Koronavirüs: Dans etmeyi Öğrenmek

1. Bölüm: Üst Seviye Dans Dersi — veya Dünyadaki Ülkelerden Neler Öğrenebiliriz

Tunay Okumuş
Tomas Pueyo
15 min readApr 23, 2020

--

Dans keşiften, keşiften ve keşiften ibarettir. — Martha Graham

Tomas Pueyo geçtiğimiz haftalarda„Koronavirüs: Neden hemen harekete geçmelisiniz”, „Koronavirüs: Çekiç ve Dans” ve “Koronavirüs: Birçoğu Arasından Biri”(sonuncusu ABD odaklı) adlı üç makale yayınladı. Bunlar toplamda 60 milyonun üzerinde görüntülendi ve 40 dilde çevirileri yapıldı. „Koronavirüs: Çekiç ve Dans”ın Türkçe çevirisi 120 bin kere görüntülendi.

O zamandan beri, doğrulanan vaka sayısı 20 kat artarak 125 binden 2,5 milyona yükseldi. Dünya çapında milyarlarca insan “Çekiç”in etkisi altında: Hükümetler virüsün yayılmasını engellemek için sert sosyal mesafe önlemleri almış durumda.

Çoğu doğru olanı yaptı: Çekiç doğru karardı. Salgını azaltmak ve ikinci bir dalgadan kaçınmak için sert sosyal mesafe önlemlerini dikkatli bir şekilde gevşettiğimiz bir sonraki aşama olan Dans’ta neler yapacağımızı bulmak için bize zaman kazandırdı. Ama Çekiç zor. Milyonlarca insan işlerini, gelirlerini, tasarruflarını, ve özgürlüklerini kaybetti. Dünyanın cevaplara ihtiyacı var: Bu ne zaman bitecek? Bu önlemleri ne zaman gevşetip yeni normale dönüyoruz? Bunun bedeli ne olacak? Hayat nasıl olacak?

Ne zaman dans edeceğiz?

Bu makale ne zaman ve nasıl dans edeceğimizi açıklayacak. Özellikle şunları keşfedeceğiz:

  1. Dünyadaki ülkelerin deneyimlerinden neler öğrenebiliriz?
  2. Yeni bir normale dönebilmemiz için dans sırasında ne gibi önlemler almamız gerekiyor? Ne pahasına?
  3. Bunları nasıl gerçekleştirebiliriz?

Şunları öğreneceksiniz:

Çekiç bize zaman kazandırdı. Milyonlarca insan kurtarıldı.
Şimdi dans etmek için ne yapmamız gerektiğini biliyoruz.
Birçok ülke bize bunun yolunu gösterdi.
Onların başarılarından ve başarısızlıklarından öğrenebiliriz.
Aslında oldukça ucuza dans edebiliriz.
Muhtemelen işletmeleri ve okulları kapalı tutmamız gerekmeyecek.
Ancak bu önlemlerin tam olarak ne olduğunu bilmeliyiz; çünkü şimdi bunlara hazırlanmalıyız.
Hükümetlerin oynayacağı önemli bir rol var.
Çoğu henüz yapmaları gerekeni yapmadı.
Normale dönme telaşı var, bu yüzden hazır olmadıkları hâlde acele ediyorlar.
Birçoğu ikinci bir salgın dalgası yaşayacak.
Doğru yaparsak, birkaç hafta içinde yeni bir normale dönebiliriz.
Hayatlarımız bir yıl kadar değişecek, ama bu değişiklikler makul olacak.
Hem büyük ölümlerden hem de ekonomik çöküşten kaçınmamıza izin verecekler.

Bu makalenin boyutu küçük bir kitabınkine ulaştı, bu yüzden hepsini bir kerede yayınlamak yerine tek seferde bir bölüm yayınlayacağız. Herhangi bir makaleyi kaçırmak istemiyorsanız, bültene kaydolun (Türkçe çevirilerini de elimden geldiğince düzenli bir şekilde paylaşmaya çalışacağım, destek olmak isteyen olursa buraya not (private note) bırakabilir. Bu yazıdaki grafiklerin de çevirisini yapıp eksik olduğu yerlerde Türkiye’ye de yer verdim, ancak yer yer eksikler mevcut.).

Bugün makalenin 1. bölümünü yayınlıyoruz: Üst Seviye Dans Dersi.

Haydi başlayalım.

1. Dünyanın durumu

Dünya genelinde vakalar artmaya devam ediyor.

Ancak bu büyüme çok olumlu bir gerçeği gizliyor: İşler daha iyiye gidiyor.

Bazı ülkeler hâlâ krizin en kötü kısmıyla mücadele ediyor. Ancak önlemleri hızla benimseyenler milyonlarca can kurtardılar.

Bu grafiğe baktığımızda akla ilk gelen soru şudur: Onlar ne yaptılar? Farklı ülkelerin deneyimlerinden, hem krizi aşan hem de bundan kaçınanlardan neler öğrenebiliriz?
Bunun için, farklı ülkelerin çekiç ve dans aşamalarının neresinde durduklarını bilmemiz gerekir.

Çekiç altındaki ülkeler dünya nüfusunun yaklaşık %60'ını oluşturmaktadır. Milyarlarca insan hareket özgürlüğünü ve geçim kaynaklarını kaybetti. Hayata yeniden başlamaları gerekiyor, ama korkuyorlar ya da yapamıyorlar.

Çekiç evresindeki birçok ülke ekonomilerini yavaş yavaş açmayı planlıyor. Bazıları okul açmaya başladı, diğerleri işyerlerini. Ama çoğu henüz yapmadı.

Çekiç evresinin derinliklerindeki ülkeler, Dans evresinin gelecekte nasıl görüneceğini nasıl anlayabilir? Hem halkı ikinci bir salgının geri dönmeyeceğinden ve hayatlarını tekrar yok etmeyeceği konusunda güvende hissettirip, hem de hasta ve ölüleri azaltacak bir planı tasarlayabilirler?

Bir zaman makinesi kullanarak:

Adı da “internet”.

Ve geleceğin isimleri de Tayvan, Hong Kong, Çin ve Güney Kore.

2. Üst Seviye Dans Dersi: Geleceğe Yolculuk

İçinde bulunduğumuz tünel uzun ve karanlık, ama sonunda ışık var. Bunu biliyoruz, çünkü bazı ülkelerin zaten nasıl ışığa ulaştığını gördük.

Çekiç’ten sonra ne olacağını bilmek istiyorsak, gezimizin ilk durağı bir Çekiç’i geride bırakan tek ülke olmalı. Öyleyse seyahat yasağını ihlal edelim ve Çin’i ziyaret edelim.

Çekiçten Sonra Çin’in Dansı

Burada Çin’in durumunun ayrıntılarını anlatan bir makale. Burada ise olayların zaman çizelgesi.

Çin’de günlük yeni vaka sayısı 6.000'den 60'a düştü. Bu, ABD’de kişi başına düşen günlük yeni vaka sayısından yaklaşık 2.000 kat daha az. Dünyanın gördüğü en ağır Çekiç ile bunu başardılar. Bu adamın deneyimi bunun neye benzediğini açıkça ifade ediyor. İşin özeti: Her şey kapandı, herkes evde, her zaman, haftalarca, her yerde.

Hayat şimdi neye benziyor? Bu Twitter dizisi 10 Nisan itibariyle Pekin’den görüntüler sunuyor.

İnsanlar tekrar sokaklarda yürüyor — maskelerle. Çoğu şirketin, transit istasyonun veya işletmenin, insanların vücut sıcaklığını ve sağlık kodlarını takip etmek için kontrol noktaları var.

Bunlar hükümet tarafından atanan kodlar. Kodunuz yeşilse, her yere gidebilirsiniz; ancak sarı veya kırmızı ise, kendinizi karantinaya almanız veya izole etmeniz gerekir ve çoğu binaya girmeniz engellenir.

Hükümetin, bu uygulamalardaki tüm verileri (merkezi veya bölgesel olarak) merkezileştirdiğine ve bu sayede elindeki verileri herkesin nerede olduğunu bilmek ve bulaşıcı birinden etkilenmiş olabilecek tüm potansiyel insanları takip etmek için kullandığına inanılmaktadır.

Seyahat hâlâ çok sınırlıdır, ancak yine de mevcut, çok fazla test ve işçiler için maskelerin ötesinde kişisel koruyucu donanım (KKD) ile.

Okullar hâlâ kapalı, ancak bazıları ay sonunda yeniden açılacak.

