Alternatif bir docker nedir yazısı

Ömer SAVAŞ
SDTR
Published in
4 min readMar 16, 2022

30/12/2018

Merhaba Çok Değerli Okurlarım,

Gün geçmiyor ki; bir teknoloji/yazılım yaygınlaşsın da, biz de “vay anasını! bunun 1. versiyonu çok başkaydı. adamlar ne geliştirmiş be bilader” diyerek; Hüseyin amca vari elimizle yüzümüzü ovuştura ovuştura şaşırmış olmayalım. Bu gün; bu bol karlı ve huzurlu pazar gününde sizlere, Kütahya İl Özel İdaremizin istifadesine sunduğumuz bu tür bir teknolojiden bahsedeceğim.

Aslında her şey yıllar yıllar önce başladı. Nasıl ki akl-ı evvel, zamanın zekisi abilerimiz, bir yazıcıyı birden fazla bilgisayara takmak, her bilgisayara bir de yazıcı parası ödemek istemediler ve ilk ağı kurdularsa; yine aynı minvalde, bazı abiler de çıkıp dediler ki, ya neden her müşteriye bir sunucu tahsis ediyoruz. Sanallaştırmayı icat edelim adına da “Virçulızeyşın” diyelim olsun bitsin(!)

Sanallaştırma bir şekilde icat edildi ve “Fiziksel bir tane makine üzerinde bir sürü işletim sistemi çalıştıralım. Ağdan bakanlar burada bir sürü makine çalıştığını sansın. Biz de her müşteriye bir sunucu satın almak zorunda kalmayalım.” denildi. Bir yan fayda olarak da bu saydıklarımızın hepsi yazılım katmanında gerçekleştiği için yedeklemesi geri yüklemesi çok basitleşti.

Sonra zeki başka bir arkadaşta çıktı dedi ki: “ya bu sanallaştırma falan çok hoş; ama şimdi de sanal işletim sistemleri için bir sürü kaynak harcıyoruz. Yukarıdaki resimde de görüleceği üzere, guest os dediğimiz sanal işletim sistemleri ram tüketiyor, işlemci kullanıyor. Keşke bundan kurtulmanın da bir yolu olsa” Bu fikir aynı -şuan- “Bizim üretim yapmamız lazım abi, tüketim toplumuyuz üretmemiz lazım” fikri gibi ağızdan ağıza yayıldı gitti. Ama ortada net bir çözüm yoktu. Sonra bir iki sene içerisinde LXC diye bir şey çıktı. Linux geliştiricileri bu soruna kısmen bir çözüm bulmuşlardı. Konteyner kelimesi ilk orada çıktı karşımıza. Yani diyorlardı ki; sanallaştırırken siz zaten en tabanda bir işletim sistemi çalıştırmıyor musunuz? Evet. Tamam biz sizin servislerinizi onun üstünde çalıştırırız. Yeni işletim sistemine kaynak harcamayın. Koro halinde: Vay anasını dedik. Bu, tabiri caizse Windows olmadan Word çalıştırmaktı. En azından son katman için. LXC dediğimiz meret, servislerimize, dosyalarımıza, her şeyimize, sanki bağımsız bir işletim sistemi gibi izole bir alan sunacak, bize yeni bir işletim sisteminde olmadığımızı hiç hissettirmeyecekti.

Biz bununla baya oyalandık. Kah sıkıntıya düştük kah fayda gördük. Sonra 2013 yılında Solomon adında bir abi daha çıktı. Dedi, toplanın bir şey anlatacağım. Size, dedi hayatınızı değiştirecek bir şey anlatacağım, önümüzdeki 5 dk içinde. Ben bu lxc üzerine bir şeyler yaptım. Bırak izole işletim sistemini ben size izole process sistemi sunacağım. Yanlış duymadınız, bana hangi processi çalıştırmak istediğinizi bir dosyaya yazın ben bu processe öyle davranacağım; o sanacak ki ben tek başıma tertemiz bir işletim sisteminde koşuyorum. -Sonra hedef yükseltti.- Size bir küme yapısı sunacağım orda herhangi bir processin başına bir şey gelirse onu hemen milisaniyeler içinde daha uygun başka bir yerde ayağa kaldıracağım. Node ‘un biri düşerse ondaki processleri hemen diğerlerinde koşturmaya devam edeceğim. Yetti mi? Tabi ki hayır. Uygulamalarınızı üst versiyona geçirirken sıfır saniye down time olacak. Ölçeklenebilirlik mi? O iş bende istediğin an istediğin kadar kopya yaparım.

Bu gün uygulama gerçekten o halde. Bir Docker fütüristi olan Gökhan Şengün bile buralara gelebileceğini tahmin edememiştir herhalde. Bu arkadaşın da adını ne zaman yazsam acaba Gökhan Şenyüz ile karıştırıyor muyum diye kontrol etme ihtiyacı hissediyorum. Herneyse. Ayrıca DockerHub var. Redis Cluster, Kafka Cluster, Postgres Cluster… Bu saydıklarım bile var. Önce sadece 5 dk da Docker kümesi oluşturuyorsunuz onlar birbirini takip ederek servislerinizin her an çalıştığını garanti ediyor. Sonra sadece bir kaç satır kod ile yukarıda saydığım küme servisler sunucularınızda koşmaya başlıyor. Baktınız bir servis çok yoğun hemen bir kaç replika daha istiyorum diyorsunuz ve oluyor. En güzeli de Docker ‘ı 1 hafta da gayet etkin kullanmaya başlayabilirsiniz.

Bunların hepsi şu demek: Merhaba efendim benim adım Docker. Tüm servis uygulamalarınıza talibim. Yazıyı buraya kadar okumuş sabırlı developerlar için çok çok faydalı bir kaç link paylaşıyorum.

Docker bu haliyle bile piyasada kendinden fazlasıyla söz ettirirken hala gelişmeye devam ediyor. Daha doğrusu satın almaya. Her büyük teknoloji şirketi gibi çevresindeki firmaları satın alarak büyüyor.

Benim beklentim önümüzdeki süreçte ara yüzünü görebildiğim bir Windows (uygulama) konteyner çalıştırabilmek. Özellikle Pardus göç konusunda kurumların en büyük sıkıntısı Windows üzerinde çalışmak zorunda olan uygulamalar. En azından o uygulamalardan -alternatifleri ile- kurtulana kadar kullanıcıları uzaktan bu sanal masaüstlerine bağlayabiliriz. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sağlıcakla…

--

--