Efes Antik Kenti’ne Gitmeden:
Gezerken çevresindekilere tur rehberliği yapmaktan hoşlananlar için bir kılavuz.
Merhabalar, Türkiye’nin önemli bir değeri olan Efes Antik Kenti’ni gezme deneyimimde öne çıkan anları ve hissettiklerimi amatör fotoğrafçılığımla destekleyerek anlattığım yazıma hoş geldiniz :)
İlk bilmeniz gerekenler: Çok yürüyeceksiniz! Yürüyüşten hoşlanan biriyseniz bu harika bir haber çünkü serin bir ilkbahar - sonbahar günü için inanılmaz keyifli bir yürüyüş rotası olabilir. Fakat kalabalık ve sıcak Temmuz - Ağustos aylarında ziyaret etmemenizi öneririm. Spontane bir şekilde geldiyseniz iş işten geçmiştir ama gezerken yanınıza almanızı öneriyor olduğum küçük sırt çantasına mutlaka şapka ve bolca su yerleştirin. Voila, maceraya hazırsınız!
Alt girişten girdiğinizi varsayarak karşılaşacaklarınızı sırasıyla yerleştirmeye dikkat ettim :) Uyarılarımızı yaptığımıza göre asıl ziyaret deneyiminizi iyileştirecek bölüme geçelim:
1. Kent’in Tarihi ve Dünya Mirası İçin Önemi
Kuruluşu MÖ 6000’lere dayanan; Hitit, Antik Yunan, Roma, Beylik ve Osmanlı’dan oluşan 9000 senelik kesintisiz bir yerleşim… Birçok felaket görmüş geçirmiş olan bu şehir, bir dönem Asya Eyaleti’nin başkenti olarak Roma İmparatorluğu’nun en büyük ikinci şehri olma ünvanını taşımış. Sahip olduğu eşsiz yerleşim planı, felsefe okulu, Hristiyanlık için bir hac merkezi kabul edilmesiyle tam olarak bir UNESCO Dünya Mirası.
2. Eskiden deniz kenarıydı.
Burada gördüğünüz üzere limanları bulunan Efes’in, günümüzde denize mesafesini görmek kafa karıştırıcı. Peki bunun sebebi nedir? Aslında hepimizin lise coğrafya bilgileriyle kolaylıkla anlayabileceği bir durum. Küçük Menderes Nehri’nin delta oluşturduğu alanda yer alması sebebiyle nehrin getirdikleriyle deniz dolarak 4 km geri çekilmiş bulunuyor. Kısacası bugün tarlaların bulunduğu alan, geçmişte birçok donanmayı misafir edebilecek kadar derin bir denizdi.
3. Liman Caddesi’nde Yürürken Antik Dünya’ya Adım Atmak
Antik Kent’e girişte sizi karşılayacak olan bu yol geçmişte de aynı işlev için kullanılıyormuş ve asırlar devirmesine rağmen büyüleyici özelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Liman’dan gelen elçilere şehrin verdiği gözdağını hayal etmekte zorlanmayacaksınız!
4. Celsus Kütüphanesi ve Büyüleyici İşlemeleri
Efes’in ölen valisi Celcius adına yaptırılan bu kütüphane kentin sembolü haline gelmiş. Aynı zamanda fotoğraf çekilmek için en çok tercih edilen yer olmuş. Yaratıcı pozlarınızı bu durakta değerlendirebilirsiniz. Tabii ki sıra beklemeye razıysanız :) Yapının estetik zenginliğini atlamamak için kafanızı kaldırıp tavanlarındaki ve duvarlarındaki işlemeleri incelemeyi unutmayın!
5. Yamaç Evleri ve Görkemli Mozaik Kaldırımları
Antik Dünya’nın zenginlerinin nasıl yaşadığını merak ediyorsanız, gezinin bu kısmı fikir edinmeniz konusunda çok yardımcı olacaktır. Günümüzde bile lüks sayılan yerden ısıtma sistemi, her eve ait avlu ve hamam gibi özellikler bu evlerde mevcut. Aynı zamanda karşılaşabileceğiniz antik sanat dokularına dikkat etmenizi öneririm. Fakat bu alana girmek için ekstra ücret ödemek gerektiğini söylemeliyim.
Yamaç evlerin önünde yer alan 5 m uzunluğunda, çok güzel korunmuş mozaik kaldırımlardan gözünüzü almak zor olacak! Dönemin lüksünü anlamanız adına bu mozaikler canlı birer örnek.
6. Amazon Kadınları
Efes’i, Amazon Kadınları’nın kurduğu rivayeti bulunmakla birlikte Artemis ve Amazon Kadınları’na dair önemli heykeller yapılan kazılar sonucunda bulunmuş. Hatta hediyelik eşya ikonu olmuşlar. Bu heykellere ve kazılar sonucu çıkarılan birçok esere site alanına çok yakın olan Efes Arkeoloji Müzesi’nden ulaşabilirsiniz.
7. Teknolojiyle Tarih Birleşiyor: Efes Deneyim Müzesi
Zamanda geriye giderek bir Romalının gününü deneyimlemek, Celsus Kütüphanesi’nin atmosferini tatmak ve şehrin sokaklarında yürümek için bu müze harika bir fırsat sunuyor.
Gezinize Ekleyebileceğiniz Ekstra Rotalar
Deneyiminizi daha da artırmak için Hristiyanlar için önem arz eden Meryem Ana Kilisesi’ni ve “Mayalıların Kıyameti”nin vurmadığı Şirince Köyü’nü ziyaret edebilirsiniz!
Kaynaklar