Dazai, Kırmızı Kimono Giyseydin Keşke
Zamanın sınır olmadığı ve belirsizliğin kutsal bir unsur olduğu evrende, kırmızı deniz kıyıya vururken deniz fenerinden ayın doğacağına dair bir ses yükselmiş uzaklara doğru. O sırada denizi izleyen ve iskelede oturan genç adam kırmızı denizi seyrederken düşüncelere dalmış. Gününün yaklaşık üçte birini burada geçiriyor kalan diğer zamanda ise anlamı anlamsız yapan yazılar yazıyormuş. Üzerinde lacivert kimonosu ile bu genç etrafa uykulu yada uykusuz bakışlar atıp duruyormuş
Sevimli ve beyaz renkte olmasına karşın oldukça temiz gözüken bir kedi daha doğrusu bir sokak kedisi gelmiş yanına. Gencin ölümlü canlı haline karşın sokak kedisi pek bir sevimliymiş. İlk önce mırlamış ardından gencin yani Dazai’nin kendisine benzediğini fark edilince daha da rahat davranmaya başlamış. Sokak kedisi de Dazai gibi hem özgür hem hüzünlü sonuçta ama bu hüzün memnun bir halde. Dazai Osamu onu duymasına rağmen hiç istifini bozmadan düşünmeye devam etmiş. Zihninin içerisinde anlamlar anlamları kovalerken kırmızı denize bir bakış atmış.
Sokak kedisi yavaşça Dazai’ye yaklaşmış ve kulağına eğilip "Kırmızı denizin rengi kandan gelmez" demiş. Dazai afallamış ve kafasını kediye çevirmiş "Peki, nereden gelir?" diye soruvermiş ukala bir tavır ile. Sokak kedisi soruyu pek sevmemiş olacak ki "Cevapları alabilmen için ilk önce kendi cevabına sahip olmalısın, soru sormak bir kabiliyet ve cesaret göstergesi olsa da cahilce hali palavra gibi hissettirir" demiş
"Kabiliyetler cahilliğin acısı çekilmeden kazanılamaz hal böyleyken cahillik ucu açık bir cahillik olduktan sonra rahatsızlık vermez" demiş Dazai.
"Cahilliği yüceltiyorsun fakat o sadece bir geçiştir, geçişler sonuçtan daha değerli olmamalıdır" demiş sokak kedisi ve Dazai’nin cevabını beklemeden gitmiş.
Zamanın sınır olmaması hem bir nimet hem de bir illet çünkü Dazai zamanın erimesini tercih edecek türden birisi. Üstünden oldukça zaman geçmesine rağmen Dazai yine genç şekilde iskelede otuyor ve ayın doğuşunu ve kırmızı denizi izliyormuş. Sokak kedisi tekrar gelmiş ve tekrar aynı cümleyi tekrarlamış "Kırmızı denizi rengi kandan gelmez" diye. Dazai sokak kedisinin gelmesini beklemiyormuş fakat gelmesine de pek şaşırmamış. "Kırmızı renk kandan değil nefretten gelir" demiş. Sokak kedisi önce gülümsemiş ardından da açıklamasını istemiş.
"Evrenler var olmadan önce hiçlik nehrinde tek bir duygu vardı. O nehirde yüzmek isterim fakat takatim yok. Nehrin dışındada durmak da yeterince acı verici. O nehir zamanla akarak genişledi ve önümüzdeki denizi doğurdu nefret kırmızısı çünkü anlamdan uzaklaştıkça varlık dolar içtenliğiyle nefret ile" demiş Dazai.
"Peki, hiçlik güvence mi, eğer öyleyse sen hiç olmak için bir şey yapmıyor musun" demiş Sokak kedisi
"Hiçlik... anlamın ta kendisi. Anlam dahil hiçbir şey güvenli değildir. Güven insanların geceleri yağmurdan korktukları için evde durma bahaneleridir. Ben hiç olmak için uğraşmıyorum. Bir şey olmak için uğraşma hali utanç verici geliyor eğer ben hiç olamıyorsam, hiçliğin kibri üzülebilir" demiş Dazai.
"Hiçliğin kibrinden bahsettin fakat kendi kibrinden bahsetmedin" demiş.
"Kibirli olmak için ilk önce nefes aldığını hissetmelisin fakat benim bedenim her nefeste zehirleniyormuş gibi" demiş.
Sonradan Dazai sokak kedisinin önüne ekmek parçası atmış yesin diye ve eklemiş:
"Bir sokak kedisine göre fazla düşüncelisin"