Felsefe Serisi 2 : İdeal Devlet Mümkün müdür?

Rumeysa Dinçer
Yetkin Yayın
Published in
4 min readJul 13, 2022

Uzun bir aradan sonra sonunda bilgisayarımı elime alabildim. Hayatın akışına o kadar çok kaptırmışım ki kendimi bir blog sayfamın olduğunu unuttum. Bundan sonra elimden geldiğince aktif olmaya çalışıcam ,söz veriyorum :)

Eveet, açıklamamı da yaptığıma göre konumuza gelebiliriz.

İdeal devlet düzeni dediğimizde aklımıza gelen ilk ve en önemli filozof olan Platon’un ideal devlet anlayışından bahsetmek istiyorum. Platon’a göre ideal devlet anlayışında insan ile devlet bir tutulmuştur. Devlet denilen mekanizma büyütülmüş insandır. İnsanın ruh ve bedenden oluştuğunu, insan ruhunu da istekler, akıl ve irade olmak üzere üç bölüme ayırmıştır. Platon’un devlet anlayışı da üç bölüme ayrılmıştır.

Yöneticiler akla, savaşçılar-devleti korumakla yükümlü olan kişiler-iradeye ve meslek sahibi sınıf ise ruhun istekler bölümüne denk gelmektedir. Platon’a göre devlette bulunan bu üç kısım aklıyla, iradesiyle ve istekleriyle birbiri arasında çatışmaya girmeden, sağlıklı bir şekilde yaşarsa ideal devlet meydana gelecektir. Ona göre ideal devleti aristokratlar yönetmelidir. (Aristokrat : ayrıcalıklılar, seçkinler, soylular sınıfından olan)

Platon toplumun yani devletin insanların arzularına bağlı olmadığını, tümüyle doğal bir oluşum olarak karşımıza çıktığını savunmuştur. Toplumun sade, yalın yaşamını yitirmesi, yani gereksinimlerin, lüks tutkusunun artması iş bölümünün bozulmasına neden olmuştur. Devleti başka deyişle toplumu doğal olan iş bölümüne dayandırmıştır. Devleti canlı bir organizma gibi düşünüp ona göre devletin her organı ancak bütün yapı içinde yaşamını sürdürebilecektir. Bu nedenle birey toplum dışında var olamayacak; toplum da bireylerle var olacaktır.

Platon siyasete dair yazdığı eserlerinde ideal devletini oluştururken, o güne kadar var olan yönetim biçimlerinin eksiklikleri onun ideal devlet kuramını şekillendirmesinde etkili olmuştur. Platon, bu yönetim biçimlerinin sayısı konusunda tereddütlü davranmaktadır. Devlet Adamın’da önce “monarşi”, “oligarşi” ve “demokrasi” olmak üzere üç yönetim biçiminden bahsetmiştir. Devamında bu üç devlet şeklini kanunları uygun olup olmaması açısından altıya çıkarmıştır. Devlet’te ise kaç çeşit insan yaradılışı varsa o kadar da devlet biçimi olduğunu söylemiştir.

Platon’a göre Patriarşi yönetim biçimi ideal devlete en yakın devlet tarzıdır. Özel mülkiyet ve zenginliğin baş göstermediği, herkesin en yaşlı etrafında toplandığı gelenek ve ataların sözleri dışında yazılı yasalara ihtiyaç duyulmayan yalın bir devlet tarzıdır. Platon, bu topluluğun kendi aralarında bir kral seçmelerinden sonra var olan başkanlık düzeninden aristokrasiye ya da krallığa geçtiklerini belirtir. Patriarşi yönetimindeki bahsedilen topluluk büyüdüğünde, farklı gelenek ve göreneklere sahip aileler ortaya çıkmıştır ve bunlar çoğaldığında düzeni sağlayacak kanunlara gereksinim duyulmuştur. Böylece konulan kanunlar ile yeni bir yönetim şekline geçilmiştir. Bu yönetim, tek bir aile şefinin elinde olursa monarşi kurulmuş olur. Aile şefleri bir araya gelerek yönetime sahip olurlarsa ortaya aristokrasi çıkar. Platon yönetme sanatına kalabalığın, yani çoğunluğun sahip olamayacağını düşünür. Ona göre, ideal yönetim tek bir kişinin ya da seçkin bir grubun başta olduğu yönetimdir.

