Beden Algısı ve Sosyopsikolojik Açıdan Yeme Bozukluğu

Hangimiz bedenimizden memnunuz?

İlknur
Yetkin Yayın
3 min readSep 25, 2023

--

Sabah uyandığımızda ilk iş aynaya bakarız değil mi? Aynada gördüğümüz görüntü bazen bizi memnun eder bazen ise etmez. İşte kendi bedenimiz hakkında olumlu veya olumsuz düşüncelerin tümüne beden algısı denir.

Bedenimiz doğduğumuz andan itibaren ölene kadar bizimle birliktedir. Az ya da çok bir şekilde onun hakkında düşünürüz. Fakat genel olarak olumluya odaklanmak yerine, olumsuza odaklanmayı tercih ederiz. Bu da beden memnuniyetsizliği olarak tanımlanabilir.

Peki bu konuya hiç toplumsal cinsiyet perspektifinden bakmayı düşündük mü? Toplumsal cinsiyet bu konunun neresinde?

Toplumumuzda eskiden beri sürekli değişen bir güzellik algısı mevcut. Özellikle kadınlara dayatılan ideal beden algısı yıllar geçtikçe değişimden kaçamıyor. Fakat bu erkeklere de dayatılan ideal beden algısı olmadığı anlamına gelmiyor. Araştırmacılara göre kadınların ve erkeklerin bedenine dayalı memnuniyetsizlikleri okulöncesi çağda başlıyor.

Markaların da bize dayattığı beden algısını es geçmemek gerekir. Eğer kadınlar bir sabah uyanıp bedenlerini sevdiklerine karar verselerdi kaç marka iflas ederdi düşünebiliyor musunuz? Başta kozmetik sektörü olmak üzere bir çok sektör tamamen batardı. Bunu denemeyi bir düşünün bence :)

İyi de ideal bedende olmak kötü bir şey mi? Elbette hayır. Hem ideal beden dayatmasına karşı çıkıp hem de lazer yaptırabilirsin çünkü bu senin bedenin ve onun üzerinde söz hakkı olan yalnızca sensin.

Beden algısı hakkında bu kadar konuşmuşken beden olumlama akımına değinmezsek olmaz diye düşünüyorum. Beden olumlama hareketi her bedenin güzel olduğunu savunan bir harekettir. Ten rengi, kilo, boy, selülit, çatlak, yara, leke ve aklınıza gelebilecek daha bir sürü çeşitlilik bizi biricik yapar bakış açısıyla ortaya çıkmıştır.

Ama, ki burada kocaman bir ama var. Beden olumlama hareketi göründüğü kadar mükemmel değildir. Her zaman bedenimiz hakkında olumlu hissedemeyiz veya hissetmek zorunda değiliz ve maalesef ki bu akım da eleştirdiğimiz markaların malzemesi haline gelmiş durumda.

Bedenimiz hakkında sürekli negatif düşünmek nasıl patolojik bir durumsa, kendimizi sürekli olumlu düşünmeye zorlamak da aynı şekilde patolojik bir durumdur.

E, ne yapmamız gerekiyor şimdi dediğinizi duyar gibiyim. Hiç merak etmeyin bedeninizle barışmak için yapmanız gereken şey beden nötr olmaktır. Nedir beden nötr olmak? Hemen açıklayayım. Bedenimizin iyi ya da kötü yönlerine odaklanmak yerine bize sağladığı avantajları görmektir. Örneğin; bedenim sayesinde çok sevdiğim aktivite olan dans etmeyi kolayca yapabiliyorum demek daha sağlıklı ve sürdürülebilirdir.

İdeal bedenin dayatılması yeme bozukluğu gibi kötü sonuçlanan rahatsızlıklara sebep olabilir. Sosyal medya ise buna sebep olan en büyük araçlardan en önemlisidir. Bu konuda neler yapmalıyız?

  • Sosyal medyamızı sıkı bir temizlikten geçirebiliriz. Eğer her gün sıfır beden mankenleri görmek sizi tetikliyorsa takipten çıkın hatta engelleyin.
  • Kıyafetlerin bedenine takılmayın. Her markanın bedenleri standart kalıpla üretilmez bir markada 36 beden olurken diğer markada 40 beden olur
  • İnsanlara kilo almışsın veya vermişsin demeyin. Çevrenizde size karşı bu cümleleri söyleyen varsa onları uyarmaktan çekinmeyin. Kimsenin alınganlığı sizin mental ve fiziksel sağlığınızdan daha önemli değil.
  • Bedeninizle ilgili yaşadığınız duygusal dalgalanmaları kabullenin ve normalleştirin. Her gün her şeye karşı aynı şekilde hissedemeyiz.
  • Eğer gerçekten ihtiyacınız varsa profesyonellerden destek almak konusunda çekinmeyin.

Umarım bu yazı bakış açınızı değiştirmek konusunda okuyan herkese ilham olur. Hadi birkaç dakikanızı ayırın ve sosyal medyanızı temizlemekle işe başlayın. Bir sonraki yazıda görüşene dek kendinize iyi bakın.

Photo from pinterest

--

--

İlknur
Yetkin Yayın

Sth about psychology from a therapist. Sometimes self writing therapy Ψ