Açık Bankacılık Nedir?API Bankacılığı Nedir?

Açık Bankacılık Nedir? Zorunlu açık bankacılığın (PSD2) gelişimi, API ve webservis farkı, açık bankacılık örnek uygulamaları..

Zeynel Enes MİRZA
Türkçe Yayın
8 min readFeb 2, 2020

--

Photo by NASA on Unsplash

İnternet şube ve mobil şube gibi dijital kanalların ortaya çıkışı ile birlikte bankacılık fizikselden dijitale doğru bir değişim içerisine girdi. Bu değişim ile birlikte kanal kavramı da bankacılık sektörünün literatürüne girdi. Çok kanallı (multichannel) yapı ile birlikte bankalar her kanalda hizmet sunmaya başladılar. Bütüncül (omnichannel) bir deneyim yaklaşımı ile birlikte bankalar farklı kanallarda sundukları hizmete bütüncül bir yaklaşım sergilediler ve aynı deneyimi sunmayı hedeflediler.

Açık Bankacılığın Ortaya Çıkışı

Finans sektörünün kanal bazlı bu dijital değişimden sonra yeni bir değişimin içerisinde olduğu artık bariz bir şekilde biliniyor. Bu değişimin Fintech’lerin ortaya çıkışı ile başladığını söylemek yanlış olmaz. PSD ya da Türkiye’deki muadili olan 6493 sayılı kanun ile birlikte Fintech’ler hızlı bir şekilde finans sektörüne giriş yapmaya başladılar. Fintech’lerin bankalara göre daha çevik ve dinamik bir yapıya sahip olmaları ve çoğunlukla da belli alanlarda uzmanlaşmaları bir adım önde olmalarını sağlıyor. Fintech’ler bu yapılarından dolayı bankalar için ciddi bir alternatif olmaya başladılar.

Bunun en güzel örneği olarak Webrazzi Fintech 2019’da Papara’nın üç yılda üçüncü kez mobil uygulamasını baştan aşağı yenileyeceğini duyurmasını gösterebiliriz. Şu anki uygulamasının iyi bir not aldığını düşünürsek (Şubat 2020-App Store puanı: 4.8, Google Play puanı: 4.9), Fintech’lerin müşterinin ihtiyaçlarına cevap verme konusunda çok hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Bankalarda bu alanda çalışan yazılımcı sayısı ve teknoloji anlamındaki gücü Papara’dan çok daha fazla olmasına rağmen bu kadar kısa zamanda mobil uygulamanın yenilenmesi çok zor.

Papara App Store Puanı (Şubat 2020)

Bankalar bu tehditi fırsata çevirmek için Fintech’ler ile iş birliğine önem vererek bu iş birliğini dijital dönüşümün bir parçası olarak görmeye başladılar. Buna rağmen Fintech’ler istenilen düzeyde büyüyerek bankalara ciddi bir alternatif olamadı. Bankaların finans sektöründeki güçlü ve dominant yapısı bu gelişimi engelliyordu.

Açık Bankacılık Nedir?

Açık bankacılık bankaların API’lerini açarak 3. parti girişim ya da firmalara yeni uygulama ya da hizmet geliştirmesi için müşterilerin finansal bilgilerine erişim sağlamasına imkan tanıyan sistemdir.

API (Aplication Programming Interface, Uygulama Programlama Arayüzü): En basit anlamıyla farklı platformların birbiri ile iletişim kurabilmesini sağlayan kod ve protokoldür.

Açık bankacılık öncesi (solda), ve sonrası (sağda), (Source: Zanders Advisory)

Açık bankacılığın Fintech’lerin gelişerek bankalar ile rekabet edebilmesi için çok önemli bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu sistemdeki asıl amaç bankaların sahip oldukları müşteri verilerini Fintech’lerle paylaşarak yenilikçi ürünlerin ortaya çıkmasıdır. Bu paylaşım müşteri isteği ve onayı ile gerçekleşiyor. Aslında açık bankacılık ile birlikte bankalar Fintech’lerle rekabet etmek yerine kendi sahip oldukları verilerini paylaşarak iş birliği geliştirmeye çalışmaktadır. Bu iş birliği zemini Fintech’lerin geliştirdiği hizmet ve uygulamalarla müşterinin daha iyi finansal hizmete erişebilmesine ve veri paylaşımının getirdiği şeffaflık sayesinde rekabetin gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Bankaların paylaşmış oldukları bu API’leri de “yeni bir kanal” olarak nitelendirebiliriz. Mobil şube ve internet şube gibi bilinen kanallardan en önemli farkı ön yüzde bankanın geliştirdiği bir uygulama yerine bir Fintech uygulamasının yer alması. Bir diğer farkı ise aynı API ile birçok farklı uygulamaya ulaşarak farklı müşteri gruplarına aynı finansal hizmeti ulaştırabilmektir.

