Dinlediğimiz Müzik Hakkımızda Neler Söylüyor?

Fırat Şeker
Yazı Rehberi
Published in
6 min readAug 24, 2023
Photo by Mohammad Metri on Unsplash

Yeni biriyle tanıştığınızda, dinlediği müziklere bakarak o kişi hakkında belirli yargılara ulaştığınız oluyor mu? Şahsen benim şimdiye kadar birinin müzik zevkine bakarak bir kişi hakkında yaptığım çıkarımlar o kadar tutarlı ve başarılı oldu ki bu işte bir iş olsa gerek diye düşünmeye başladım. Tabii bu kişisel tecrübelere dayanıyor. Biliyoruz ki kişisel tecrübeler bize evrendeki gerçekliğe dair keskin sonuçlar vermezler ve çoğu zaman da güvenilmezlerdir. Bu yazıda Psikoloji biliminin, bu “işteki iş” hakkında ne söylediğini inceleyeceğiz.

Neden bazı müzikleri dinleyip bazılarını dinlemiyoruz? Etkileşimci teorilere göre kişiler, kendi psikolojik özelliklerini ve ihtiyaçlarını yansıtacak müzikal çevreler ararlar. Bu sebeple de müzik tercihiyle psikolojik yapılar arasında bir ilişki olmasını bekleriz. Müzikal tercih, sadece insanlarda değil insan olmayan primatlarda da gözlemlenir (McDermott v.d., 2007). İnsanlarda bebeklikte görmeye başladığımız bu tercih meselesi (Saffran v.d., 2000) hayat boyu sürer ve ergenlikteki kimlik oluşumu çerçevesinde hız kazanır.

Müzik Tercihini Etkileyen Genel Faktörler

Müzik tercihi, bireyin kültüründen etkilenir. Yetiştiğiniz kültürde bir şarkı çok söylenip beğenildiği için grup kimliğinizi korumak ve o çevreye daha iyi uyum sağlamak adına bazı şarkıları dinlemeyi tercih edebilirsiniz. Zira müzik, sosyal kimliği dışarıya göstermek için de kullanılır (North & Hargreaves, 1999) fakat kültürün gücü bundan daha öteye geçebilir. Öyle ki kültür, yalnızca bir şarkıyı beğenip beğenmemizi değil notaların birbirine uyumunu nasıl algıladığımızı bile etkiler. Örneğin, Batı müziğinde konsonant (kulağa hoş gelen) ve disonant (kulağa hoş gelmeyen) sesler vardır. Nature’da yayınlanan bir çalışmaya göre Batı kültüründe yetişen birisi, bu seslerden büyük oranla konsonant olanları tercih ederken bir Amazon kabilesi olan Tsimane’ üyelerinin konsonant ve disonant sesler arasında bir tercihte bulunmadığı görülmüştür (McDermott v.d., 2016).

Yalnızca bu da değil, gün saati ve iklim de müzik tercihimizi etkileyebiliyor. 51 ülkeden bir milyon kişinin müzik dinleme davranışı incelenerek yapılan bir çalışmaya göre, gün içinde daha aktif ve enerjik müzikler dinlerken gün sonunda daha rahatlatıcı ve sakin müzikleri tercih ediyoruz. Ayrıca, sıcak mevsimlerde daha uyarıcı müzikleri tercih ederken soğuk mevsimlerde daha dingin müzikleri tercih ediyoruz (Park v.d., 2019).

Müzik tercihinin çevresel olduğu kadar elbette ki biyolojik bir tabanı olduğunu da biliyoruz. Örneğin: 2018'de yapılan bir çalışma, tükürükteki testosteron hormonu yoğunluğunun yüksek olduğu erkeklerde sofistike müzik türlerinin (örneğin caz ve klasik müzik) daha az tercih edildiğini ortaya koymuştur (Doi v.d., 2018). Çevresel etkenler testosteron hormonu salgınızı etkileyebileceği gibi genetik etkenler de bunu etkileyebilir. Yani kimimiz doğuştan daha az sofistike müzikleri tercih edebiliyoruz.

Kişilik ve Müzik Tercihi

Bu makro etkenleri bir cebe koyalım. Peki ya kişiliğimiz? Çevre ve biyolojinin etkileşiminden kişiliğin etkilenmediğini iddia edemeyiz fakat ayrı bir kavram olarak kişilik ile dinlediğimiz müziğin ilişkisi ne? Neden birisi sadece dinlediğimiz müziklere bakarak bizim hakkımızda doğru veya yanlış bir şeyler söyleyebiliyor? Bu işteki iş nedir?