Bizim için en alakalı diğer ülkeler ve bölgeler; Güney Kore, Singapur ve Tayvan’dır.

Güney Kore, bir salgın dalgasını başarıyla yenen ve şimdi ülke çapında tecritler olmaksızın başarılı bir şekilde dans eden ilk ülke olarak dikkate değer. Singapur önemlidir, çünkü uzun süre başarılı bir şekilde dans etti; hatalarından öğrenebiliriz. Ve Tayvan önemlidir, çünkü Çin’e son derece yakın olmasına rağmen hiçbir zaman bir salgın yaşamadılar.

Bu ülkelere bir göz atalım.

Tayvan’ın Ebedi Dansı

Tayvan’ın Çin’e yakınlığı ve yakın bağları nedeniyle büyük bir salgına maruz kalması bekleniyordu. Bunun yerine, 19 Nisan itibariyle toplam 400 civarında ve günde sadece birkaç yeni vaka ile koronavirüs vakalarının sayısında 104. sırada yer alıyor. Nüfus açısından Tayvan’dan 300 kat daha küçük olan Andorra’dakinin iki katı kadar vaka sayısı var.

Tayvan, işyerleri ve okulları kapatmadan ve sosyal buluşmalara da yasak getirmeden bunu başardı. Tayvan’ın diğer ülkelerin katlanmak zorunda kaldığı muazzam maliyetlere maruz kalmasına gerek yoktu. Bunu nasıl yaptılar? Bu tweet size bir fikir versin:

Türkçesi: “Tayvan devleti tarafından karantina uygulaması takibi için uydudan izlenen telefonumun şarjı 7:30'da bitmişti. 8:15 itibariyle dört farklı birim beni aradı. 8:20 itibariyle polis kapımı çalıyordu.”

Bu hikayede, bir gezgin deneyimini Tayvan’a iniş yaptığı andan yaşadığı inanılmaz karantinaya kadar anlatıyor. Karantina kısmından birkaç alıntı:

Ertesi gün sabah 8:30, sabahın erken saatlerinde uyandım. Nerede olduğumu, kim olduğumu onaylamak ve seyahat geçmişimi ve güncel sağlık sorunlarımı ve semptomlarımı kontrol etmek yerel hükümet konseyinden birisi geldi.

14:30 Öğleden sonra, yerel konseyden beni kontrol için rastgele bir çağrı daha geldi. “Bay Chen bu standart rastgele kontrol prosedürü. Yerel memur, evinize ilk ziyaretini saat 15:00'te yapacaktır. İyi hissettiniz mi? ”

“Ben iyiyim, evde kalmamızı sağlamak için rastgele çağrılar mı yapıyorsunuz?” diye sordum.

“Evet, günde 2–3 kez yapıyoruz. Lütfen adresinizi terk etmeyin ve ailenizi korumak için gerekli önlemleri alın. Evden ayrılırsanız, korkarım polis yakında yola çıkacaktır.”

“Ama insanların evden ayrıldığını nereden biliyorsunuz? Havalimanında bana taşımam için herhangi bir cep telefonu cihazı verilmedi ve bu yüzden GPS ile izlenmiyor olmam lazım. ” diye soruyu dile getirdim.

“Hayır. Havalanında cep telefonu yalnızca sizde yoksa verilir. Kendi telefonunuz olduğundan, lütfen önümüzdeki 14 gün boyunca her zaman açık olduğundan emin olun. Sinyal kaybı yaşarsanız, lütfen hemen başka yollarla bizimle iletişime geçin, aksi takdirde kapınızda polis belirebilir…..”.

“Yani zaten izlendiğimi mi söylüyorsunuz...?“

“Evet, bizimle numaranızı paylaştınız ve bu yeterliydi.”

Daha sonra saat 20:30'da bir mesai sonrası numarasına rapor vermemi isteyen bir mesaj geldi. Geri döndüm ve herhangi bir kuralı ihlal etmediğim hâlde neden böyle bir mesaj geldiğini sordum.

