Dur, Yapma Yavrum, Koşma!

Seda Kurnaz
Yetkin Yayın
Published in
3 min readOct 25, 2023

-Ne Yapayım?

Çok sevdiğim, paylaşımlarını yakından takip ettiğim bir pedagog Adem Güneş’in kitabının bir kısmında şöyle bir alıntısı yer alıyordu’’ Akıllı çocuk yoktur. Çocuk delidir… Deli olmak zorundadır ki gelişimi sürsün.’’ Bundan hareketle lisans eğitimimden bugüne dek ilkokul ve ortaokul çağı çocuklarla yakın temas içerisinde bulunan bir öğretmen, Sosyal Çalışmacı adayı olarak fark ediyorum ki bir çocuğun hal dili tamamen anne-baba üzerinden şekilleniyor. Çocuğun giydiği kıyafetten, söylediği cümlelere, arkadaşına karşı davranış biçimlerinden, iyi niyetine ya da kötüsüne…

Bir dönem eğitim camiasının bir furyasıydı çok net hatırlıyorum: Öğretmenlerimiz “Bilinçli aile, önemli olan o. Çocuk gelişimi için de olmazsa olmaz.’’ diyordu. Elbette ki bilinçli ebeveynlik çok kıymetli, fakat naçizane bu durumu biraz daha onun üzerine çıkarmak istiyorum: Farkındalığı yüksek, bunu da fark eden hatta bunu çocuğuyla fark eden aileler oluşturabilmek en kıymetlisi. Çünkü farkındalığı yüksek bireyler çocuğun işiteceği sözleri ve gözlemleyeceği her davranışın yaşam içerinde kendini kuvvetlendireceğini ve bu durumun çocuğa bir yaşam hazırlayacağını bilir. Örnek vermek gerekirse, akşam vakti bir anne-baba salonda oturuyor ve o sırada çocuğa uyku vaktinin geldiğini söyleyip onu uyuması için zorluyor. O durumda kimse kendi hal diline bakmıyor. ‘’Ben ne yapıyorum? Acaba aynı evin içerisinde aynı saat uyumadığım çocuğum yıllar sonra bizimle akşamüstü belirli saatlerde sohbet edecek mi ya da biz kitap okumazken ona ısrarla “Kitap oku!” telkinlerine kulak asıp yıllar sonra kitap okuma alışkanlığını kazanacak mı?’’ Bu durumun çözüm bulucuları öncelikle çocuğu yetiştiren aile. Çocuk ev içerisinde davranış tutarlılığını yetişkinlerde gözlemleyemediği müddetçe ailesi ile gerçekleşen iletişimde bunun bir geçerliliğinin olmadığını düşünüp kendisinde de bu davranış edimini oluşturamaz. Çocuğun davranış edimini kazandırmak istiyorsak zihin ile öğrenme içgüdüsünden ziyade davranış ve söylemle onları harekete geçirebilecek yavaş ama etkili bir yöntem olan duygu dünyasını işlevsel haline getirecek yollar aramak zorundayız.

https://www.freepik.com/search?format=search&query=kukla

Davranış edimi ve bunun devamlılığını oluşturan en önemli etkenlerden biri ise ‘Aidiyet’, aile içerisinde oluşan, kendini var olan ortamın bir parçası olarak kabul edebilme halidir. İşte burada da öncelikle ebeveyn farkındalığı söz konusu olmayageliyor. Çocuk aile içerisinde bir bütünün parçası olarak hissedemediği takdirde zamanla aile içi aidiyetini zedeler ve çevresinden yapay yollarla oluşturmaya çalıştırdığı sosyal aidiyeti kendisine yükler. Peki aileler bu durumda ne yapmalı? Aileler ev içerisinde uygulanacak tüm kurallara önce kendileri uymaya başlamalıdır. Akabinde çocuk ile iletişimleri daimi bir denge içerisinde, koşulsuz ve karşılıklı uyum içerinde devam ettirmelidir.

Temizlik deterjanı markası OMO’nun meşhur bir sloganı vardı –telif hakkını girer mi bilmiyorum ama- “Kirlenmek güzeldir.’’ Biz bu reklamda çocukları gördük, aslında iyi de oldu Z kuşağını ebeveynleri yerini alfa kuşağının ebeveynlerine vermeye başlayınca biraz anlaşılabildi diye düşünüyorum. Çünkü bir çocuk yağmur yağdıktan sonra toprak üzerinde oluşan çamur etrafında koşamıyor, kirlenmiyor ve buna en yakınındaki anne-baba ‘’Dur, yapma yavrum, koşma!’’ üçlüsünü sıraladığı anda çocuk düşüyor ve ardından gelecek tepkiden korkuyorsa bence burada üzüldüğümüz şey ağızdan çıkan o kelimeler değil o ebeveynin kızgınlık anında çocukta bırakacağı hisse odaklanmak olmalıdır. Bu yüzdendir ki, çocuk annem-babam kızıyor diye düşünüyorken aslında onların ne söylediğine odaklanmıyor, kendisinde yaratılan duygu halini içselleştirip o duyguyu birebir yaşamış oluyor. Birkaç örnek ile anlatmaya çalıştım durumun vehametini fakat olayın özü tamamen iletişimden geçiyor, kimimiz hal dili demeyi yeğliyor kimimiz ebeveynin davranış tutarlılığı… Fakat bilinen bir hakikat var ki çocuk kendisiyle iletişim kurarken ne söylendiğinden çok, nasıl söylendiğine ve en önemlisi ona nasıl hissettirildiğine bakıyor.

Pedagoji, Çocuk gelişimi, Ebeveyn.

Kaynakça: Güneş, Adem, Edinerek Öğrenme, İst. 2016

--

--