Öncelikle, kişiliğin nasıl ölçüldüğünü anlayarak başlayalım. Aktaracağım çalışmalarda kişilik büyük beşli kuramına göre ölçülüyor. Tutarlılığı yüzlerce çalışma tarafından desteklenmiş ve Psikoloji biliminin bulduğu demirbaş olgulardan olan bu kurama göre ise kişiliğin beş ana boyutu var: Dışa dönüklük, tecrübeye açıklık, sorumluluk, uyumluluk ve duygusal denge.

Dışa dönüklük; kişinin sosyal durumlara ne kadar sık girmek istediği ve bu durumlardan ne kadar pozitif duygular elde ettiğiyle alakalıdır. Dışa dönük kişiler genelde daha çok konuşur, sosyal uyaranları daha çok arar ve daha enerjik gözükürler. Tecrübeye açıklık; sanata ilgi duyma, daha yaratıcı ve meraklı olma, entelektüel olarak daha aç olma, yeni şeyler denemeye heves duymakla ilgilidir. Sorumluluk; öz disiplinli olmak ve düzeni tercih etmekle alakalı iken uyumluluk; bireyin diğer kişilerle ne kadar iyi geçinebildiği, ne kadar güvenilir ve iş birliğine yatkın olduğuyla alakalıdır. Duygusal dengesizlik ise kişinin güçlü negatif duygular hissetmeye yatkınlığıdır. Duygusal olarak dengesiz kişiler strese karşı daha zayıftırlar ve öfke, kaygı ve kasvetlilik gibi duygulara daha yatkındırlar. Dengeli kişiler ise bunun tam tersidir.

Araştırmacılar, müziği sınıflandırmak istediklerinde ise MUSIC modeli denilen, müziği sonik (sese dair) özelliklerine göre ayrıştıran bir model kullanmaktadır. Bu modele göre müzik türleri beş kategoriye ayrılabilir: Mellow (yumuşak) kategorisindeki müzikler rahat, romantik ve yavaş olarak tanımlanabilir (örneğin soft rock ve R&B). Unpretentious (basit); karmaşık olmayan, rahatlatıcı ve sakin müzik türlerini kapsar, country ve folk türevleri gibi. Sophisticated (sofistike) türü daha karmaşık, dinamik ve ilham verici türlerden oluşur. Klasik müzik, opera ve caz gibi türler bu başlık altına giriyor. Intense (şiddetli) müzik türü ise agresif, yüksek sesli ve kirli tondaki rock, metal ve punk gibi türlerden oluşuyor. Son olarak contemporary (çağdaş) kategorisi; ritmik, neşeli ve hareketli şarkılardan oluşuyor. Bu türe elektronik, Euro-pop, rap ve türevleri giriyor. Bu boyutların baş harflerinden oluşan MUSIC modeli, 53 ülkeden 356.649 katılımcıyla yapılan bir çalışmada (ve farklı diğer çalışmalarda) tutarlılık göstermiş iyi bir sınıflandırmadır (Greenberg v.d., 2022).

Gelgelelim bunlar arasındaki ilişkilere: Daha tecrübeye açık insanların daha sofistike müzikleri tercih ettiği tekrar tekrar gösterilmiş bir ilişkidir (Nave v.d., 2018, Anderson v.d., 2020, Greenberg v.d., 2022). Ayrıca, tecrübeye açık kişiler daha çeşitli müzikler dinlemeyi tercih ediyorlar (Anderson v.d., 2020). Yani tecrübeye açık kişiler genelde bütün müzik türlerine daha yüksek puan vermeye eğilimliler. Tecrübeye açık kişiler müzikte derinlik ve pozitif duygu ararken duygusal dengesi düşük kişiler dinlenilen müzikte negatif duygu durum, yani melankoli ve öfke gibi duygular arıyor (Greenberg v.d., 2016). Daha uyumlu insanlar daha basit, yani karmaşık olmayan ve rahat müzik türlerini tercih ederken sorumluluk ve uyumluluk skoru yüksek insanlar şiddetli müzikleri tercih etmiyor. Şiddetli müzik, isyan ve karşıtlık temaları içerdiği için bu tarz bir ilişki gözleniyor olabilir. Dışa dönüklüğü yüksek kişiler ise çağdaş yani daha enerjik, ritmik ve romantik temalı müzikleri daha çok tercih ediyor (Greenberg v.d., 2022). Bunun sebebi, bu tür müziklerin içeriğinin insan ilişkilerini yansıtıyor olması da olabilir. Duygusal olarak dengesiz kişiler daha fazla müzik atlıyorlar. Bu, onların duygu durumlarına uygun müzik bulmaktaki seçiciliğinden kaynaklanıyor olabilir (Anderson v.d., 2020).