Açık Bankacılığın Faydaları

Açık bankacılık ile birlikte gelen müşteri lehine en önemli değişikliğin “verinin demokratikleşmesi” olduğunu söyleyebiliriz. Müşteri tek bir platform üzerinden bankaların aldığı masrafları ya da maliyetleri görerek en akıllı seçimi yapabilecektir. Bu şeffaflık ile birlikte bankaların arasındaki rekabetin artacağını ve müşteri lehine bir sürecin olacağını tahmin etmek çok zor değil.

Fintech’ler temel bankacılık alt yapısını geliştirmek ve bazı lisansları almak yerine bunları bankalardan temin edebilecek. Bu şekilde bankalar yatırımlarını temel bankacılık alanında arttırabilecek ve bu hizmetleri API’ler vasıtasıyla paylaşarak yeni gelir ve iş modelleri oluşturabilecektir. Fintech’ler ise kaynaklarını tasarım ve ürün kısmına ayırarak yenilikçi ürünler ortaya çıkarabilecektir. Tabii ki bu bankaların tamamen mobil şube gibi ön yüzde yer almaktan ve yatırımlardan vazgeçeceği anlamına gelmiyor. Aksine rekabet etmek için yatırımı artırarak, kendi kuruluş ya da uygulamalarını kurabilirler. Akbank’ın gençlere yönelik Tosla uygulamasını buna örnek olarak gösterebiliriz. Sadece gençleri Akbank müşteri yapmak için değil aynı zamanda onların ihtiyacına bir Fintech gibi yaklaşarak bu rekabetin içinde olmak istediklerini söylemek yanlış olmaz. Uygulamanın bankacılık uygulamasından daha çok sosyal medya uygulamasına benzemesi bunu kanıtlar niteliktedir.

API ve Webservis arasındaki fark nedir?

Bankaların müşteri verisini paylaşması çok yeni bir gelişme değil. Bankalar müşteri verilerini webservisler ya da FTP’ler aracılığı ile 3. partilerle uzun zamandır paylaşıyor. Aslında webservis, FTP ve API gibi yöntemler aynı amaca, platform ya da sistemler arası bilgi paylaşımına hizmet ediyor. Hatta webservislerin de API sınıfına girdiğini ve alt kolu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ama bankaların webservislerin yerine API’leri tercih etmesinin altında yatan sebep API’lerin webservislere göre daha güvenli ve esnek yapıya sahip olmaları ve farklı türleri desteklemeleri olarak gösterebiliriz. Esnek yapıları sayesinde tek bir API üzerinden farklı firmalara göre paylaşılan veriler ve yöntemler de değişiklik yapılabiliyor. Webservisler statik yapıda oldukları için en küçük bir değişiklik için yeni bir webservis oluşturulması gerekiyor. Hatta 15 Mart’taki yönetmelik (Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında) ile birlikte webservis ve FTP gibi dosya paylaşım yöntemleri de açık bankacılık tanımına girdi.

How Banking API works (source: by Julien Jaffres — https://www.beatyourpb.com/)

Açık Bankacılık Türkiye’de ilk defa 15 Mart 2020'deki Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında yönetmelik ile tanımlanmış oldu.

Açık Bankacılığın Dünyadaki Gelişimi

AB ilk olarak 2009 yılında Ödeme Servisleri Direktifini (Payment Service Directive-PSD) hayata geçirdi. PSD ile verimli, hızlı, rekabetçi ve güvenli bir ödeme sistemleri piyasası sunulmak isteniyordu. PSD ile birlikte bankalara ek olarak Ödeme Hizmetleri Sağlayıcısı (Payment Services Providers) katagorisi oluşturuldu. Bu değişikliğin amacı bankalara rekabet getirmek ve piyasaya yeni oyuncuların girmesini kolaylaştırmaktı. Ödeme sistemleri alanındaki dünyaca bilenen birçok Fintech’in bu kanun sayesinde ortaya çıktığını söylemek doğru olur. Bu şirketlerin en çok bilinenleri şunlardır: Adyen, Nexi, Klarna ve Transferwise.

