25 Yaşına Kadar Hayatın Bana Öğrettiği 25 Ders

Berk Üstünel
Türkçe Yayın
Published in
5 min readJul 30, 2019
Evolution of Man

Siz bilmiyorsunuz belki ama hayatımın en huzurlu dönemini yaşıyorum. Hayır, hayır şaka yapmıyorum. Gerçekten aşırı mutlu ve huzurluyum. Neden diye sorarsanız hiçbir sebebi yok. Neden olmayım ki zaten? Huzur ve mutluluğun nedeni mi olur?

Ben ne gördüm ki huzursuz olayım?

Ne elime geçmedi ki tatminsiz olayım?

Ne yaşadım ki isyankar olayım?

Ne haddime benim yaşamı, sevmiyor olmam?

Siz bu yazıyı okurken ben 25 yaşına basmış olacağım. Yani neredeyse ortalama bir insan ömrünün üçte birine. Tamam tamam, haksızlık yapmayalım. Tıp ve teknoloji biraz daha gelişti. Yaşlanmaya bir miktar çözüm bulundu: hadi olsa olsa beşte birine. O da çok mu oldu? Buradan İsviçreli bilim adamlarına sesleniyorum: Artık şu ölümsüzlüğü bulun da gereksiz hesaplama krizlerine girmeyelim gözünüzü seveyim…

Elbette yaşamak hiç kolay değil. Hele insan olarak yaşamak hiç değil. Kolay diyen varsa “pi”yi 3 almadan işlemi tekrar etsin ya da sürtünme kuvvetini işleme dahil etsin. Sözelciler de aruz ölçüsüyle bir dörtlük yazsın bakalım…

Bunun yatması var, kalkması var. Yemesi, içmesi, düşünmesi var. Kültürü var, toplumu var. Okuması, çalışması, ev kredisi, evliliği ve çocuğu var. Dini var, felsefesi var, siyaseti var, futbolu, kefen parası var… Yani var da var. Velhasılıkelam, insan olarak yaşamak gerçekten dünyadaki en karmaşık ve en stresli deneyimlerden biri olabilir. Ama belki de bu deneyime zemin hazırlayan çoğu canlının erişemeyeceği bir bilinç seviyesindeyiz. Bilmiyorum, yine insanlık fanatizmi mi yaptım?

Halbuki çok değil, sadece iki milyon yıl önce diğer primat kuzenlerimizle beraber Afrika savanlarında oldukça basit ve sade bir yaşamımız vardı. Dert edeceğimiz tek şey “Bugün sağ kalmak için ne yapmam gerekiyor?” olurdu. Birinci dünya problemlerinin bitmek bilmediği modern toplumlara nazaran; o dönemde sağ kalmayı dert edinmek gayet makul ve haklı bir eylemdi.

Ya da hikayenin öbür ucundan bakmayı tercih ederseniz İblis’in oyununa gelen Adem ve Havva yasak meyveyi yedi diye cennetten kovulup dünyada yaşamakla cezalandırıldılarsa, ilk günahkarların torunları olarak bizler de yaşam tarafından ebedi olarak mutsuz ve huzursuz olmakla mı lanetlendik acaba? Kim bilir, belki bu da bize müstehaktır.

Kısa bir insanlık tarihi özeti yaptıktan sonra haddimi aşarak sizinle bu yaşa kadar hayatın bana öğrettiği 25 dersi paylaşmak istiyorum. Aslında 25’ten çok daha fazla ders var bana hayatın öğrettiği ama bunun için bir kitap yazmam gerekir. Planımda gerçi o da var. İsmi bile hazır ama hadi o da sürpriz olsun!

Ne diyordum? Heh, dersler. Hepimiz yaşadığımız sürece bir şeylerden ders alıyoruz. Hayatın yörüngesinde aldığımız dersler hepimizin için farklılık gösterebilir. Benim de bu yaşam karmaşasında sepetime eklediğim nacizane birkaç ders var. Bunları bayat ve ukala söylemlerle dolu klişe bir yazı olarak değil; gerçekten içimden gelen samimi mesajlar olarak almanızı isterim.

1. Huzur ve mutluluk hiçbir şekilde sana dış faktörlerden gelmeyecek. Yaşamı huzurlu kılan bizim ona verdiğimiz değer ve içimizde beslediğimiz yaşam sevgisi.

2. Değerlerin ve prensiplerinin her daim farkında ol. Yoksa hemen edin. Ve unutma ki değer yargıların sana özel. Bunları herkese kabul ettirmek için yırtınma. Fanatik olmanın kimseye katkısı yok.

3. Hiçbir zaman öğrendim deme, hiçbir zaman öğrencilikten vazgeçme.

4. Merak etmenin ve sorgulamanın verdiği müthiş hissi asla kaybetme.

5. Önce kendini bil ve tanı, sonra başkalarını tanımaya bak.