Sadece bunlar da değil; kadınlar, 53 kültürde tutarlı olarak daha çok yumuşak yani soft rock ve R&B gibi yavaş ve rahat müzikleri tercih ediyorlar. Yaş arttıkça şiddetli müzik tercihi düşüyor ve eğitim düzeyi arttıkça sofistike müzik tercihi artıyor. Erkekler ise ilginç bir şekilde dünyanın batı yarısında şiddetli müziği tercih ederken diğer yarısında etmiyor gibi gözüküyor (Avustralya hariç. Greenberg v.d., 2022). Burada Batılı kültürün bir etkisi söz konusu olabilir.

Müzik Zevkinden Kişiliğe Dair Çıkarım Yapabilir Miyiz?

Geldik bu işteki işe. Evet, kişilik ile müzik tercihleri arasındaki ilişkileri gördük. Peki, gerçekten de birinin müzik tercihine bakarak onun kişiliğini tahmin edebilir miyiz?

Makine öğrenmesi yöntemleri kullanarak yapılan iki çalışma, bu sorunun cevabının “evet” olduğunu söylüyor. Anderson ve arkadaşlarının 2020'de yaptığı çalışmada, Spotify isimli müzik dinleme platformuna üye 5.808 kullanıcıdan kişilik ve müzik dinleme verisi toplandı. Bu müzik dinleme verisi yalnızca türden değil; ne kadar sık müzik atlandığı, günün hangi saatinde ve ne kadar sık müzik dinlendiği ve başkalarının oynatma listelerinden ne kadar sık müzik çalındığı gibi çeşitli verilerden oluşuyordu. Makine öğrenmesi teknikleri kullanan araştırmacılar, büyük beşlideki bütün kişilik özelliklerinin müzik dinleme alışkanlıklarına bakarak tahmin edilebileceğini buldu. Özellikle duygusal denge, sorumluluk ve tecrübeye açıklık daha güçlü tahmin edilebilen özelliklerdi.

Bir başka çalışma ise (Nave v.d., 2018) 22.252 katılımcıya 15 saniyelik çeşitli müzik örnekleri dinletti ve kişilik verisi topladı. Sonuçlara göre, bu 15 saniyelik örneklere verilen puanlar gerçekten de katılımcıların kişilikleri hakkında bilgi taşıyordu! Makine öğrenmesi algoritması kullanarak yine bütün kişilik boyutlarını sadece bu müzik örneklerine verilen puanlar üzerinden bile tahmin etmek mümkündü. Özellikle müzik tercihine bakarak tecrübeye açıklık özelliğini tahmin etmek kolaydı. Öyle ki araştırmanın yazarları şöyle bir metaforda bulunuyor: “Bir kişinin müzik zevkine bakmak, o kişinin tecrübeye açıklık özelliği hakkında iş yerindeki davranışlarının bir iş arkadaşına vereceği kadar bize bilgi veriyor.

Bu yazı boyunca atıf verdiğim çalışmalardaki sonuçların hepsini ve nüanslarını aktarmaya çalışsam yazı bilimsel makaleye dönecek ve çok uzayacaktı fakat özet olarak, kişiliğimiz ve müzik tercihimiz arasında nasıl bir ilişki olduğunun cevabı aşağı yukarı bulunmuş gibi gözüküyor. Önceki yazımda yazdığım gibi psikolojide büyük veri ve makine öğrenmesi çağı başladı. Bu çalışmalar da bu yöntemlerin ne kadar güçlü çıkarımlar yapmamıza izin verdiğinin bir örneği. İnsan psikolojisini anlamak gün geçtikçe daha mümkün hâle geliyor.

Unutmayın, bu bulgular diğer bütün psikoloji çalışmalarında olduğu gibi genele dair çıkarımlardır. Yani bir kişiye uymadığında çöpe atmak gerekmez. Yazı boyunca “genelde” ve “daha çok tercih ettiğini görüyoruz” gibi cümleler kurmamın sebebi bu. Siz siz olun, kimseye ön yargılı yaklaşmayın. Hayat, size farklı insanlarda beklenmedik hazineler gösterebilir.

Eh, bu yazıyı okuduktan sonra artık birinin müzik zevkine bakarak kişiliğine dair bir şeyler söyleyebilir hâle gelmiş olduğunuzu umuyorum. Bir dahaki randevunuzda karşınızdakinin müzik zevkini konuşmayı ihmal etmeyin!

Editör: Buse Özcan

--

--

Fırat Şeker
Yazı Rehberi

Psikoloji, felsefe, bilim, sanat ve insan. KHAS - Psikoloji yüksek lisans öğrencisi. https://www.moralintuitionslab.com/ 'da Lab Manager.