Bilinçli Gezmek Neden Önemli?
Bir yeri gezerken somutlukları soyut hislere dönüştürüp bütünleştirir misiniz? Yoksa sadece gör-geç düşünürlerinden misiniz?
Ben sanırım birinci seçeneğe dahil olan insanlar arasındayım. Eşsiz tarihi bir konumu gezerken yürüdüğüm her yol o anı tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Peki, gezdiğim yerin tarihini bilerek, gezerken notlar alarak ve o yeri fotoğraflayarak tarihin içerisinde yolculuğa çıkmak neden önemli?
Örneğin Topkapı Sarayı Müzesi’ni geziyoruz. Müzeye dair tek bilgimizin kulaktan dolma bilgiler olduğu bir varsayımda müzede algılayacağımız tek şey somut objeler ve uyandırdığı yüzeysel hisler olacaktır. Bir diğer varsayımda ise öncesinde gideceğimiz yerin tarihini, mimarisini ve konumunu araştırıp okuyarak gidelim. Bununla birlikte gezerken bilgilendirme notlarını adım adım okuyarak ilerleyelim. Bu ayrım ile birlikte kendi hislerimi sizlere aktararak yaşanmış bir örneği görelim istiyorum.
Ben hemen hemen her gittiğim konumda ya öncesinde okumuş bir şekilde giderim ya da gezdiğim esnada bilgilendirme notlarını derinlemesine okurum. Gezerken ilgimi çeken ayrıntıları fotoğraflar ve bazen de sonrasında notlar alır, yazılar yazarım. Özellikle tarih ve “tarihi gezmek” konusunda örnek aldığım değerli isim İlber Ortaylı’nın bir anekdotunu aktarmak isterim: “Bir şehri gezmek emek ister. Okuyacaksınız, harita bakacaksınız, notlar alacaksınız, fotoğraf çekeceksiniz ve defter tutacaksınız.”
Böyle bir tarihi yolculuk içerisinde Topkapı Sarayı’na ilk girdiğim an zaman yolculuğu benim için başlamış oldu. Sarayın Babü’s Selam’a doğru çıkan ufak bayırından yürürken etrafımda at nalı sesleri canlandı, belki de hünkar Edirne seyahatinden döndü. Ki zaten bu kapıdan hünkâr hariç hiç kimse atları ile geçemiyordu. Muhtemelen zaman yolculuğu yapsak böyle bir tasvir ile karşılaşırdık. Sarayın her bölümünde adım attığım basamaklar, gördüğüm işlemeler ve daha nicesi beni o dönemlere ulaştırdı.
Bu “bilinçli gezmek” durumunu gerçekleştiremiyor olanlar ve yapmak isteyenler için ufak bir öneri olarak yaşadığı şehirde tarihi bir dokuya sahip olan konumu araştırmalarını, okumalarını öneririm. Ardından o konuma bu bilinç ile birlikte tekrar gidebilirsiniz. Bunu yaptıktan sonraki siz ile önceki sizi karşılaştırdığınızda benliğinizde hissedilen tatlı tebessümü hissedeceksiniz. Yapmak istemeyenler elbette böyle devam edebilirler lakin bu bağlamda önemli bir perspektiften eksik kalınabileceği düşüncesindeyim. Evet gezmek belki bir nebze yoracak bu emekle birlikte; lakin içi pek de dolu olmayan bir yolculuğu tercih etmek neye yarar ki?
Somut olarak zamanda yolculuk yapmak mümkün değil lakin soyut olarak zamanda yolculuk yapamayacağımızı kim söyledi?
&B.C.
Diğer içeriklerime göz atmak isterseniz: