Doğru Zaman Ne Zaman ?

Ali Emir Dinç
Yetkin Yayın
Published in
3 min readMay 17, 2024

Gelmiş geçmiş en büyük yanılgılardan biri üzerine deneme.

Senaryoların değişkenliğinden ötürü ‘doğru zaman’ olgusu iki kısımda incelenebilir. İlkine ‘zamanlı doğru zaman,’ ikincisine ise ‘zamansız doğru zaman’ diyerek incelememizi başlatabiliriz. Neyin yanılgı, neyinse gerçekçi davranış olduğunu araştıracağımız bu incelemeye…

Zamanlı Doğru Zaman

Hiçbir bekleyiş sebebi bilinmeden yanlışlanamaz, ‘Hadi yapsana!’ denemez. Zaten insan da aksiyonlarının genellenemeyeceği kadar komplike bir varlıktır.

Zamanlı doğru zaman ne demek? Bekleme durumu bir plan dahilindeyse, yani istenen aksiyonun uygulamaya konacağı zaman şartların uygunluğu üzerine belirlenmişse, bu da bir başlangıç demektir. Mevzu plan dahilindedir. Geleceğimiz adına en verimli kararı tarihli bir şekilde verdiğimizde bu zamanlı doğru zaman olur. Kendi planına bağlı kalmak söz konusudur; bu, herkesin taşıyabileceği bir yük olmadığından toplumda sevilmez.

Bu uygulamaya örnek olarak, üniversitemin girişimcilik inovasyon merkezinde tanıdığım bir girişimciyi verebilirim. Kendisi İTÜ Uzay Mühendisliği bölümünde 7. senesini geçirirken, bizlere kurduğu girişim ve karşılaştığı zorluklar hakkında harika bir sunum yapmıştı. İşin en ilginç kısmı, bu girişimin kendi bölümünden tamamen bağımsız bir konuyla ilgili olmasıydı. Hayatında girişimcilik ve öğrencilik arasında seçim yapması gereken dönemden bahsederken uyguladığı metot tam da bahsettiğim zamanlı doğru zamandı. O, iki seçenek arasından girişimciliği seçerken, devam eden öğrenim hayatı için de bir son tarihi belirlemiş ve buna uyuyordu.

Zamansız Doğru Zaman

‘Yapacağım ama zamanım yok,’ ‘Belki bir gün,’ ‘Şu anda değil.’ Konsepti değişse de doğru zaman hiç olmadı ve olmayacak da. Peki neden? Neden bu erteleme dostu, iç rahatlatan yanılgının varlığı bir yanılgı?

Bu sorunun cevabı, sorunun ta kendisinde açıkça bulunuyor. ‘Doğru’ kelimesi bir referans noktasına ihtiyaç duyar, görece doğru olmayanla kıyas yapar ve söz konusu olan şey zamansa kıyas ancak geçmiş zaman üstüne yapılabilir. İp tam da bu noktada kopuyor. Şimdiki zamanda söylenen bu cümlenin hiçbir mantıksal dayanak noktası bulunmuyor. Peki, neyin üstüne kuruluyor bu ifade? Tabii ki bizim gelecek senaryolarımıza göre. Yani, su daha dökülmeden etrafı kurulamaya çalışıyoruz; kendi yarattığımız sahte gerçekliğin içinde planlar kuruyoruz. Şimdiki zamanda yaşamanın eksilerinden biri de bu…

Madem öyle, ne zaman harekete geçeceğiz? Ne zaman atılacak şu ilk adım? İki ihtimal var: Bir iş ya yapılır ya da yapılmaz. Yapılmayan bir işten sonuç da beklenemez. Bu durumda, kazanç ihtimalinin sıfır olmadığı tek seçeneğimiz, bahsi geçen işe bir an önce girişmek oluyor. Bu aşamada da farklı bir problem bizleri meşgul etmeye başlıyor. Hayatın başlı başına seçimlerden ibaret olduğunu düşünürsek, girişilme potansiyeli olan iş çeşitliliğinden dolayı afallıyoruz. ‘Tamam yapalım da neyi?’ sorusu geliyor o anda.

Cevabı yok. Neyi seçersek seçelim, nasıl bir yol çizersek çizelim, bir noktada ‘Ya diğerini seçseydim?’ sorgulamasına girmeye meyilliyiz. Bu sorgulamalara girmeden önce şunu bilmeliyiz: Bizi bu sorguya sokan şey, birden fazla seçeneğimiz varken birini seçmiş olmamızdır. Bu noktada, yine unutmamamız gereken asıl şey, birin sıfırdan fazla olduğudur. Sorgusuna girme potansiyeli yaşadığımız bu durum, negatif algı yaratsa da, sorgunun üstüne kurulduğu temelin de pozitif bir olgu olduğudur, sonucu ne olursa olsun.

Bizler şu anda yaşayan insanlarız, geleceği göremeyiz. Deneyimlerimizden, isteklerimizden ve o anın şartlarındaki durumlardan etkilenerek seçim yaparız. Bundan dolayı, ‘Daha iyisini seçebilir miydim?’ sorusundan önce her şeyi kontrol edemeyeceğimizi unutmamak, bu sorguya girmenin hiçbir pozitif etkisinin olmadığını bize hatırlatacaktır. Belki de yaşamın en büyük ikilemi, doğru zamanın bulunması değil, kendimizi doğru zamanda bulabilmemizdir.

--

--

Ali Emir Dinç
Yetkin Yayın

Hayattan, ilgimi çeken ve faydalı konuları derliyorum