Bankaların güçlü yapısı ve müşteri verilerini elinde bulundurması istenilen düzeyde yeni oyuncunun sektöre girerek bankalar rekabet etmesini engelliyordu. Bu durumu ortadan kaldırmak için 12 Ocak 2016 tarihinde finans sektörü için devrim niteliği taşıyacak olan PSD2 AB tarafından uygulamaya alındı. AB üyesi 28 ülkenin 2 yıl içinde bu değişikliğe uyum sağlanması istendi. PSD2 ile açık bankacılık bir insiyatif olmaktan çıkarak zorunlu hale getirildi. Yani bankalar belirlenen API’leri oluşturarak 3. partilerle veri paylaşmak zorunda olacaktı. Bu şekilde bankaların veri ve müşteri üzerindeki gücünün kırılarak Fintech’lerin daha da güçlenmesi bekleniyor.

PSD2 Timeline (source: Capgernini Financial Services Analysis, 2017; SME ınputs)

İngiltere ile başlayan bankaların API’lerini üçüncü parti kuruluşlara açma zorunluluğu, açık bankacılığın ve bu alanda faaliyet gösteren Fintech’lerin önemini arttırdı. Avrupa Birliği tarafından hayata geçirilen PSD2 regülasyonunun yanı sıra Hong Kong, Avusturalya, Kanada, Japonya, Malezya, Singapur ve Brezilya gibi birçok diğer ülke de Açık Bankacılık’a önem vererek destekliyor.

Hatta Brezilya Merkez Bankası’da yeni bir düzenleme yaparak bankalar için yok haritasını açıkladı.

Türkiye’de Yasal Olarak Açık Bankacılık

Ülkemizde yaklaşık dört yıl sonra 2013'de yürürlüğe giren 6493 nolu kanun ile PSD’ye adapte olmuş olundu. Bu kanun ile birlikte birçok elektronik para kuruluşu ve ödeme kuruluşu faaliyete girmiş oldu. Ocak 2020 yılı itibariyle 18 adet elektronik para kuruluşu ve 33 adet ödeme kuruluşu faaliyet gösteriyor. (Kaynak: BDDK)

Devlet zorunlu açık bankacılık ile ilgili bir düzenleme yapacağının sinyallerini önce 11. Kalkınma Planı ile vermiş. Sonra Cumhurbaşkalığı 2020 Yıllık Programı’nda ise düzenlemeler için 2020 yılını adreslemiştir.

Kasım 2019'da yürürlüğe giren 7192 nolu kanun değişikliğinin PSD2'nun muadili bir değişikliği olduğunu söyleyebiliriz. Bu kanun değişikliği ile birlikte 6493 nolu(ödeme hizmetleri kanunu olarak biliniyor) kanunda devrim niteliğinde birçok değişiklik yapıldı.

Kanun değişikliğinde yapılan değişiklikleri ayrıntılı bir şekilde incelemek için Açık Bankacılığın Önünü Açacak Olan Kanun Değişikliği (7192 sayılı kanun) yazımı okuyabilirsiniz.

Photo by Etienne Martin on Unsplash

Bu değişikliklerden en önemlisi açık bankacılık konusunda yetkili otaritenin Merkez Bankası olarak belirlenmesidir. Aslında ödeme sistemleri ile ilgili çift başlılık giderilmiş ve bu alandaki BDDK’da olan yetkiler Merkez Bankası’na devredilmiştir. Bu kanun değişikliği Türkiye’deki Açık Bankacılık uygulamalarını ve iş birliklerini geliştirecektir.

15 Mart 2020'de yayınlanan yönetmelik ile birlikte ilk kez açık bankacılık tanımlanarak webservis ve FTP gibi dosya paylaşım yöntemleri de açık bankacılık tanımına girdi. Özellikle bankaların kendilerini bu yeni değişikliklere hazırlaması ve Fintech’lerle iş birliğine gitmesi gerekir. Birçok bankanın API’lerini açarak Fintech’lerle iş birliğine gitmesi ya da Fintech’lere yatırım yapması bu gelişmenin farkında olarak önlem aldıkları anlamına geliyor.

