Psikolojik İzolasyon

Sosyal Medya ve Bağımlılık

Daha Fazlası İçin Kaydırmaya Son Ver!

Rümeysa
Published in
3 min readAug 27, 2023

--

Beynimizin sahip olduğu duygu merkezi amigdala, duygu kirliliğine ne kadar tahammül edebiliyor?

Bugün bu konu konu hakkında biraz konuşalım.

İçsel duygu deneyimlerimizi aldatan kısa ve anlamsız duygular amigdalanın dengesini kaybederek sendelemesine neden olur. Bir duyguyu yaşayıp hissetmemiz için 17 saniye boyunca o duyguya maruz kalmamız ve düşünmemiz gerekiyor. Peki ya bir dakikalık reelsler bize hangi duyguyu veriyor? Mutluluk hormonunu aldıktan sonra ardından gelen o hüzünlü şarkı ve daha sonrasında sizi şok edecek o çarpıcı haber…

Hangi duyguyu benimsemeli ve hangi hormonu salgılamalıyım diye sorgulayan beynimizi nasıl ve hangi duyguya maruz bırakacağız? Mutluluk, öfke, kızgınlık ve sonra tekrar mutluluk… Döngü karmaşıklığıyla devam ediyor.

Psikolojik dirence vurulan ket, kararsızlık seviyesinde artışa neden oluyor ve birden fazla seçenek arasından seçim yapma gayretine giriyor. Peki ya tam seçimimizi yaptık derken bir sonraki kaydırmamız direncimizi kıracak etkiye sahip zıt duyguyu entegre ederse ne yapacağız bu sefer?

İsviçreli Psikolog Eugen Bleuler, kuramında dirençsiz duygulara da yer verir ve Çifte Değerlilik (Ambivalans) kavramını ortaya koyar. Ruh karmaşası olarak adlandırılan ambivalans sevgi ve nefretin aynı anda aynı nesneye karşı hissedilmesidir. Ölesiye nefret ettiğimiz bir kişiye karşı saniyeler sonrasında sevgi duyabiliriz. Bize iyi geldiğini düşündüğümüz faaliyetlerin bizi mutlu ettirmediğini düşünüp ondan uzaklaşırız ve yine aynı faaliyete karşı ruhumuza şifa verdiği inancına kapılabiliriz. Bu duygusal iktidarsızlık bizde yaklaşma kaçınma çatışması oluşturur, zihnimizi yoran bir düşünce kuruntusuna dönüşebilir. Duygudurum dengesizliği birçok hastalıkta görünür (şizofreni, obsesif kompulsif, depresyon vb.) özgüven kaybına da neden olmaktadır. Modern dünya teknolojisinde bu sorunu şu şekilde duymuş olabilirsiniz: "X’de vakit geçirmek istemiyorum fakat kendimi tekrar orada vakit geçirirken buluyorum." ya da " Instagram’ı kendimi yetersiz hissettirdiği için sevmiyorum fakat eğlenceli zaman geçirebiliyorum, sevdiğim bir uygulama konumuna gelebiliyor." İki kutba karşı konulamayan kararsızlık basit bir durum olmaktan çıkmış olabilir. “Bir çiçek güzel kokuyorsa güzeldir, aksini iddia etmek istemiyorum.” bu cümle birçok birey tarafından söylenilmesi zor hale gelmiş durumda.

Peki ne yapmalıyız?

Sinan Canan bu konuda bizlere güzel bir öneride bulunuyor: not almak!

İzlediğimiz videonun konusunu ve ilginç bulduğumuz noktalarını not alır ve üzerinde birkaç dakika düşünüp irdelersek duygu beynimizde daha sağlam yer edinir ve beraberinde güzel fikirlere yol açabilir.

İzle ve düşün.

İzlediklerimizin hepsinin çerezlik ve vakit geçirmek için olmadığı tartışılmazdır. Örneğin kuantum fiziğini kısa bir videoya sığdırmak tüm fizik alemi için korkunç ve anlamsız olsa gerek ya da alıntı bir kitap cümlesi orada bitmiş olamaz. Daha fazlası hep vardır ve var olacaktır.

Beslenmemize gösterdiğimiz özeni beynimizi meşgul eden sosyal medya araçlarına da göstermeli ve bir sağlık süzgecinden geçirmeliyiz. Parazitleri elemeli ve bilinç/bilinçaltımızı dinç tutmalıyız.

Daha fazlası için: içimize ve doğaya doğru…

Kaynakça

https://www.monapsikoloji.com/ambivalans-nedir/

https://www.acikbeyin.com/sosyal-medya-haz-ve-bagimlilik/

--

--