“Sinyali geçici olarak kaybetmiş olabilirsiniz veya uzun bir süre hareket etmemiş olabilirsiniz, bu nedenle sistem telefonunuzu evde bırakmış olabileceğinizi düşündü ve dışarı çıkma riskinizi göze alamayız.” dedi mesai sonrası servis görevlisi. Yani telefonu çok fazla hareket ettirmezseniz sistem boşta olduğunuzu algılayabilir…

Şunu söylemeliyim ki, bu karantina programı akıl almaz derecede etkileyici…
— Jonathan Chen

Tayvan’ın hazırlık düzeyi gerçekten akıl almaz. Bu, Mart ayından önce aldıkları 100'den fazla önlemin bir listesidir. Listeden ve diğer kaynaklardan bazı örnekler:

  • Erken ve sıkı seyahat yasakları, her gün güncellenir.
  • Maske üretiminin yönetimini günde 2,4 milyondan başlayarak merkezileştirdiler (o zaman 1,3 milyon olan ihtiyacın iki katı).
  • Karaborsa ve vurgunculuğu engellemek için başlangıçta maske başına fiyatı 0,50 ABD Doları olarak belirlediler.
  • Maskeler ve diğer önemli kalemler için pahalıya satma cezası 1–7 yıl hapis ve 167.000 ABD Doları para cezası olarak belirlendi.
  • Sahte haberlerin yayılması 100.000 ABD Doları ile cezalandırılabilir.
  • Olguların proaktif tespiti: Daha önce grip semptomları olan ancak grip için negatif test sonucu alan herkesi test ettiler ve bazı koronavirüs hastaları buldular.

Yukarıdakilerin hepsi Wuhan tecrit altına alınmadan ÖNCE oldu! Sonra devam ettiler:

  • Askerler maske üretmek için seferber edildi.
  • Maskelerin resmi fiyatı nihayet Şubat ayı sonunda ~ 0,20 ABD dolarına düştü.
  • Sonunda, Mart ayı bitmeden üretimi (23 milyonluk bir nüfus için) günde 10 milyon maskeye çıkardılar. Maskeler tayına bağlandı ve maske ihracatı yasaklandı.
  • Seyahat ve sağlık veri tabanları birbirine bağlandığından sağlık uzmanları kimin daha fazla virüs bulaşma riski altında olduğunu bilebilirler. Tayvan ulusal sağlık kurumu sahada olan biteni gerçek zamanlı olarak takip edebiliyordu.
  • Yolcuları, kendi kendini izleyerek ülkeye girmekten zorunlu karantinalara kadar risklerine göre kategorilere koydu.
  • Karantinadakilere gıda ve psikolojik destek.
  • Karantinanın, insanların mevcut telefon sinyalleri aracılığıyla uygulanması. Telefonları yoksa hükümet onlara bir telefon sunar. Cihaz 15 dakikadan uzun bir süre kapalı kalırsa yetkililere bir uyarı gönderilir.
  • Evde karantina emirlerine uymayan kişiler kolluk kuvvetlerine teslim edilir ve polis memurları tarafından takip edilir. Bir çift, 14 günlük ev karantina kuralını ihlal ettiği için 10.000 dolar para cezasına çarptırıldı.

Eğer dünya bir sınıf olsa ve her ülke bir koronavirüs sınavındaki bir öğrenciyse, Tayvan testi tam puanla geçiyor. Ve yardım etmeyi teklif ediyor. Başka bir öğrenci olsaydım, bu teklifi kabul ederdim.

Vurgulanacak birkaç şey var. İlk olarak, bu ülke bunu başardı çünkü Tayvan ulusal sağlık kurumu hazırdı ve 2003 yılında yaşanan SARS deneyiminden kalma geniş güçlere sahipti.

İkincisi, her gün ülke çapında yeni önlemler almak için hızlı ve sert hareket ettiler.

Üçüncüsü, sağlık verilerini seyahat verileriyle ilişkilendirdiler ve pozitif vakaları polisle paylaştılar. Sağlık ve seyahat verileriyle birlikte standart insan izleme tekniklerini kullanıyorlar — ancak enfekte olmayanlar için telefon tabanlı mobil veriler veya kredi kartı verileriyle değil. 20 Nisan itibariyle ülkede sadece 400 vaka görüldü, bu da vaka yükünü yönetilebilir hâle getiriyor.

Güney Kore’nin Küçük Çekiç ve Neşteri

Güney Kore, ülke çapında bir Çekiç olmadan bir koronavirüs salgınını yenen ilk ülke oldu. Restoran, fabrika, dükkanlar da ülke çapında kapanmadılar. Belirli bir boyutun üzerindeki etkinlikleri yasaklamadılar. “Evde kal” uygulaması yok.

