Askerde Nasıl Vegan Olunur?

Kamuflaj içindeyken de veganlık sürdürülebilir mi?

Berk Üstünel
Türkçe Yayın
6 min readJul 30, 2020

--

Photo credits Berk Üstünel

Geçtiğimiz Haziran ayındaki bedelli askerlik celbi ile 15'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı’nda bir ay geçirerek zorunlu askerlik görevimi tamamladım. Bu bir aylık dönemde vegan yaşayan bir birey olarak askerlik süresince edindiğim deneyimlerimi bu yazı ile paylaşmak istedim.

Yaklaşık 2.5 yıldır vegan yaşayan ve beslenen yani hiçbir hayvansal ürün tüketmeyen biriyim. Hayatımda aldığım ve gurur duyduğum en yerinde kararlardan biri olarak görüyorum vegan yaşamayı. Bununla ilgili olarak bu yazımda bu yola neden ve nasıl adım attığımı paylaşmıştım.

Çevremde birçok kişi askerde ne yapacaksın, nasıl besleneceksin, kesin orada bozarsın, her yemeği etli yapıyorlar, aç kalırsın vb. söylemlerle -iyi niyetli de olsa- benim cesaretimi kırmaya çalışsalar da baştan söylüyorum: Vegan gittim. Vegan bitirdim. Vegan döndüm. Hiç de abartıldığı kadar zorluk çekmedim. Belki de beklentilerimi minimuma indirgediğim için, onu bilemiyorum.

Şüphesiz askerlik benim de çekindiğim konulardan biriydi. Hem antimilitarizme yakın olan politik görüşüm hem de beslenme düzenim benim de kafamda soru işaretleri oluşmasına sebep oluyordu. Bir karıncayı bile incitmemeye çalışırken eline silah verilmesi ve istihkakta ne varsa onu yemeye mecbur bırakılmak; inandığım değerlerin tam zıttını işaret ediyordu. Bir ara vicdani ret bile düşünsem de bunun getireceği hukuki süreç maddi ve manevi olarak hem beni hem de ailemi zor duruma sokacaktı. Hem de kariyerimin başında ayrı bir problem yaratacaktı. Bu sebeplerden ötürü bu düşünceden vazgeçtim ve tecil tarihimin bitişini beklemeye başladım. Neyse ki bedelli askerlik yasasının açıklanmasıyla sadece bir ay ve 33.230,00 TL ile askerlik yükümlülüğümü tamamlayıp artık kafamdan çıkarabilirdim.

Askerde nasıl beslenebilirim diye internette arama yaparken -işin gerçeği sadece kuru ekmeğe bile razıydım- Bianet’teki şu yazıya denk geldim. Yazar, askerliği nasıl vegan olarak tamamlandığına dair deneyimlerini ve yaşadıklarını aktarıyordu. Kendisi 6 ay boyunca askerlik yapmıştı. Yazıyı okuduktan sonra aldığım cesaretle ben de kendi hazırlıklarımı yapmaya başladım. Çevremde bedelli veya normal askerlik yapan başka insanlara da danıştım. Bunların sonucunda kendi listemi çıkardım.

Ne Götürdüm?

Hazırlıklarımı tamamlarken yanımda en azından birkaç öğün beni idare etsin diye bir miktar gıda alacaktım. Normalde yasak olsa da durumumu açıklayıp getirdiğim erzağımı içeri almaya çalışacaktım. Neyse ki bir problem olmadan aldıklarımı içeri sokabildim. Peki klasik askeriye malzemeleri dışında yanımda ekstra ne götürdüm, hadi inceleyelim.

