Güzele Durup Bakın, Durup Güzel Bakın — Olumlu Olabilmek

Musa OCAK
Yetkin Yayın
Published in
8 min readSep 20, 2023

(Yazının 2. kısmı için tıklayabilirsiniz.)

Çocukken sahip olmayı istediğim ve belki de hala sahip olamadığım, ara sıra kaybettiğim bir değerliyi size anlatmak istiyorum ve onu bu aralar yine buldum. Öncesinde bu yazının ilhamından bahsedeyim. Bloguma isim koyarken gelişti bu fikir. Kaleydoskop, bir diğer adıyla çiçek dürbünü, içine baktığımızda ne güzel görüntüler sunuyor bize değil mi? Kelime kökeni Antik Yunanca’da kalos (güzel, güzellik), eidos (görülen şey:biçim,şekil) skopeō (bakmak, incelemek), dolayısıyla güzellikle şekli gözlemlemek sözcüklerinden türetilmiş ve ilk olarak 1817'de David Brewster tarafından kullanılmış. Bu blog sadece ismini değil, fikrini de buradan alıyor. Hayata bir kaleydoskoptan bakmayı göstereyim sizlere.

Peace Pilgrim (1908–1981)

İlk olarak insanın en eski sporundan bahsetmeli. Yaptığımız ilk eylemin düşünmek olduğunu söyleyebilirim. Ama öylesine bir düşünme değil. Bilinçli düşünme, iyisiyle kötüsüyle bizi insan yapan harikalardan biridir. İyiyi, olumluyu düşünmekse apayrı bir mücadeledir. Olumlu düşünmeyi negatifi görmezden gelmek, gerçekçi olmamak, hataları reddetmek sanıyoruz. Aslında karşı karşıya geldiğiniz olayları tüm yönleriyle kabul ettikten sonra olumlu şekilde yorumlayabilme becerisidir. Hataları birer iyileştirme fırsatı olarak görüp geleceği şekillendirmek için bugünden çaba gösterme gücüdür. Hayatta istediklerimizin kendiliğinden olmayacağını az çok hepimiz anlamışızdır. Yarınları yönlendirmek için bugünden çaba gösterilmesi gerektiğini kavramalıyız. Ancak bu geleceği belirlemek değildir. Gerçekleri kabul etmeliyiz. Ancak bu da gerçeklere boyun eğmek demek değildir. Önemli olan gerçeği görebilmek ve değiştirebilecekleriniz için yapıcı eylemlerde bulunmaktır. Yok olan bir zamanda, yok olan bir sıkıntıyı düşünmek, bu yokluklara varlık verip olmaması gereken bir ıstıraba düşmek akıllıca değildir. Halbuki bunun aksine, gelecekteki bir iyiliği düşünmek hayatınıza huzur katar, bir zararı olmaz.

Taş bile renklediğinde güzeldir (Carpe Diem)

Pozitifin ve negatifin hayatın bileşenleri olduğunun da dünyadaki problemlerin de farkındasınız. Lakin siz odağınızı pozitifte tutmayı tercih ediyorsunuz, çünkü neyi beslerseniz onu büyüteceğinizi bilirsiniz. Böyle dememin sebebi beyniniz hiçbir zaman negatif komutları almaz; negatif komutlar verseniz bile olumlu algılar. “Yapma” denilince “yap” anlar. Dert etmeyin, içinizdeki güneş rehberiniz olduğu sürece hava durumlarından etkilenmeyeceksiniz.

İçindeki çocuk dışındaki güneş midir?

İçinizdeki güneşi karanlıkta bulmak kolay değil, iyileşme gerektirir. Yaşamı iyileştirmek isteyenler için ilk adım, olumlu düşünceyle başlar. Olumlu düşünce inançları etkiler, inançlar davranışları, davranışlar da çevreyle ilişkiyi etkiler ve bu yetenek geliştirilebilir. Başkalarını izleyebilir, onlardan öğrenebilirsiniz. Kendi kendinizle konuşma da bu sürecin bir alternatifidir. Kendi kendine konuşma, kafanızdan geçen sonsuz konuşulmamışların akışıdır. Kendi kendinize söyledikleriniz, duygu durumunuzu belirleyen sihirli bir değnek gibidir. Hangi işi yapıyor olursanız olun, odaklanmanız gereken en iyi sonuçtur. Zaten özgüven de bu değil midir? “Yapabileceğini görmek ve yaparım diyebilmek”. Nitekim güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından haz alır. İşin özü, bir insan nasıl düşünürse öyle yaşar.

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi (1207–1273)

Bence en iyi başlangıç, kişinin kendisiyle barışık olması ve tutarlılık göstermesidir. Bu tutarlılık gösterilmediğinde toplumun güveni yitirilir, iç huzur zedelenir ve kişi kendini sorgular. Çünkü en acımasız kritiği insan kendine yapar. Bu tarzda düşünce ve yaşam, kendine ve çevreye güvene dayanır. Sevgiye dayalıdır ve başkalarına bir şeyler kazandırabilmenin heyecanını yaşamak gerekir. Kendinizi iyi hissetmek için içtenlikle başkalarına yardım etmek önemlidir ve yaşamda iyileşebilme sadece onu iyileştireceğinize inanırsanız olur.