Onlar ne yaptı? Küçük bir Çekiç ve Neşter kullandılar.

Ana salgın, şimdilerde ünlü olan Hasta 31'in virüsü, bugün itibariyle ülkedeki tüm vaka yükünün yaklaşık yarısı olan Shincheonji kilisesine bağlı 5.000'den fazla insana yaymasından sonra Daegu adlı bir şehirde gerçekleşti.

Orada, hükümet işletmeleri kapatmadı, ancak nüfus 2015'teki MERS salgınından deneyimliydi ve yine de sokakları boşalttı:

2,5 milyon nüfuslu ülkenin dördüncü büyük şehri olan Daegu’daki alışveriş merkezleri, restoranlar ve sokaklar öylesine boşalmıştı ki o sahneleri şehrin sakinleri ve sosyal medya kullanıcıları bir felaket filmine benzettiler.

“Sanki birisi şehrin ortasında bir bomba atmış gibi. Bu bir zombi kıyametine benziyor. ”diyor 28 yaşındaki Daegu sakini Kim Geun-woo, Reuters’e telefonla.

Daegu yetkilileri anaokullarını kapattı, okulların açılmasını erteledi ve halk kütüphanelerini, müzeleri, kiliseleri, gündüz bakım merkezlerini ve mahkemeleri kapattı.

Ama bu Daegu’nun dışında olmadı. Karantinalar salgın alanları ile sınırlıydı ve ekonomiyi agresif bir şekilde etkilemedi.

Bu önlemlerin etkisini ölçmenin bir yolu nüfusun hareketliliğine bakmaktır: Güney Koreliler son birkaç ay içinde ne kadar hareket etti? Buna bakmak için harika bir yol, hareketliliklerini ağır bir çekiç ülkesi ile karşılaştırmaktır: Örneğin İspanya.

Peki Güney Kore salgını ağır bir çekiç olmadan nasıl kontrol etti? Tam olarak kimin hasta olduğunu öğrenerek ve tüm temaslarını karantinaya alarak.
Kimin hasta olduğunu öğrenmek için mümkün olduğunca çok kişiyi test etmeniz gerekir.

7 dakika içinde yapılabilen arabada servis test merkezlerinden telefon kabinlerinde testlere kadar muhteşem yöntemleri duyduk.

Sonuç, dünyadaki en yoğun test operasyonlarından biridir.

Fransa veya İngiltere gibi vakalara boğulmuş ülkelerde herkesi test etmek için yeterli kit yok. Daha önce hemen hemen herkesi test edebilen Almanya veya Singapur gibi ülkeler bile şu anki salgın durumlarında bunu başaramazlar.

Bu arada, Tayvan, Hong Kong, Vietnam veya Güney Kore gibi ülkelerin / bölgelerin tümü, testlerinin %3'ünden daha azının olumlu olacağı kadar test ediyor. Sadece semptomları olan insanları test etmiyorlar. Onlarla temas hâlinde olan tüm insanları test ediyorlar. Nereden biliyorlar? Güney Kore örneğinde, Çin dışındaki en gelişmiş iletişim izleme sistemlerinden biri aracılığıyla.

Güney Kore hükümeti salgın hastalıklar sırasında (MERS salgını sonrasında onaylanan bir yasa sonucunda) cep telefonu verilerine, kredi kartı verilerine ve CCTV verilerine erişebilir:

“Bulaşıcı hastalık krizleri dönemlerinde kişisel güvenliğe göre sosyal güvenliğe öncelik vermek için yasalar revize edildi.” — Dr. Ki, New York Times

Bu bilgilerle insanların nereye gittiğini biliyorlar. Daha sonra bu bilgileri herkese açık olarak (kişisel tanımlayıcı bilgilerden arındırılmış) yayınlıyorlar, böylece diğer insanlar enfekte bir kişiyle yollarının kesişip kesişmediğini anlayabilirler. Enfeksiyonlu insanların seyahatlerini saat saat, bazen dakika dakika, detaylı bir şekilde paylaşıyorlar — hangi otobüslere binmişler, ne zaman ve nerede binip nerede inmişler, maske takıyorlar mıymış…

Grafik 8: Güney Kore’deki yeni vakaların gerçek zamanlı olarak paylaşımı

Ayrıca bu bilgileri, yeni vakalar keşfedildiğinde o civardaki insanların cep telefonlarına acil durum uyarıları göndermek için kullanıyorlar. Bir hastayla yolları kesişmiş olabileceğini düşünen kişilerin test merkezlerine rapor vermeleri isteniyor.

