Çocuklar Ve Afetler

Gelişimsel özelliklerine göre çocuklar afetleri nasıl karşılar? Yetişkinler afet, kaza ve travmatize durumlar karşısında, 0–15 yaş grubundaki çocuklara ne gibi yaklaşımlarda bulunabilirler?

Tuğra Çiğci
Yetkin Yayın
3 min readOct 15, 2022

--

Afetler herkes için ama özellikle de çocuklar için üzücüdür. Bir çocuğun yaşanılan felakete nasıl uyum sağlayacağını belirlemede muhtemelen en önemli faktörlerden biri, çocuğun anne babasının, çevresindeki yetişkinlerin tepkilerini nasıl yansıttığı ile ilgilidir.

allposters.com’dan alınmıştır.

Çocukların yaşanılan afetlere muhtemel tepkileri üzerinden psikolojik olarak yardım etmek isteyen yetişkinler olarak neler yapabileceğimize dair bazı önerileri tartışalım.

Çok küçük yaştaki çocukların (0–6 yaş) afetlere karşı tipik tepkileri, kendilerini sıklıkla çaresiz ve korkmuş hissetmeyi ve anne babanın — bakıcının yanında normalden daha fazla olmayı istemeyi içerir. Bebekler (0–3 yaş) daha sık ağlayabilir ve daha kolay üzülebilir. Okul öncesi çocuklar (3–6 yaş) da artık kendilerini güvende hissetmedikleri için dünyadan endişeli veya korkmuş görünebilirler. Ayrıca, anne babaya veya bakıcıya “yapışıp” ayrılmak istemeyebilirler. Yaygın bir çocukluk korkusu olan terk edilme korkusu bu travmatize çocukların deyim yerindeyse en belirgin kişilik özellikleri halini alabilir.

Okul öncesi dönemdeki çocuklar ayrıca altını ıslatma veya parmak emme gibi regresyon davranışların görülmesi ile sürebilir. Bu çocuklar sıklıkla uyku sorunları yaşayabilirler. Uyku sorunlarının yaşamalarının fizyolojik bir nedeni de yaşanılan maden felaketi, deprem, yangın ve benzeri felaketlerin yaşandığı çevrenin neredeyse tüm insanlarının günlük rutinlerinin bozulmasından kaynaklanabilmektedir.

7–11 yaş arasını temsil eden okul çağı dönemi çocukları için afet ve travmatize yaşantı sıklıkla regresyon olarak kendini gösterir. Yine bu çocuklarda alt ıslatma, parmak emme, konuşmada geçici gerileme görülebilmektedir. Bu çocuklar, özellikle okulda konsantrasyon ve dikkat sorunları gösterebilirler . Okul öncesi çocukların aksine, okul çağındaki çocuklar bir afetten kaynaklanan kayıpların kalıcılığını anlama yeteneğine sahiptir. Böylece bu çocuklar afetle meşgul olabilir ve sürekli onun hakkında konuşmak isteyebilirler. Bu meşguliyet, artan fiziksel şikayetlerin yanı sıra suçluluk, öfke, isyan etme. gibi çeşitli duygusal tepkilerle sonuçlanabilir.

Ön-ergen dönem olarak adlandırılan yaşam dönemi içerisinde bulunan “daha büyük çocuklar” (yaklaşık 11–15 yaş arası) tipik olarak özellikle arkadaşlarına bilgili görünmeye ihtiyaç duyarlar. Daha büyük çocuklarda yine yetişkin benzeri davranışlardan yaşa uygun olmayan gerileyen davranışlara kadar çeşitli tepkiler görülebilir (yalnız uyuyamama, karanlıktan korkma, evde tek kalmaktan korkmaya başlama ve benzeri regresyonlar..) Daha büyük çocuk ailesiyle daha fazla zaman geçirmek isteyebilir; ancak aileden de uzaklaşabilirler. Felaketin kendilerini bulması nedeniyle suçluluktan korkuya, utanç duygusuna ve isyan etmeye kadar birçok duyguyu yoğun yaşayabilirler. Duygularını aile üyeleriyle tartışamayacakmış gibi hissedebilirler.

Yetişkinler Çocuklar İçin Ne Yapabilir?

Pekala, bir yetişkinin felaketten sonra çocuklara yardım etmek için yapabileceği şeylerden bazıları nelerdir?

Photo by Luis Villasmil on Unsplash

Mümkün olduğunca yemek saatleri ve yatma zamanı gibi günlük aktiviteler için normal bir rutine dönülmesi başlangıç için önemli olacaktır. Çocukların bir felaketten sonra “psikolojik olarak yaralarını sarma duygusu” böylece başlamış olur. Bazı yetişkinler çocuklarıyla birlikte felaket yerinden uzakta bir süre kalarak bu durumu daha kolay aşmayı denerler.

Çocukların özellikle okul çağı ve ön-ergen grubu çocukların felaketin bilimsel nedenleriyle de ilgilenmekte ve bu durumun neden onların başına geldiklerini anlamlandırmaya ihtiyaçları olmaktadır. Çocukların sorularını yanıtlamak veya felaketle ilgili düşünceleri ve duyguları hakkında onlarla konuşmak yoğun ve yıkıcı duyguların geçişkenliğini sağlayabilmektedir.

Çocukların size veya diğer bakıcılara normalden daha fazla bağımlı olmalarını, bu geçiş döneminde göz ardı edin. Bu, kendi güvenlikleriyle ilgili korkularını ve endişelerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Yakınınızda kalma istemelerini veya size daha çok sarılmalarını olağan karşılamak önemli olacaktır.

Afetin medyada yer aldığını çocukların görmesine izin vermemeye çalışın. Televizyonda her şeyin tekrar olduğunu görmek onları yeniden travmatize edebilir ve daha fazla umutsuzluk, korku ve strese neden olabilir.

Uzm. Psk. Danışman Tuğra Çiğci

www.tugracigci.com

cigcitugra@gmail.com

Yararlanılan Kaynaklar

Yorulmaz,S., & Karadeniz, H. (2021). Afetlerin Mental Sağlığa Etkileri. Doğal Afetler ve Çevre Dergisi, 7(2), 392–398.

https://www.psychologytoday.com/us/blog/hope-resilience/202011/what-disaster-survivors-really-need

--

--