacımız güzellikleri paylaşmak. Süslü kelimelerden, parlak ışıklardan ziyade, kendi halinde bir bütünlük ve cemaat hissi yaratmak. Umarım beğenirsiniz.
Fazla uzatmadan 1443 Ramazan’ının ilk hafta günlükleri ile sizi baş başa bırakıyorum. İyi okumalar, seyirler.
Sevgiler.
-Ümit.
1 Ramazan 1443
“Bu sene Ramazan daha tatlı. Bir sonraki sene aynısı olmayacak çünkü. İçinde yeniliğin ve baharın getirdiği heyecan var. Umarım verimli geçirebilirim.”
— Ümit Bulut
“Yeniden bir bahara ve Ramazan’a ulaşmanın tatlı heycanı, sevinci ve hafifliği.” — Fatma Zehra Ercan
“Bugün Bize Ramazan Geldi
Öyle bir kalp çarpıntısı, öyle bir tatlı telaş hakim ki sokaklarda, çarşı pazarda, evlerde; sanki çok uzun yıllardır ayrı kaldığımız bir sevdiğimizle buluşmaya hazırlanıyormuşuz gibi. Ama bu beklenen şahsa özel biri değil, sahiplenen herkesin sevdiği. Mesela 4 yaşındaki minicik kalbin sahibi Osman’ ın da sevdiği. “Anne, Ramazan bize bugün geldi değil mi?”, “Anne Ramazan bizde kaç gün kalacak?” Geldi, geldi hem de dolu dolu 30 gün bizimle olacak. Biz ona ne kadar gönlümüzü açıp, onun da gönlünü ne kadar hoş tutarsak o kadar mutlu olacak.
Minicik kalplerden sevgisi taşan sevgili, hoş geldin.”
- Büşra Marangoz
“Zaman zaman kendimizi bir film sahnesinin içindeymişiz gibi hissederiz. Sahiden de yaşadığımız hayatlar birer filmden ibaret değil midir?
Filmler gerçek değildir ama içlerinde bazı hakikatler barındırırlar. Ben de bir filmin içindeymiş gibi hissettiğim anları, kabul ettiğim tek hakikati tefekkür etmek için kullanırım. Çünkü belki de bu anlar hakikatin varlığını hissedebilmemiz için yaşatılan anlardır. Gerçek olmayan bir filmde açılan hakikat yarıklarında kainatın yönetmeni bize bir şeyler fısıldıyordur.”
— M. Yusuf İzgöer
2 Ramazan 1443
“Bugün yürüyüşte bu ağaca rastladım, uzun uzun izledim. Köpeğini gezdiren bir kadın beni öyle görünce “ne kadar güzel değil mi” diye yanıma geldi. Kendi bahçesinde açan badem ağacından bahsetti, telefonundan fotoğrafını gösterdi. Kaç senedir bu ağaca baktığını anlattı. Giderken bahçesini tarif etti, ilk fırsatta yolumu düşüreceğimi söyledim. İnsanın emeğinin karşılığını almasından daha güzel ne olabilir ki?” — Fatma Zehra Ercan
“Misafir Yarışı
Öyle tatlı bir misafir ki herkes onunla birlikte en sevdiklerini aynı masa etrafına oturtup ikramlarda bulunabilmek için yarış halinde. Belki de Müslümanların birbirini hayırda en çok kıskandığı zamanlar. 11 ay boyunca beklenen güzel sevgili, 74 yaşındaki yaşlı ve yorgun kalbin de sevgilisi olduğundan o bile evinde misafir ağırlama yarışında. Senin gelişinle birlikte başlayan misafircilik yarışı herkesin iftar sofralarını süslüyor.
Pek güzel geldin, hoş geldin.”
- Büşra Marangoz
3 Ramazan 1443
“https://youtu.be/uLEFFxavs-k” — Fatma Zehra Ercan
“Kevser Havuzu
Öyle kararlı bir benimseme ile geliyorsun ki, 9 yaşındaki heyecanlı, kıpır kıpır bedenleri bile tereddütsüz bağlıyorsun oruç sadakatine. Parktaki çocukların arasında top oynamaktan ter içinde kalıp, vücudundaki tüm suyu tüketmiş olan ve boğazında ıslak tek bir nokta kalmadığı halde yanında su içen yaşça küçük arkadaşına özenmeyen Ömer’ in sabrını çepeçevre kuşatıp arttırdın. Kendini iftar vakti Kevser Havuzu’ nun başında kana kana su içerken hayal ediyormuş, ne mutlu ona.