Literatürde bu tür iş birlikleri “rekaberlik” olarak ifade ediliyor. Rekaberliğin anlamı rekabet ederken iş birliği yapmaktır.

Türkiye’de Açık Bankacılık Uygulamaları

Türkiye’de birçok banka API altyapısını geliştirerek, API Market’i test ortamında kullanıma açmıştır. Ama bu Açık API’ler genelde test ortamında(sandbox) kullanıma sunulmuştur. API’lerini canlı ortama alarak iş modeli geliştiren banka sayısının çok az olduğunu söyleyebiliriz. Akbank, Kuveyt Türk, Garanti, Yapı Kredi, İş Bankası, Denizbank ve Albaraka gibi önemli bankalar API marketlerini açan önemli bankalardandır.

Açık bankacılık uygulamaları içerisinde ise en yaygın olanı hesap bilgileri, hesap hareketleri, bakiye bilgisi gibi yaygın bankacılık hesap hizmetlerinin tek bir uygulamadan takip edilebilmesi diyebiliriz. Özellikle çok fazla bankada hesabı olan firmalara bu tür uygulamalar nakit yönetimi ve muhasebe için ciddi bir kolaylık sağlıyor. Şu an bu tür uygulamalar tüzel müşterilere özel olarak sunuluyor. Bunun en büyük sebebi olarak şirketlerin birden fazla bankayla çalışması ve nakit akışlarını yönetmekte zorlanması olarak gösterebiliriz. Genelde bu tür uygulamalar müşterilere belli bir ücret karşılığında sunuluyor. Bireysel müşterilerin ihtiyacı hem bu kadar önemli ve acil olmadığı için hem de ücret ödemeyi bireysel müşteriler kabul etmeyebileceği için şimdilik hedeflemediğini söylemek yanlış olmaz. Ama yakın zaman bireysellere de ağırlık verileceğini düşünüyorum. Birden fazla bankada hesabı olan “overbanked” müşteri sayısının azımsanmayacak kadar fazla olduğunu düşünürsek bireysel müşteriler için de iyi bir ürün olacaktır. Hatta bu tür uygulamalarla birlikte dijital hesap açılışı da yaygınlaşırsa müşterilerin çalıştıkları ortalama banka sayısında ciddi artışlar olabilir.

TekCep Uygulaması (İş Bankası)

İş Bankasının tüzel müşteriler için yaptığı TekCep ve TekPOS uygulamalarını ve Vomsis, Finmaks ve Finstant gibi girişimleri de bu iş modeline örnek olarak gösterebiliriz.

Hesap bilgileri ile birlikte aslında nakit akışının yönetimi kolaylaşmış oluyor. Bunun dışında kredi oranları, mevduat getirisi gibi müşterilerin en çok kıyasladığı finansal maliyetleri ve getirileri tek bir uygulamada gösteren uygulamaların yaygınlaşacağını düşünüyorum. Şimdilik HangiKredi, hesapkurdu ve kredya gibi kredi oranlarını kıyaslayan uygulamaları örnek olarak gösterebiliriz.

Açık Bankacılık ve Gelecek Tahminleri

Açık Bankacılık uzun süre Türkiye ve Dünya’da gündem olmaya devam edecek gibi duruyor. Açık bankacılığı zorunlu kılan ülkeler kapsamı genişletme çalışmaları yaparken daha geçmemiş olan ülkeler ise regülasyon çalışmaları yapacak. Türkiye ise bunların tam ortasında yer alıyor. Kasım 2019'da 7192 nolu kanun değişikliği ile birlikte PSD2'ya uyum sağlandı ama TCMB henüz uygulamanın detaylarını belirlemedi. 2020 yılı bitmeden TCMB’nin açık bankacılık ile ilgili bir yol haritası ya da taslak yayınlayacağı tahmin ediliyor.

Açık bankacılığın önümüzdeki yıllarda da en önemli gündemlerden biri olacağı, Fintech’lerin yeni geliştirdiği ürünlerde bu konuya odaklanacağı tahmin ediliyor. Hatta şimdiden Türkiye’de direkt olarak bu konuya geçiş yapan Fintech’ler bile var. Bankaların ise API altyapısını güçlendirmeye devam ederek yeni API’lerle birlikte yeni iş birlikleri ve gelir modelleri geliştireceği tahmin ediliyor.

Dünyadaki örneklerin ve iş birliklerin de her geçen gün artacağı tahmin ediliyor.

--

--