6. Değişim ve dönüşüm varoluşumuzun temelinde var. Ya ayak uydur ya da yoldan çekil.

7. Bilimde nasıl gözlem ve deney varsa kendi hayatımızda da var. Olabildiğince gözle ve dene. Yaşamayı deneyselleştir.

8. Hayat deneyimlerden ibaret ama deneyimlerimizin sınırı yok. En güzel insanla da beraber olsan, en güzel yere de seyahat etsen, en güzel festivale de katılsan, en güzel içkiyi, en kafa yapan uyuşturucuyu da kullansan deneyimin sona erdiği bir nokta yok. Her şeyin deneyim odaklı olduğu bu koca yaşlı şişko dünyada deneyim girdabına kapılma.

9. Bol bol anı biriktir. Önemsiz olarak gördüğün ufak hatıralar zamanı gelince büyük tebessüm edeceğin anlara sahne olacak.

10. Anı yaşamanın verdiği keyfi kaybetme. Yaşam geçmişe takılı kalmak ve geleceği dert edinmek için oldukça kısa.

11. Ajandanda olabildiğince kendine vakit ayır. İstediğinde yalnız kalabilmek dünyadaki en büyük zenginliklerden biri.

12. İstemediğin bir şeye evet deme, istemediğin ortamlarda bulunma. Her “hayır”da bir hayır vardır.

13. Sadece insanları düşünme, tüm canlıları düşünerek hareket et.

14. Herkes aynı koşul ve fırsatlarla hayata gelmiyor. Kimsenin standart bir yaşamı yok. Karşılaştığın kişi, fikir ve eylemleri eleştirmeden önce enine boyuna araştır ve analiz et.

15. Başarının tek bir sabiti yok. Kendi sabitini yani kendi nedenini bul ve ona odaklan.

16. Şükretmek ve minnet duymak kaliteli bir yaşama sahip olmak için kendimize karşı edineceğimiz en büyük sorumluluk.

17. Sistemin bizden beklediği gibi rekabet odaklı olmak yerine dayanışma odaklı olmayı tercih et. Etkisi daha yoğun ve uzun sürecektir.

18. Trendleri takip et ama önceliklerin ihtiyaçlar olsun.

19. Bir fikri sahiplenmek marifet değil, onu uygulayabilmektir mevzu bahis. Uygulamış olsan da sakın ama sakın ben yaptım edasına girip egonu besleme. Sen, senden önce gelen tüm bilgi birikiminden beslenerek onu yaptın. Arkanda milyarlarca canlıdan çıkmış kan, ter, emek ve gözyaşı var.

20. Orijinallik hayatın en büyük aldatmalarından biri. Her şey aslında kocaman bir remix.

21. Sırf senin varlığın başka canlıların hayatlarını güzelleştiriyorsa kendinle gurur duy ve ne yapıyorsan ona hız kesmeden devam et.

22. 1 ve 0 sadece makinaların dünyasında var. Hayatı, iyi ile kötünün savaşı (Dark Side vs. Light Side, Seferoğulları vs. Tellioğulları, Ak vs. Kara…) olarak görme. Gri bölgeler elbette her alanda var.

23. En dip noktayı gördüğünü düşündüğünde, kendini işe yaramaz, gereksiz ve boş hissettiğinde şunu unutma: milyonlarca sperm arasında yumurtaya en hızlı ulaşan sendin ve dünyaya geldin. Bir derdin olursa kimsenin doğrudan buna bir yardımı dokunmayacak. Potansiyelinin farkında olarak yaşamı inişleri ve çıkışlarıyla kucakla.

24. Gene ne zaman böyle hissedersen aslında hepimiz koca evrende soluk mavi noktada yaşayan bir toz partikülüyüz. Bir şeyleri sorun ederek sadece egomuzu besliyoruz.

25. Yaşama ne anlamlar yüklenirse yüklensin büyük ihtimalle hiçbir anlamı yok. Belki bir simülasyon gördüklerimiz ama bunu bilemeyeceğiz. Ne olursa olsun nefes almak, varoluşumuzu hissetmek, diğerlerine dokunmak ve bundan sonra ne var diyebilmek inanılmaz bir duygu.

Bonus: Bu yazdığım şeylerin de kesin yargılar olmadığının farkında ol. Fikirler değişir, keza insanlar da.

Çeyrek asırı devirdiğim şu kısacık hayatımda dile getirdiğim bu maddeler benim için çok kıymetli. Ben bu maddeleri yazarken oldukça düşündüm ve keyif aldım. Umarım sizi de bir nebze düşündürebilmiş ve tebessüm ettirebilmişimdir.

Bu yazı ilk olarak berkustunel.com sitesinde yayınlanmıştır. Yazıyı beğendiyseniz yandaki 👏 ‘a istediğiniz kadar tıklayabilir ve yazının diğer insanlara ulaşmasına daha fazla katkıda bulunabilirsiniz. Yazı ve konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda belirtirseniz beni çok memnun edersiniz. Sonuna kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim.

Benimle berk.ustunel@gmail.com adresinden veya aşağıdaki kanallardan iletişime geçebilirsiniz:

Medium | LinkedIn | Web

Ayrıca diğer yazılarıma aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--

Berk Üstünel
Türkçe Yayın

Istanbul, TR berkustunel.com business analyst, life-time learner, knowledge trader, motivation booster, tech enthusiast, animal rights activist and many more