Yazı Rehberi Nisan Bülteni
#022: Neşeyle Doluyor İnsan
Yazı Rehberinden hepinize merhaba sevgili okuyucularımız! Yazı Rehberi Nisan Bülteni’ne hoş geldiniz!
İlkbaharın ilkliğini bırakıp ortalarına gelmişken soğuklara veda etmeye hafiften başladık. Sıcaklar gelirken dolaplarımızı güncelleyip, kışlıkları ait oldukları yerlere kaldırıyoruz. Bahar yağmurların nerede olduğunu arıyoruz ama sıcaklardan da pek şikayet etmiyoruz, soğuk günlerden sonra yüzümüzün ısınması nihayetinde iyi, güzel.
Nisan ayı demek, baharı kucaklamak demek. Baharla lunaparka gidip oyun oynamak, doyasıya eğlenmek demek. Sıcaklar insanı fenalaştıracak noktaya gelmeden bu kararında sıcakların değerini bilelim, değerlendirelim.
Nisan ayının gönüllere çiçekler açtırmasıyla beraber ruhumuza da çiçek açtırmasını diliyoruz. Bu sürede çok yazmanızı, sürekli ve ısrarla yazmanızı salık veriyoruz. Eğer gerekli araçlara sahipseniz dışarıda yazın; sıcak güneşi, renkli çiçekleri ve koşup oynayan çocukları seyrederken yazın.
Güzel yazılar kadar güzel yazı yazma hatıraları biriktirmenizi umarız.
İsterseniz şimdi bültenimizin diğer kısımlarına geçelim ve editörlerimizin seçimlerine, kimlerin ne yazdığına, kimin ayın yazarı seçildiğine bir bakalım.
Ayın Yazarı
Yazarı size takdim etmekten ve yazısını size sunmaktan ötürü en az sizin kadar heyecanlıyız. Seçilen kişinin bu yazıyı okurken en az bizler kadar heyecan duyduğunu biliyoruz.
Tebrikler
Yazdığın her yazı, paylaştığın her düşünce, kaleminden çıkan her kelime için minnettarız! Diliyoruz ki ilhamın ve istikrarın hiç son bulmasın. Tüm bunların yanında Yazı Rehberi’nin bir parçası olduğunu ve bu ekibin sensiz bir kişi eksik olacağını unutmamanı diliyoruz.
Okumanızı umarak ayın yazarının bir yazısını size iletiyoruz: Hyunam-Dong Kitabevi İncelemesi
Editörlerin Seçimleri
Baharın gelmesiyle editörlerimiz bahar miskinliğine karşı yenilmedi, içmedi, uyumadı ve sizler için yayınımıza gelen tüm yazıları okuyup değerlendirdi. Yayına gönderdiğiniz her yazının çok sevdik çok beğendik ama siz de biliyorsunuz ki hepsini seçersek editörün seçimini demenin bir anlamı kalmıyor.
Yine de şunu unutmayalım: Hep beraber tek bir çatı altına yazı gönderip paylaşmak harika ve çok değerli.
Bakalım editörlerimiz bu ay sizin için hangi yazarların hangi yazılarını seçmiş.
Beş Maddede İstanbul’un Bana Kattıkları — Sinem Karakuş
Poor Things | Yeni Sürüm Frankenstein — Ahmet Karaahmetoglu
Bilimin Karanlık Tarafı: Rosalind Franklin’e Yapılan Haksızlık — İremsu Çakır
Mutfakta Kadın Olmak! — Buket Dirik
Ayın Kitap Önerisi
Bütün Şiirleri | Orhan Veli
Nisan ayına gelmemizle havalar güzelleşti, hal böyleyken havaların güzelleşmesini, sıcaklarda yürümeyi, ekmek almayı bize en güzel anlatan şair Orhan Veli’yi bu ay anmazsak haksızlık etmiş bulunuruz.
13 Nisan 1914 yılında doğmuş olan sanatçımız, geçtiğimiz günle yüz onuncu yaşına basmış bulundu. Orhan Veli yüz on yaşında; yaptıklarıyla, kattıklarıyla çok daha uzun süreler boyunca bizle kalması dileği ile bu ayın tavsiyesi şairimizin tüm şiirleri oluyor. Geçtiğimiz senelerde telifi de düştüğünden artık her yayınevinden, her türlü baskısını bulup kolaylıkla okuyabilirsiniz.
Ayın Kelimesi
Münferi: Tek, ayrı, tek başına olan.
Tıpkı Orhan Veli Kanık gibi.
Ayın Şiiri
Şair olarak bu ay Orhan Veli’yi ansak da ayın şiiri olarak başka bir şairin eserine yer vermek isteriz ki bültenlerimiz renk renk olsun, edebiyatın her kanadından insanlara yer verelim.
Göğe Bakma Durağı | Turgut Uyar
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalımFalanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalımSenin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat.
Nisan ayı bültenimizin burada sonuna gelmiş oluyoruz. Bizim için bu bülteni yazmak ve sizlere sunmak çok keyifliydi! Umarız sizin için bülteni okumak da tüm Nisan ayı da keyifle geçer!
Kaleminiz güçlü ve ilhamınız bol olsun.
Kendinize iyi bakın ve edebiyatla kalın.