Bu sadece bölgedeki herkese yönelik geniş bir mesajlaşma sistemi değil. Mesajlar hedefli bir şekilde atılır. Enfekte bir hasta tespit edildiğinde, temas izleme ekipleri sağlık kayıtlarını, kredi kartı işlem verilerini, CCTV ve cep telefonu konumlarını kullanarak önceki hareketlerini takip eder ve bağlantılarını bulurlar. Virüs bulaşmış bireye yakın olduğu belirlenen kişiler bu telefon uyarılarını alır.

Testiniz ‘Covid-19 pozitif’ olarak sonuçlanırsa, belirtilere bağlı olarak temel tıbbi destek ve gözlem sağlanan bir devlet sığınma biriminde, veya hastanede veya kendi evinizde izolasyona gönderilirsiniz.

Negatifseniz, iyileşirseniz veya potansiyel olarak maruz kalırsanız, evde karantinaya alınırsınız. Dışarı çıkarsanız polise söyleyen başka bir uygulama indirmelisiniz. Bu hizmete, evde kaldığınızdan emin olmak ve belirtilerinizi sormak için günde iki kez çağrı yapan yerel bir izleme ekibi yardımcı olur. Ayrılma cezası 8.000 dolar ve bir yıl kadar hapis.

Aldıkları diğer önlemler, binaların girişindeki vücut sıcaklık kontrolleri, her yerde el dezenfektanı ve yoğun maske kullanımı şeklindedir. İnsanların %98'i dışarıda bazen maske taktığını ve %64'ü ise sürekli kullandığını söylüyor. Maske talebinde büyük bir artış yaşanmasının ardından hükümet arzı yönetmek için müdahale etti.

Güney Kore’de salgının erken yaşanmasının olumlu bir etkisi de olmuş olabilir. Mart ortalarında, çoğu ülke Güney Kore’yi riskli görüp, ülkeye ve ülkeden seyahat yasağı uyguladı. İronik olarak, bu durum aslında Güney Kore’de birçok hayat kurtarmış olabilir. Daha sonra hep beraber göreceğiz.

Güney Kore’nin bu süreçteki sırrı bol test etme, temas izleme, izolasyonlar, karantinalar, hijyen, maskeler ve seyahat yasakları. Ağır bir çekice ihtiyaçları yoktu, çünkü çoğunlukla neşter kullandılar.

Singapur’un Kritik Yanlışları

Singapur’un koronavirüse yanıtı Tayvan’ınkine çok benzerdi. Kararların zaman çizelgesi de aynı derecede şaşırtıcı. Tayvan veya Güney Kore ile hemen hemen aynı şeyleri yaptı. Ama işe yaramadı. Neden? Sebebi farklılıklarda yatıyor.

Singapur’da Tayvan veya Güney Kore’ye kıyasla üç şey göze çarpıyor: seyahat yasakları, temas izleme ve maskeler.

İlk olarak, seyahat yasakları. Gördüğünüz gibi, Singapur 29 Ocak’a kadar Hubei’de 6.000 vaka olduğunda, oradan gelen ziyaretçileri yasaklamak konusunda oldukça hızlıydı. Üç gün sonra, 1 Şubat’ta Çin’de 12.000 vaka tespit edilince oradan gelen tüm ziyaretçileri yasakladı.

Ama ondan sonra yeterince hızlı hareket etmedi. 16 Mart’a kadar İtalya, Fransa, İspanya ve Almanya’dan gelen yolcuları yasaklamadı. O zaman, bu ülkeler birlikte muhtemelen 50.000'den fazla rapor edilmiş vakaya sahipti. Kısa süreli tüm ziyaretler bir hafta sonra 23 Mart’ta yasaklandı. O zamana kadar, dünya zaten yasaklanmış ülkeler dışında 150.000 rapor edilmiş vakaya sahipti.