  • Konserve barbunya pilaki (7 adet): Her markette bulabileceğiniz zeytinyağlı barbunya pilaki. Kargo pantolonun cebinde taşıyordum her akşam yemeği öncesi. Eğer akşam yemeğinde uygun bana bir şey olmaması durumunda açıp bunu tüketecektim. Uygun yemek olduğu durumda açmayıp bir sonraki güne saklıyordum. 7 adet götürdüğüm için 3–4 günde bir yerim diye kafamda planladım. Her konserveyi açtığımda yarım ekmek eşliğinde bana bana yedim…
  • Yulaf ezmesi (2 paket): Yarımşar kilodan toplamda 1 kilo yulaf ezmesi götürdüm. Kahvaltı için baya işime yaradı. Kahvaltı öncesi yanıma yulaf ezmesi, pet şişe su ve evden getirdiğim plastik kapla tatlı kaşığımı alıyordum. Yulafa su katıp ve bir önceki günlerde yemeklerde verilen meyvelerle veya kahvaltıda verilen reçelle tatlandırarak tükettim. Su bulamadığım 2 seferde kola koyarak tükettim, fena olmadı. Ek olarak zengin lif içermesi sebebiyle çoğu kişinin askerde yaşadığı kabızlık probleminden hiç şikayetim olmadı. Ayrıca zengin besin içeriği ve gün boyunca tok tutması da artılarından biriydi.
  • Ceviz, badem, fındık (6 paket): 250 gramdan toplamda 1.5 kg kuru yemiş götürdüm. Aç kaldığım vakit bunlardan atıştırmayı düşünüyordum. Yulafıma da bazen kattım. Askeriyenin içindeki kantinde kuru yemiş olmasına rağmen kendimi garantiye almak istedim. İyi ki de almışım. Her zaman stokta kuru yemiş bulunmuyordu.
  • B12 vitamini: Normal zamanda düzenli olarak haftada birkaç kez B12 vitamin takviyesi alıyordum. Gelirken de yanıma aldım. Günlük olarak almaya çalıştım.

Vitamin dışında hiç kullanmak istemesem de çevremdeki birkaç kişinin uyarısıyla birkaç ilaç da götürdüm. Aile hekimimin yazdığı birkaç ilaç ve merhemi aşağıda isimlerini vermeden paylaşıyorum.

  • Soğuk algınlığı ilacı
  • Baş ağrısı, kas ağrısı/tutulması ilacı
  • Aynı semptomlara yönelik cilt üzerine uygulanan jel merhem
  • Ağrı kesici ve ateş düşürücü
  • Kas kramplarına yönelik magnezyum ve çinko içeren bir takviye
  • Antibiyotik
  • Yanık ve pişik için bir merhem
  • Mide yanması/ağrısı ilacı: Özellikle bu ilacı kendim hiç kullanmasam da başkalarıyla paylaştım.

Aldığım ilaçlar gerçekten işime çok yaradı. Hem kendim kullandım hem de tertiplerimle paylaştım. Askerde ne kadar kendinizi korumaya çalışsanız da, bağışıklığınıza ne kadar güvenseniz de koğuş hastalığı diye bir gerçek var. Bir kişide başladı mı birkaç gün içinde tüm koğuşa enfeksiyon yayılabiliyor. Ayrıca Koronavirüs dönemi sebebiyle askeriyede revir de riskli olacağı için sağlığımı gün gün takip ederek ona göre ilaç kullandım.

Ne Yedim?

Yemekhanede üç öğün yemek çıkıyordu. Bizim bulunduğumuz birlikte catering firması yemeklerden sorumluydu. Beklentimin üzerindeydi diyebilirim.

Kahvaltıda çoğunlukla ekmek, zeytin ve çay üçlüsünün dışında domates, hıyar, biber ve reçel gibi gıdaları tükettim. Her gün farklı bir kombinasyon oluyordu. Çeşitlilik önemli sonuçta… 3–4 günde 1 sefer de getirdiğim yulaf ezmesini yiyordum.

