Dünyada Genç Bir İnsan Olarak Yer Edinmeye Çalışmak

Aysun Güder
Yetkin Yayın
Published in
3 min readMay 14, 2024

Hayatın 20’li yaşlarda kurulduğunu söylüyorlar. Sanırım bu yaş aralığını bu kadar belirsiz ve çoğu zaman da stresli yapan şey bu. Bu kadar soru işareti, düşünce ve yapılacaklar yığını içinde hayatınızı inşa etmeniz gerekiyor.

Kendim hariç herkesin hayatının bir çizgi gibi dümdüz ve engelsiz bir şekilde ilerlediğini düşünürüm. Bunun aksini gösteren pek çok hikaye dinlesem de düşünce şeklim değişmedi. Bu yaş aralığında hem sorumluluklarınızı ve sizden beklenenleri yapmanız hem de ne istediğinizi bulmanız gerekiyor. Belki de hayatınızın geri kalanında yapacağınız, üzerine çokça vakit harcayacağınız ve fedakarlık yapacağınız o tutkuyu bulmanız gerekiyor ki bu belki de dünyanın en zor keşfi.

Ölü Ozanlar Derneği (1989)

İnsanlara röportajlarda küçükken ne olmak isterdiniz ve şimdi ne yapıyorsunuz diye sorduklarında, küçükken istedikleri şeyi elde etmiş insanlara hep imrenerek bakmış ve küçüklükteki hallerini mutlu ettiklerini düşünmüşümdür. Bunu düşünmek çok hoşuma gidiyor çünkü o küçük kız ya da oğlan hala sizsiniz ve onun hayallerini gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Çoğu kişinin hayatında bir yapılacaklar listesi vardır. Bu listeyi bazen bir sene, bir yaş ya da bir ömürle sınırlandırırız. Bu yaşlarda, bir yandan listemizdeki maddelerin üstünü çizerken bir yandan da listeye yenilerini ekleriz. Sahi ne kadar çok şey denersek ne yapmak istediğimizi de buluyor muyuz yoksa bu maymun iştahlılar için uydurulmuş bir laf mı? İnsanların linkedIn hesaplarına bakıp neler yaptıklarını, tutkularını çoktan keşfetmiş olduklarını, sizin de yapmak istediğiniz şeyleri yaptıklarını görmek bazen geç kalmış hissettiriyor ve çizgi sahiden herkes için dümdüz ilerliyor gibi geliyor.

Ölü Ozanlar Derneği (1989)

Tüm bu sorumluluk ve gelecek telaşları içinde elimizde bir daha asla sahip olamayacağımız bir zaman dilimi var. Bu zamanı nasıl kullanmamız gerektiğine dair pek çok nasihat duysak bile içeriğini doldurmak tüm hatalarıyla, başarılarıyla, kahkahaları ve özverileri ile bize ait. Dünyada genç bir insan olarak var olmaya çalışmak; size yanlış gelenleri dile getirmek, savunduğunuz ideallerin peşinden koşabilmek, gördüklerimiz sonucunda ileride böyle bir insan olmayacağım demek ve bazen de arkadaşlarınızla çimlerde saatlerce sohbet etmektir belki de. Henüz hayatı yeni deneyimlemeye başlasakta her geçen gün yeni şeyler öğreniyor ve o “insan tanımak” deyimini bizler de tadıyoruz. Laflarımıza bazen itibar gösterilmeyip geçilse de hayat her kuşak ile farklı deneyimlenip gözlemleniyor. Bunca zamandır yapılan şeyleri sorgulamadan ve eleştirmeden aynı şeyleri yapmamızın bize bir getirisinin olduğunu düşünmüyor ve bu durumun bizi tek tip insanlar haline getirdiğini düşünüyorum.

Belki de hayatın yıllara göre değil anılara göre ayrılması gerekiyor. Bizler daha hayatın başındayız sanırım. Gezilecek, görülecek çok yer; tadılacak, deneyimlenecek pek çok olay ve duygu var. Bu yaşlarda her şeyin altından kalkabiliriz, herkesi memnun edebiliriz, her yere koşabiliriz gibi geliyor. Tüm bunların içinde önce kendimizi memnun etmeyi unutmamalı ve herkese yaptığımız o yapıcı eleştirilerden kendimize de biraz ayırmalıyız. Sevgili Nazım Hikmet’in çok sevdiğim şiirinde dediği gibi.

Gelmiş dünyanın dört bir ucundan

Ayrı dilleri konuşur, anlaşırız

Yeşil dallarız dünya ağacından

Gençlik denen bir millet var, ondanız.

Hayattaki tutkumuzu bulmak dileği ile.

--

--