Eylemdeki bu gecikmenin yeni vakaların tohumlanmasına ciddi bir etkisi oldu. Mart sonunda, Singapur’daki vakaların %80'i yurt dışından geliyordu. Bir hafta içinde, ithal davaların sayısı sıfıra düştü, ancak iş işten geçmişti. Bu vakalar, ilerleyen haftalarda patlayan yerel bulaşın tohumlanması için yeterliydi. 10 Mart civarında sınırlarını kapatmış olsaydı, bu salgın dalgasının gerçekleşmeyeceği ya da o kadar da kötü olmayacağı muhtemeldi.

Bu makalenin 3. Bölümünde, birkaç gün içinde, hangi seyahat kısıtlamalarının kullanılacağına nasıl karar verileceğinin ayrıntılarına gireceğiz.

Güney Kore gibi ülkelerle ikinci büyük fark temas izleme. Singapur operasyonu aslında birinci sınıf değildi. Mart sonuna kadar ekipleri sadece yaklaşık 600 civarında kişiyi izleyebiliyordu. Çünkü süreçleri son derece manueldi. İzlem ekipleri araştırmalarını yapmak için bireysel görüşmelere veya CCTV kameralarına güvenmek zorunda kaldı. Cep telefonu verisi yok, kredi kartı verisi yok, sağlık hizmetleri ve seyahat verileri arasında (bulabildiğimiz kadarıyla) bağlantı yok. Müfettişlerin gücünün Tayvan’dakinden çok daha güçlü veya zayıf olup olmadığı ya da araçlarının çok daha iyi veya kötü olup olmadığı belirsiz. Ancak Tayvan, hiçbir zaman yurt dışından yeni vakaların kitleler halinde ülkeye gelişiyle mücadele edemeyecek duruma gelmedi.

Mart sonunda ülke, insanların indirebileceği bir mobil uygulama olan TraceTogether’ı piyasaya sürdü. Bu uygulama Bluetooth ve şifreleme yoluyla, denk geldiğiniz tüm insanlar hakkında anonim bir şekilde bilgi tutar, böylece onlardan birinin test sonucu pozitif çıkarsa bir bildirim alabilirsiniz.

Fikir harika, ancak sadece %20 penetrasyonu var (1 milyon kullanıcı vs. 5,6 milyon vatandaş). Sorun şu ki, bu yeterli değil. Bir kişinin bilgisinin kaydedilmesi için her iki kişide de uygulamanın çalışması gerekir. Rastgele bir kişinin uygulamaya sahip olma olasılığı %20 ise, rastgele iki kişinin sahip olması olasılığı %20 * %20 =%4 olacaktır. Başka bir deyişle, kişilerin sadece %4'ü uygulama aracılığıyla kaydedilecektir.

Ve bu varsayıma göre, uygulamayı yükleyen %20'de uygulama tam olarak ve düzgün çalışır. %20 derken yalnızca indirme işlemlerine atıfta bulunuluyorsa — örneğin uygulama geliştiricilerin başarılarını göstermek istediklerinde olduğu gibi — uygulamayı indiren çoğu kişi açmaz, onu açanların çoğu onu kurmaz ve bunların birçoğunda ise Bluetooth sürekli aktif olmaz.

Grafik 11: Temas Tespit Mobil Uygulamasının kullanım oranları — Temsili

Hâlâ erken: Singapur uygulamayı dört hafta önce yayınladı. Umarım penetrasyonu önümüzdeki haftalarda artar. Ancak ülke, nüfusunu uygulamayı kullanmaya ikna etmek için tartışmasız dünyanın en iyileri arasında: Mobil penetrasyon çok büyük, ülke küçük ve vatandaş hükümete güveniyor. Singapur %20'den fazlasını yapamazsa, kim yapabilir? Kendileri, bunun şu anda manuel iletişim izlemenin yerini alamayacağını söylüyorlar.

Açık olmak gerekirse, bu teknolojinin kötü olduğu anlamına gelmez. Aksine, akıllı telefonlardaki Bluetooth, temas izleme sorununu çözmek için harika bir yol. Sorun penetrasyon. Bir uygulamayı kullanmak için birçok insanı (gönüllü olarak) dahil etmek çok zor. Güney Kore buna ihtiyaç duymuyor ve temasları çok daha kolay takip edebiliyorlar. Yakında içinde bu makalenin 2. Bölümünde yer alan tüm bu konuları derinlemesine ele alacağız. Haberdar olmak için bültene kayıt olun.

