Büyük Düşünürler: Franz Kafka 📓

Simay karagöz
Yetkin Yayın
Published in
4 min readJul 17, 2022

Franz Kafka’nın hayatında beni en çok şaşırtan durum bu kadar derin ve anlamlı yazan birinin hayattayken tanınmaması. Çok şaşırtıcı değil mi koskoca Kafka’yı insanlar o öldükten sonra tanımış. Bilmiyorum belki de büyük insan olmak birazda yaşarken değil de öldükten sonra arkanda bıraktığın değerlerdir…🌊

Franz Kafka her ne kadar kendisi bilmese de 20. yüzyılın en büyük yazarlarından biri kendisi ve aynı zamanda bir filozof. Kendisi ekspresyonizmin yani diğer adı ile dışavurumculuğunun kurucularındandır. Ekspresyonizm kelime anlamı olarak “Çevremizi saran evrene ve dünyaya karşı ilgisiz görünen bu akım, insanın iç dünyasını ve bütün duygularını en gizli ve çıplak yönleriyle, olduğu gibi anlatır. Gerçekler her insana göre değişik olduğu için önemli olanı sanatçının kişiliğini ve gerçekleri kendine göre dile getirmesidir.”

Kafka’nın ekspresyonizm akımına dair kitaplarında birçok örnek var. Dönüşüm kitabından bir örnek: “‘Hay Allah!’ diye düşündü. ‘Ne zahmetli bir meslek seçmişim kendime. Gün yok ki, yolda olmayayım. Burada, firmadaki asıl işler, gezilerde katlandığım kadar telaş ve tedirginlikle dolu değil. Üstelik bu baş belası yolculuklar; aktarma trenlerini kaçırmamak için çektiğim sıkıntılar, rastgele yenen berbat yemekler, boyuna değişik insanlarla düşüp kalkmalar, asla bir süreklilik, asla bir içtenlik kazanamayan ilişkiler. Şeytan görsün hepsinin yüzünü!’ Ansızın yukarıda, karın bölgesinde hafif bir kaşıntı duydu; başını daha iyi kaldırıp bakmak için, sırtüstü yavaş yavaş karyolanın ayağına yaklaştı. Kaşınan yeri gördü derken; baştan aşağı küçük ve beyaz noktacıklarla örtülmüştü. Noktacıkların ne olabileceği konusunda karara varamadı, bir ayağıyla söz konusu yeri yoklamak istedi, ama hemen yine vazgeçti; çünkü daha ayağını dokundurur dokundurmaz, bütün vücudunu bir ürperti kaplamıştı.”

Kafka’nın bilirsiniz neredeyse bütün kitapları hep karamsar hep bunalmışlık psikolojini hissettiren olaylarla dolu. Kitabındaki bu ruh halleri Kafka’nın ona uygun olmayan iğrenç hayatının eseri aslında. Burada bütün hayatını baştan sona sıkıcı bir biyografi tarzında anlatmaktan ziyade onu bu buhrana sürükleyen olay ve kişilerden bahsedeceğim. Bakalım bizim Franz Kafka’mız nasıl Franz Kafka olmuş 🤔🖤

FRANZ KAFKA

Babasından başlamak en doğrusu sanırım. Babası büyük bir iş adamı ancak insanlıktan nasibini almamış birisi. Franz Kafka içine kapanık kendi halinde takılan yani babası gibi olmayan birisiymiş. Ayrıca fiziksel olarakta çok cılızmış. Kafka’nın babası kendi çocuğunun hiç de onun gibi olmadığı farkedince ona karşı hep iğrenç ve aşağılık insan muamelesi yapmış. Bütün çocukluk ve gençlik yılları babasının psikolojik zorbalığı ve baskısı ile geçmiş. Anne ise silik bir karakter olunca Kafka yapayalnız kalmış.

Kafka’nın yıllar sonra babasına ona hissettirdiği şeyleri anlatan bir mektup yazmaya karar vermiş ve bu mektup 45 sayfa sürmüş. Ancak bu mektup babasına hiç ulaşmamış. Kendisi ondan çekindiği için mektubu annesine vermiş babasına versin diye ama anne de babadan çekinince bu mektup babaya hiç ulaşmamış. Babaya mektuptan bir alıntı;

‘’Asker selamı vermeyi ve asker gibi yürümeyi becerdiğim zaman desteklerdin beni, ama ben geleceğin askeri değildim ya da iştahla yemek yiyebildiğim, hatta yanı sıra bir bira da içebildiğim zaman desteklerdin beni. Anlamadığım şarkıları tekrar edebildiğim veya senin en sevdiğin lafları senin peşinden geveleyebildiğim zaman, ama bunların hiçbiri benim geleceğimin bir parçası değildir. Ve aslında bugün bile, herhangi bir konuda, ucu ancak sana da dokunuyorsa, zedelediğim veya benim şahsında zedelenen (örneğin Pepa beni azarladığı zaman) senin onurunsa destekliyorsun beni. O zaman destekleniyorum, bana değerim hatırlatılıyor, yapmaya hakkım olan hamlelere dikkatimi çekiliyor ve Pepa mutlak bir biçimde mahkûm ediliyor. Ama şimdiki yaşımda artık desteğine neredeyse hiç ihtiyaç duymadığımı bir kenara bıraksak bile, ancak öncelikle söz konusu olan ben değilsem, gelen desteğin bana ne faydası olacak?

Ailesinden kurtulmak için Berlin’e taşınsa da Kafka hiçbir zaman mutlu olamamış. Liseyi bitirdikten sonra hukuk okumaya karar veren Kafka okulu bitirince bir sigorta şirketinde çalışmaya başlamış. Çalıştığı şirket ona kıt kanaat geçineceği bir maaş verip modern köle olarak çalıştırınca Kafka’nın travmalarına bir yenisi daha eklenmiş. İstemediği bir işte yok parasına çalışmak Kafka’nın ruhunu çok yaralamış. Kitaplarında da bu hissediliyor zaten.

Kafka’nın belki de tek şansı: MAX BROD. Sanırım sigorta şirketinde çalışmasının onun hayatına tek iyi getirisi Max Brod ile tanışıp arkadaş olması. Eğer ki Max Brod olmasaydı Kafka’mızı hiç tanıyamayacaktık.

MAX BROD

Franz Kafka öldükten sonra yazdığı bütün yazıları arkadaşı Max Brod’a yakmasını söylüyor. Tabikiii Max Brod bu yazıları o öldükten sonra yakmıyor. Onun güçlü edebiyat diline inanan Max Brod eserlerini yayın evine yolluyor veeeee işte büyük bir yazar doğuyor. Kafka hepimizin hayatına bu şekilde giriyor ve iyi ki de giriyor. Kendisine müteşekkiriz her zaman Kafka’ya inandığı için 💖

Kafka’nın aslında birkaç kitabı yayınlanıyor yaşarken ama maalesef ki kimse tarafından beğenilmiyor. Babasının onun üzerinde yarattığı özgüvensizlik bu başarısızlıktan sonra daha da artıyor ve sonra yazdığı hiç bir yazıyı bastırmıyor… 😢

Neyse bu yazılık bu kadar. Sayfamı takip edip diğer yazılarım hakkında bildirim alabilirsiniz ve yazılarıma alkış atabilirsiniz. Biliyor musunuz Medium içerisinde bir yazıya 1–50 arası alkış atabilirsiniz. Şimdilik görüşürüz MENTAL OLARAK AKILLI VE SAĞLIKLI KALIN ❤

KAFKA OKUMAYI İHMAL ETMEYİN ✌️

--

--

Simay karagöz
Yetkin Yayın

#İş #Teknoloji #FRC #Robot #yetgen #sürdürülebilirlik #etkileyici #barış #iyilik