Bir de Platon’un ideal olmayan yönetim biçimi olduğunu düşündüğü yönetim biçimleri vardır. Bunlardan biri Timokrasidir. Timokrasi, Aristokrasi düzeninin bozulması sonucu ortaya çıkar. Monark veya aristokratların bilgelik ve doğruluktan daha ziyade şan ve şöhrete önem vermesi, şan ve ün peşinde koşan askerlerin yönetim ele geçirmesiyle kurulmuş olan yönetimdir. Bu tür yöneticiler sadece kendi menfaatlerini önemseyip ve yönetilenler üzerinde şiddet yoluyla kendi zenginliklerini arttırmayı amaçlamışlardır. Bu yönetimde, iyilik ve kötülük birbirine karışmıştır. Varlık sahibi olmayı ölçü alan, yoksulların yönetime hiç katılmadığı, para ve maddiyatın ön plana çıktığı ideal olmayan devlet biçimlerindendir.

Çoğu ülkenin de yönetim biçimi olan demokrasi Platon’a göre ideal olmayan yönetim biçimi. Platon’a göre zengin sınıfın alabildiğine zengin olma isteği sonucu demokratik düzene geçilmiştir. Soylu ve cesur kişilerin birleşerek site düzenini yıkması sonucunda demokrasi kurulmuştur. Böylece dileyenin dilediği gibi yaşadığı, herkesin kendisine bir düzen kurduğu bir “düzen panayırı” ortaya çıkar ki, bu da düzensizliğin ayrı bir türüdür. Platon, demokrasiyi çekici, anarşik, eşit kadar eşitsize de bir türlü eşitlik veren bir yönetim olarak görmektedir. Demokraside üç sınıftan bahseder: Oligarşideki yönetici sınıftan çok daha kalabalık olan yöneticiler, zenginler ve küçük gelirli halktır. Yöneticilerin, zenginler ile diğer sınıf arasında denge kurma çabaları kutuplaşmayı engelleyememiştir. Platon’a göre demokrasi yönetiminde özgürlük düşüncesinin her yere yayılmaması imkansızdır. Satın alınmış kadın, erkek köleler, kendilerini satın almış kişiler kadar özgürlerdir. Sıradan bir insanın yönetimde yer alması Platon için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Çünkü o her işin ustası tarafından yapılmasını ısrarla savunmuştur. Oysa demokrasi, yönetimi bu işin ustaları denilecek az sayıda kişiye değil, halka yani çoğunluğa bırakmaktadır. Çoğunluğun yönetimi Platon için asla doğru bir yönetim şekli değildir.

Herkesin hak ettiği payı aldığı ve hak ettikleri saygıyı gördüğü, böylece huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşadığı toplumsal düzen mümkün müdür? “Adalet” içinde insanların mutlu, huzurlu ve güvenli bir hayat yaşamalarına imkan sağlayan ideal devlettir. Böyle bir düzen mümkün veya değildir ama hemen hemen herkesin böyle bir “ideal” arayışının olduğunu söyleyebiliriz. Kimine göre başarılmaya çalışılmakta, kimine göre göre başarılmış, kimine göreyse asla başarılamayacaktır.

Bu yazımı burada bitirmek istiyor, daha fazla metinle sizleri sıkmak istemiyorum :) İdeal devlet anlayışının çokça uzun ve üzerine tartışılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden serinin üçüncü yazısında İdeal devlet anlayışından devam edeceğim.

Kendinizde dikkat edin, gelecek sefer görüşmek üzeree…

--

--