Üçüncü ve son olarak maskeler. 3 Nisan’a kadar Singapur sadece hastalar için maske önerdi. Daha önce gördüğümüz gibi, bu hem Tayvan (merkezi maske dağıtımı) hem de Güney Kore (insanların %98'i en az bazen maske takıyor ve %64'ü dışarıdayken sürekli) ile tezat oluşturuyor.

Bu önemli bir nokta, çünkü birkaç gün içinde bu makalenin 3. Bölümünde göreceğimiz gibi, maskeler virüsü durdurmak için esastır.

Bu üç faktörün birlikte önemi — seyahat kısıtlamaları, temas izleme ve maskeler — bu grafikte gösterilmiştir:

Bu, Singapur’da mevcut hâlde bilinen tüm vakaların grafiksel temsilidir.

Kırmızı noktalar aktif durumlardır ve yeşil noktalar iyileşmiş vakaları temsil eder. Kırmızı vakaların ezici bir yoğunluğa sahip olduğunu görebilirsiniz. Bu durum salgın dalgasının yeniliğini vurgular.

Bazı vakaları yakından incelerseniz şunu görebilirsiniz:

Bu, doğru bir şekilde araştırılmış bir durumdur. Ne yazık ki, şu anda çoğu vaka şu şekilde görünüyor:

Bu, araştırmacıların üstesinden gelemeyeceği temas izleme yükünü göstermektedir. Bu dava tam olarak araştırılmamıştır. Çoğu vaka böyle.

Belirli alanlarda kırmızı kümeler oluştu: yurtlar. Hangi kümelerin yurt olduğunu görmek için tüm kümelere baktım:

Cevap: çoğu.

Bunlar çoğunlukla göçmen işçilerin yaşadığı yerler. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Singapur seyahat yasağı çıkarmak için uzun süre bekledi ve Mart ayı sonunda vakaların %80'inden fazlası ithal vakaydı.

Ama sonra bu ithal vakalar yerel olarak yayılmaya başladı çünkü sosyal toplaşmaların boyutlarında bir sınır ve maske yoktu.

10 kişinin üzerindeki sosyal toplantıların sınırlandırılmasından sonra bile, yurtlardan biri böyle görünüyordu:

Bir sürü kişi var, hepsi maskeli değil.

Singapur’un yanlış adımlarının başındaki sebepler; geç gelen seyahat yasakları, sosyal toplantılarda limitlerin geç gelmesi, geç gelen evrensel maske teşviki ve bunalmış bir manuel temas izleme sistemi gibi görünüyor. Bu durum, her ülkenin koronavirüs ile savaşmak için ihtiyaç duyduğu temel önlemler hakkında fikir vermeye başlıyor.

İşte her ülkenin göz önünde bulundurması gereken önlemlerin listesi. Dört tür vardır:

  1. Salgını durdurmak için yeterli olabilecek çok ucuz önlemler
  2. Hâlâ gerekli olabilecek biraz pahalı önlemler
  3. Gerekli olmayan pahalı önlemler
  4. Sağlık sistemi önlemleri

Onlara derinlemesine dalmanın zamanı geldi.

Bu, Koronavirüs: Dans Etmeyi Öğrenmek adlı makale dizisinin 1. Bölümü idi. Bölüm 2'de, her ülkenin benimsemesi gereken önlemlerin özüne bakacağız: test, temas takibi, izolasyonlar ve karantinalar. Her biri hakkında bir uyarı da dahil olmak üzere belirli önerilerde bulunacağız: Çoğu ülke temas takibi konusunda doğru yöntem izlemiyor. Mevcut yollarına devam ederlerse, Singapur gibi olurlar.

Bu yazı an itibariyle farklı dillere çeviriliyor, ben bu çeviriyi yaparken halihazırda 5 dile çevrilmişti, bu sayı büyük ihtimalle hızlı bir şekilde yükselecek. Mevcut olan bütün çevirilere ulaşmak için orijinal makalede (İngilizce) yazının en son kısmına bakabilirsiniz.

--

--

Tunay Okumuş
Tomas Pueyo

MLOps Engineer in algo-energy-trading. M. Sc. in Engineering | curious about technology, energy, data things, people and ways to co-exist sustainably