Sabrımızı taçlandırarak geldin, hoş geldin.”
-Büşra Marangoz
4 Ramazan 1443
“Uzak bir kuşun kalp çarpıntısını hissetsek, anlasak kaybolduğumuzu bu bereketli zamanlar ormanında.” — Gökhan Özcan
“Teravih Coşkusu
Öyle güzel bir coşkuyla geldin ki, teravihlere susamış kalplerimize serinlik getirdin. Anneler, babalar, çocuklar, dedeler, nineler iftar sonrası ağrıyan dizlerini, başlarını unutup koşa koşa camilerde yerlerini aldılar. Çocuklar camilerde vakit geçirerek o manevi iklimi teneffüs etti. Yaşlılar maddi hastalıklarını unutup kalplerini iyileştirdi. Gençler dışarıdaki dünyalarından bir süreliğine olsun sıyrılıp ibadet önceliği ve hazzı hususunda yaşıtlarına örnek oldu. Velhasıl senin gelişinle birlikte dolup taşan teravih namazlarını, namaz sonrasında dostlarla yapılan sohbetleri özleyen kalplere şifa olarak geldin.
Gelişinle teravih vakitleri terapi oldu tüm Müslümanlara, hoş geldin.”
-Büşra Marangoz
5 Ramazan 1443
“Bugün olayları tolere etmeyi biraz daha öğrendim.” — Ümit Bulut
“Bir ilkokulun sokağından geçtim bugün. Birileri pandemiyi kafada bitirmiş.” — Fatma Zehra Ercan
“Kalp Temizliği
Öyle kendine has bir sükunetle geldin ki, kalplerimize sardı sakinliğin. Özümüzü hatırlamamızı sağladın. Kalplerimizin içine dönüp tüm kötü hislerden, düşüncelerden, davranışlardan arınmamız gerektiğini hatırlattın. Tefekkür edip, anlamamız için bize yol gösterdin, sebepler verdin. Bir büyüğümden dinlemiştim; İnsan, Allah’ a erişebilen tek varlıktır ve bunu kalbi yoluyla yapabilir diyordu. İşte sen bize tam olarak bunu yaşatıyorsun gelişinle.
Kalplerimizi arındırmak için sen ne güzel geldin, hoş geldin.”
- Büşra Marangoz
6 Ramazan 1443
“https://open.spotify.com/playlist/3wkYWMh89feV7bDqvN7BUn?si=qi5Xi2hzSgqydKBJ0fDYcw” — Fatma Zehra Ercan
“Gülen Gözler
Öyle sabırlı bir bekleyişin sonunda geldin ki; anne ya da babasını kaybetmiş çocukların gözlerindeki hüznü bir nebze olsa dahi söndürmek için vesile oldun. Elinde oyuncak ve çikolatalarla zili çalmasını beklediği o yabancının gelişiyle parlayan gözleri görmek herkese nasip olmalı. Miktarının hiçbir ehemmiyeti olmaksızın elindekini paylaştığı hüzünlü gözlerin mutluluğuna ortak olmayı öğrettin Müslümanlara. Belki günlerdir kuru pilav yiyen mideler senin gelişinle bayram etti. Paylaştıkça artan nimetlerin bereketi saçıldı sofralara.
Çocukların gözlerindeki güzel yansımanla, hoş geldin.”
- Büşra Marangoz
7 Ramazan 1443
“Bu kış hiç bitmeyecek sandım. Baharın gelişi beni her defasında heycanlandırıyor ve teselli ediyor.” — Fatma Zehra Ercan
“Bahar Gibi
Öyle güzel çiçek açtı ki tabiat senin gelişinle, içimizde de çiçekler açtı adeta. Son iki yıldır hasretini çektiğimiz kalabalık iftar sofralarına, hayırlarımızı kendi elimizle ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya, yetimin başını okşamaya, çocuklarla cami gezileri düzenlemeye, hediyeleşmeye ve daha nicelerine bu sene senin gelişinle kavuşuyoruz. Ramazan paylaşmaktır diyorlar ya; sevdiklerimizle paylaşacağımız iftar sofrası muhabbetlerinin heyecanı kaplıyor içimizi. İnsan neye sahip olduğunu düşünüyorsa onun şükrünü kendi cinsinden vermeliymiş. Bizde sahip olduğumuz nimetleri paylaşarak senin sayende şükrümüzü arttırıyoruz.
Baharda açan çiçekler gibi, hoş geldin.”
-Büşra Marangoz
Buraya kadar okuduysanız, bravo.
Bir sonraki hafta görüşmek üzere,
Sevgiler.
