Ertelemek
İnsanın hayatını ertelemekle geçirmesi…
Ben neden yapmam gerekenleri erteliyorum? Sorusunu kendinize hiç sordunuz mu? Ben çok sorudum.
Peki, nedir bu ertelemek?
Yapmak zorunda olduğun bir işi, ödevi, projeyi, yazıyı vb. durumları yapmaya başlamak istediğinde aklına bambaşka fikirlerin gelmesi ve senin yapman gereken eylemi yapmayıp o eylemden kaçma isteğidir.
Hiç başınıza geldi mi şu durum? Masaya oturur ve ders çalışmaya başlayacağız ama neler dönüyor başımızda?
- Dolap düzenli değil düzeltsem mi?
- Masa kirli temizlesem mi?
- Instagram’dan mesaj mı aldım şüphesi?
- Ya da film mi izlesem uzun zamandır izlemedim gibi pek çok düşünce kafamızda uçuşuyor ve bizi yapmamız gereken işlerden uzaklaştırıyorlar.
Ne de olsa yarın tüm işlerimi sabah erken kalkıp halledeceğim yalanıyla kendimizi avutuyoruz.
Peki neden erteliyoruz?
Hemen inceleyelim:
“Ertelemek, bir şeyi yarın yapacağınızı söyleyip, yarın da aynı şeyi söylemenizdir.” — Benjamin Franklin
Motive Olmayı Beklemek
Motive olamıyorum. Son zamanlarda bu kelimeyi ne kadar çok duyuyoruz değil mi? Sanki her zaman ihtiyacımız varmış gibi. O motivasyonu o anda bulamadığımız için ders çalışamıyoruz, dışarı çıkmıyoruz, projeleri bitiremiyoruz, yani bir işe başlayıp o işten bir başarı elde edemiyoruz. Motive olmayı bekliyoruz ve bu bekleyiş ertelemekle sonuçlanıyor.
Mükemmeliyetçilik
İnsanın her şeyin kusursuz olmasını dilemesi, her zaman işinin rast gitmesini istemesi için tüm koşulların tam, eksiksiz, mükemmel olmasını bekledikçe beklemek ve sonunda işin ertelenmesi.
Derslere çalışmak için her yer sessiz olmalı, yazılım öğrenmek için bir Macbook’a sahip olmalıyım(!) gibi düşüncelere sahip olduğu için insanın o göreve başlayamayıp işleri ardı ardına ertelemesi.
Kaygı
Nerden çıktı bu kaygı diye düşünebilirsiniz. Aslında ben de aynen sizin gibi düşünüyordum ta ki kendimi daha fazla dinlemeye ve anlamaya çalışana kadar. Hissettiği kaygılardan dolayı yapması gereken işleri yapmamaya çalışması, ertelemesi.
Mükemmellikle bağlantılı bir şekilde gelişen, yaptığı işin performansını yetersiz görmesinden ve bunları düşünmesinden kaynaklı olabilecek kaygıyı ötelemeye çalışması ve yüzleşmemesi bu durumla. Son güne bırakarak işi gelişi güzel yaptığında kendini avutma düşüncesi içine girebiliyor insan.
Elbette, insanın yapılması gereken işi zor bulması, keyifsiz hissetmesi ve üşenmesinden kaynaklı işlerini yapmaması da var. Bundan dolayı daha sonraları kaygı hissetmeye başlaması. Aynı şeyleri ötelediği için işleri tekrar tekrar yapması ya da zamanını verimli kullanmadığı için bir huzursuzluk hissetmeye başlar insan bu da insanda kaygıyı arttırır.
Bu kaygı durumu bir döngüye girerse bir uzmana danışmasını sevgiyle tavsiye ederim.
“Zamanı olgunlaşınca yapılmayacak işlerin ertelenmesi, olgunluğun kendi zamanının gecikmesidir.” — Cemil Meriç
Tabii çözümler de var. Kısaca onlara da değinelim.
