Ajan Yanlış Kabloyu Keserse
Popüler kültür ve psikolojiyle harmanlanmış denemem.Keyifli okumalar.
Hepimiz en azından televizyonda izleyecek bir şey yok diye denk gelen birkaç aksiyonlu film izlemişizdir, peki bunu neden söylüyorum. Başlığa tekrar bakacak olursak ajan ve kablo akla o meşhur telefon sahnesini getirmiyor mu? ‘’Mavi olan mı Kırmızı olan mı?’’. Özellikle bu filmlerin son sahnelerine denk gelen ben için en klasik repliktir ve sonunda büyük ihtimalle ya yanlış kablo kesilir ya da süper kahraman havasıyla ortama gelen tercihen başrol bombayı nasıl yaralanmadığını mantığımıza oturtamadığımız bir şekilde etkisiz hale getirir ve mutlu son. Diğer bir ihtimalse yanlış kablo ama sanırsam onda da diğer filme karakter kalması amacıyla çoğu ana karakter hayatına devam eder çok büyük kayıplar olmaz ve bilindik intikam senaryosuyla hikâye devam eder. Biz de filmde gerçekleşen kayıpların bunların sadece yüksek maliyetli dekorlar olduğunu farz edersek bunların tekrar düzeleceğini ve her şeyin yoluna gireceğini düşünürüz. Peki, ama gerçek hayatta yanlış kabloyu kesersek ne olur?
İtiraf ediyorum gerçek hayatta bu kabloları kesmenin etkisi bu kadar dramatik olmayabilir ya da etkileri o kadar kısa sürede gözükmeyebilir. Tabii bu etkilerden önce gerçek hayatta bu kablolar ne derseniz eğer ben onları insanlar arasındaki bağlara benzetiyorum. Kimisi kalın kimisi ince sonra uzunluk ve kısalık geliyor ortak olan başka bir şeyleriyse o büyük sisteme bağlandığında karmaşık bağlantılarla ya sistemi daha iyi hale getirecek ya da ölümcül virüsle sistemi alt üst edecek. Kabloyu henüz kesmedik bunun için biraz daha beklememiz ve birkaç soruya da cevap vermemiz gerekiyor. Öncelikle kıyaslama örneğinden biraz daha devam edecek olursak, sisteme sonradan kablo girişi yani sonradan hayatımızda bağ kurduğumuz insanlar olduğu gibi hayata başlamadan önce de bu bağlarla doğarız bu iki bağı kesmek ya da birini bu raddeye getirmenin ayrı ayrı eşikleri ve güçlükleri var tabii ki ayrıca kesinlikle sisteme farklı etkileri olan bu bağlarında ortak noktaları var. Birisinin bağlanma şekli diğerini kesinlikle etkiliyor. Bağlanma şekli diğer bağların şekillerini ve çeşitlerini etkileyen hayatta daha bağ ne bilmezken doğduğumuz bağlar, ailemiz. Evet, peki ailemizin bunda ne alakası var doğduğun ev kaderindir gibi klişe bir sözle buraya kadar kurduğumuz metaforları yerle bir etmeden hatta onlarla devam ederek açıklamak istiyorum. Şimdi yeni bir sistem düşünelim ilk başta sadece onu hayatta tutmaya yetecek kadar kablosu var .Tamamen kendi sistemini kurana kadar o bağlardan gelen kaynakları kullanıyor ve takdir edersiniz ki dünyanın tamamen bu bağlardan ibaret olduğunu düşünecektir ve yeni sistemlerle karşılaşana kadar bilgi akışını bu kablolardan aldığı için başka kablolara olan yaklaşımı da bu gelen bilgiler doğrusunda olacaktır, yani ona bağlanan kablolar nasıl bağlanıyor kabloların birbirleriyle ilişkisi ne? Şimdi ortalığı iyice karıştırmadan önce başka bir kavramı da denkleme ekleyelim: Virüs koruma programı. Bilgisayarla ilgili sınırlı bir bilgim olsa da bildiğim bir şey var o da virüs koruma programına ihtiyaçları oldukları. Normalde bu program bilgisayarlara sonradan yüklenir virüs gelmezse ne ala hiç ihtiyaç olmaz bilgisayarı çökertmeyecek spam ya da garip sitelerden gelen reklamları kaldırabilir ve bir sıkıntısı olmaz ama bizim metaforumuza ve biraz önce bahsettiğim şeye bağlayacak olursak sistem neyin virüs koruma sistemine ihtiyaç olacak kadar sistemi çökerteceğini ya da çökertebileceğini bilemez çünkü zamanında onu hayatta tutan bağları sorgulamayı hiç düşünmemiştir çünkü onlar nasıl seni korunmaya ihtiyaç haline düşürebilir ki. Zamanı geldiğinde sistemine bağlanacak olan kabloların da sistemde aynı etkiyi yaratacağını düşünecektir.
Şimdi kablolardan gerçek hayatına dönmek için gerçekten son bir şey daha var. Hani bu virüs bilgisayarı çökerttiğinde düzeltilir ve bilgisayar yeni gibi olur bu bence sistemin yeniden uyanması gibi ama önce burada sistemin çökmesi gerekiyor. Güvenli sandığımız kablolar bir gün aslında bu bir günle olan bir şey olmayabilir zaman zaman o kablolardan gelen ufak elektriklenmeler bir gün hiç beklenmeyen anda bu bilim kurgu filmlerindeki kırmızı ışıklar ve kendimizi ekrana girip sesini kapatmak isteyeceğimiz alarmlar kadar ben geliyorum tadında olmayabilir. Bir anda güçten kesilir gibi sanki ruhumuz yeni doğmuş bir bebek gibi hassas aynı zamanda bir buz tabakası kadar kırılgan olabilir. Sistemin uyanması kısmen de olsa gerçekleşmiş sayılır o zamanda başka kablolarla tanışırız .Her ne kadar da o kabloları söküp atmak istesek de bir kere zaten sisteme girmişlerdir, girişleri bellidir USB ya da Apple kablosu gibi o yüzden meşhur ajan gelse de doğru ya da yanlış kabloyu kesse de sistem kendisini korumadıkça aynı bağlantılara gelen kablolardan o girişleri kapatmadıktan sonra kurtulamaz. Kabloyu kesmek lafta ve aklımızda o kadar yapılması gereken ve kolay gibi gözükse de sistem onu hayata bağlayan kabloları unutamaz sadece kendine esaslı bir virüs koruma programı bulur ve hayatına devam eder.
Sevgiyle kalmanız dileğimle, İpek Sude Sarıgül.