Öğlen ve akşam yemekleri için geldiğim ilk hafta yemeklerin içeriğini öğrenmeye çalıştım. Yemeği dağıtan ve hazırlayan kişilerin çoğu zaman farklı olması sebebiyle içeriğine dair yorumlar her zaman sağlıklı yapamıyorlardı. Bu sebeple deneyimlerime, bilgime ve damağıma güvenerek hareket etmeye karar verdim. Mercimek, ezogelin, şehriye çorbası olduğu zaman tüketiyordum. Diğer çorbaları tüketmedim. Ana yemekler zaten hep et ile yapılıyordu. Yan yemek olarak makarna, pirinç ve bulgur pilavı çıkıyordu genellikle. İlk hafta sorduğumda tereyağı kullanılmadığını öğrendim ancak kimi zaman pilav ve makarnaya da peynir veya et konuyordu. O zaman da mecburen ekmeğe yükleniyordum. Arada meyve, salata ve sebze kızartma olduğunda bunları tüketiyordum. Yemeklerde genellikle 1 çeşit bazen 2-3 çeşit vegan oluyordu. Ama boş döndüğüm de oldu.

Şansıma bölük binası önündeki küçük kantinde hazır paketli çiğköfte dürümlerden satılıyordu. Bunlardan bolca tükettim bir ay boyunca. Paketin üzerinde V-Label logosu bile vardı. Sanırım askeriyedeki tek V-Label logolu ürün buydu.

Bu pozu çektirmeseydim olmazdı…
Bu pozu çektirmeseydim olmazdı. O beyaz parıltı ne peki?

Bulunduğum süre boyunca neredeyse hiç açlık çekmedim. Hem kendi getirdiğim ürünler hem de şansımın yaver gitmesiyle 1 aylık askerliği vegan beslenerek tamamladım. Binlerce kişiye yemek çıkartılan bir yerde kendime özel yemek hazırlatamayacağım için tedarikli gitmenin çok faydasını gördüm. Bu bir ay boyunca kuru ekmek ve su ile beslensem bile bana çok koymayacaktı zaten. Belki bir miktar sağlığımı etkilerde ama ciddi bir problem yaşamayacağımın farkındaydım.

Başta vegan olduğumu açıklama niyetinde değildim. Sivilde bile can sıkıcı muhabbetlere ve ithamlara maruz kaldığım için kendi halinde uysal biri gibi davranmak istiyordum. Askerliğin idealizm, aktivizm ve hayvan hakları savunuculuğu yapmak için son yer olduğunu düşünüyordum. Ancak zaman geçtikçe; beni kahvaltıda yulaf ezmesi, akşamları da pilaki yerken gören tertiplerime yavaş yavaş vegan olduğumu açıklamaya başladım. Şükür ki, tanıştığım tüm kişiler anlayışlı ve mantıklı insanlardı. Bu sebeple kendimi daha rahat hissederek yoluma devam ettim. Yaptığımız muhabbetler arasında kimi zaman hayvan hakları mücadelesini, sağlıklı yaşamaya ve çevresel etkileriyle veganlığı anlatmaya çalıştım.

Askerlik bir vegan olarak, korona döneminde benim için çok farklı bir deneyim oldu. 1 ay da olsa 1 yıl da olsa bir şekilde alışılıyor, yaşanıyor ve bitiyor. Vegan olarak askere gidecek tüm kişiler için de umarım yazdıklarımın faydası olur.

Herkese şimdiden hayırlı tezkereler!

Bu yazı ilk olarak berkustunel.com sitesinde yayınlanmıştır. Yazıyı beğendiyseniz yandaki 👏 ‘a istediğiniz kadar tıklayabilir ve yazının diğer insanlara ulaşmasına daha fazla katkıda bulunabilirsiniz. Yazı ve konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda belirtirseniz beni çok memnun edersiniz. Sonuna kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim.

Benimle berk.ustunel@gmail.com adresinden veya aşağıdaki kanallardan iletişime geçebilirsiniz:

Medium | LinkedIn | Web

Ayrıca diğer yazılarıma aşağıdan ulaşabilirsiniz:

--

--

Berk Üstünel
Türkçe Yayın

Istanbul, TR berkustunel.com business analyst, life-time learner, knowledge trader, motivation booster, tech enthusiast, animal rights activist and many more