Öncelik Sırasına Koy
Yapmamız gereken onlarca görev var değil mi? Ancak hangisi gerçekten yapılması gereken bir iş veya hangileri sadece kendimizi oyalamayı düşündüğümüz bir durum? En önemlileri ve acil yapılması gerekenleri belirleyip onları sabahın ilk saatlerinde veya haftanın ilk günlerinde bitirmeye çalışmak gerekiyor.
Bunlardan sonra, önemli olup ama şu anda acil olmayan görevleri yapmak gerekiyor.
Daha sonra da acil olup ancak önemli olmayan işleri yapabilecek başka birine devretmek kişiye daha fazla zaman yaratır.
Son olarak önemli olmayan ve acelesi olmayan işleri yapmayarak çok fazla zaman kazanırız. Kafandaki birçok konunun bir sis bulutu oluşmasına izin vermez ve daha berrak görünmesini sağlarız. Ayrıca o berraklıktan dolayı gönlün rahat bir şekilde görevlerini yapmaya odaklanırsın.
Aşağıdaki tabloyu kullanarak işlerini ayırt edebilirsin:
Sadece Bir Göreve Odaklan
Neden birden fazla görevi aynı anda yapamıyoruz? Çünkü beynimiz birden fazla görevi aynı anda yapabilecek şekilde tasarlanmamıştır. Beynin sadece bir şeye odaklanması, odaklanma ve verimliliği artıracaktır. Bu durumda yapmamız gereken işleri daha hızlı bitireceğimiz ve daha düzgün yapabileceğimiz için bir başarı tatminine ulaşacağız. Bundan sonra belli bir akışa geçeceğimizi düşünüyorum ve ertelememiz çok fazla azalacaktır.
Hemen Başla
Bildiğiniz üzere çoğumuz yarın için plan yapıyoruz ve sanki yarın ne olacaksa her şey istediğimiz gibi gidecek ve biz istediğimiz her şeyi yapacak güç bulacağız. Ama inanın öyle olmuyor.
Hemen başlamak neden önemli burada? Yapmaya başladığımızda görevin düşündüğümüz kadar da zor olmadığının farkına varırız. 20–30 dakikalık kısa bir çalışma, araştırma, pratik yapma gibi süreleri kendimize verirsek ertelemekten adım adım kurtulacağız. Elbette daha sonraları süreleri uzatmak isteyeceğiz ve ertelediğimiz göreve daha sıkı bağlanıp üzerinde daha yoğun çalışmak isteyeceğiz.
Küçük Bir Adım At
Evet, bildiğiniz gibi biz bir işe başlamak istediğimizde hemen büyük büyük görevler önümüze koymaya çalışırız. Ancak ne onları bitirebiliriz ne de enerjimizi koruyabiliriz. Enerjimizi hızlı bir şekilde bitirdiğimiz için gelecek görevleri de düzgün bir şekilde yapamayız.
Yapılması gereken bir kitap mı okumak? Sadece bir sayfa okuyalım. Projemizi mi bitirmek istiyoruz? Parçalara, günlere ayıralım ki projeyi gözümüzde büyütmeyelim ve onu ertelemeden bitirelim.
Elbette görevlerimizi fazlasıyla erteliyorsak, bu minik minik atacağımız adımlar zamanla bize daha direçli bir irade vereceği için daha büyük görevleri ertelemeden yapabileceğiz. Ancak bu konuda sabırlı olunmalı, aceleye kaçmamalıyız.
Her şey bir tercihten ibaret. Ya erteleyip potansiyeline hiçbir zaman ulaşamazsın ya da bir yerden başlayıp neler başaracağını görürsün!
Bu yazımı okuduğunuz için çok teşekkürler. Umarım hayatınızda küçük de olsa bir farkındalık kazanmanıza yardımcı olmuşumdur.
Beyhan Budak’ın Youtube videosundan ilham alıp kendi görüşlerimle harmanladım.
Bu arada Ertelemek yazısını da ertelemeyin!!
Sevgiyle kalın..
Abdulkadir BALCİ