Arnold Palmer (1929–2016)

Fakat yaşam nedir? Hedefler midir yoksa yürüdüğümüz yollar mıdır? Fikrimce yaşam sonuçlardan değil, süreçlerden oluşur. Çektiğiniz acılar, sevdiğiniz insanlar, dirsek çürütürcesine çalıştığınız masalar ve yürüyerek aşındırdığınız yollar yaşamın bir parçasıdır. Bu süreçteki önemli ve kalıcı kazanım öğrenimdir. İlerlemenin temeli, sürekli çaba sarf etmek ve öğrenmeye devam etmektir. Bu çaba sayesinde gerçekleri kabullenir ve aynı zamanda onları değiştirme gücünü keşfedersiniz. Bu işi, yaptığınız işi inançla yapanlar coşku ile çalışırlar. Coşkunuz başarı ve güzellik getirir. Bu nedenle sevdiğiniz iş ne ise bulmalı ve onunla vakit harcamalı.

Tutkunun ateşi yaşın sınırlarını aşar.

Tüm bunlar arasında imkan veya zaman kısıtları aklımıza gelmiyor değil. Zaman, herkese eşit olarak verilen en demokratik kaynaktır- 24 saat. Ancak zamanı en iyi şekilde kullanmamızın önünde kendi engellerimiz vardır. Çalışmaktan korkarız, insanlarla tanışmaktan çekiniriz, başarısızlık veya kaybetme korkusuyla baş edemeyiz. Durgun ve hareketsiz kalır, geçmişteki başarılarımızı anlatır dururuz, bazen isteklerimizi başkalarının yapmasına izin veririz ve şüpheyle yaratıcılığımızı engelleriz. İnsanlarla tanışmaktan kaçmayın, onlardan öğrenebilirsiniz. Onlara anlattıkça kendinize yaklaşabilirsiniz. Geçmişi anlatıp durmayın, geçmiş geçmişte kaldı. İsteklerinizi bizzat hayata geçirin, onlara sahip çıkın ve gerçekleştirin. Şüphe duymaktan ziyade istemeyi öğrenin. Gerekirse önce umutlu olmayı öğrenin ve şüphenin tohumunu kendi topraklarınızdan sürgün edin. İşinize konsantre olun, duygusallıktan, rahatsızlık veren duygulardan uzak olun ve en iyisi siz olun. Bugünün işini yarına bırakmayın. Zorlandığınız yerde üzüntü ve mücadeleyi birer öğretmen olarak görün, kötü şeyler değildirler. Eğer bir şey olmuyorsa, kötü duygulara kapılmayın; belki de daha fazla hazırlığa ihtiyacınız vardır ve ilerlemelisiniz.

Yalnız bu olumsuzdan olumluya dönüşüm nasıl oluyor, bilmeli değil mi? Düşünsenize, her gün yaptığınız basit şeylerle bir insanın iç dünyası iyiye dönüşebilir mi? Kitap okumak, sohbet etmek, gülümsemek, tiyatro gibi etkinlikler terapötik bir etki yaratabilir mi? Eğer bunlar insan zihninde psikoterapi ve diğer tedaviler gibi etkiler yaratıyorsa, cevap evet olabilir. Henüz net sonuçlar olmasa da mitolojik metinler ve trajedilerin, okuyucu ve ruh sağlığına olumlu katkılar sağladığını iddia etmek cesur bir söylem sayılmaz. Ayrıca bu metinlerin psikoterapinin temel kuramlarına ilham ve model verdiğini göz önünde bulundurursak, modern ruh sağlığı metodolojisinin, edebiyatın son yüzyıllardaki devamı olabileceği düşünülebilir. Bizi kimse anlamıyor gibi hissettiğimizde, diğer insanlar da bizim onları anlamadığımızı düşünüyor olabilir. Başkalarını anlamak, edebiyat karakterlerini anlamakla başlar. Kahramanları kavrayabilmek için gösterdiğimiz çabanın etkisi çok yönlüdür. Beyin aktivitesi düzeyinde insanın empati bölgelerini aktifleştirdiğini gösteren bulgular vardır. İnsan ruhunda net olarak iyileştirici bir etkisi olduğu söylenemese de psikoterapiyle elde edilen etkiye benzer bir değişikliktir.

Understanding is the essence of love. If you cannot understand, you cannot love. (Gautama Buddha)

Olumsuz düşünceleri olumlu düşüncelere dönüştürmeyi öğrenmek mümkün. Süreç basittir, ancak zaman ve pratiğe ihtiyaç duyar. İşte daha pozitif ve umut dolu bir bakış açısını geliştirmenin ve bu yönde hareket etmenin bazı yolları:

  1. Olumsuz Düşünceleri Saptayın ve Çözümleyin: İlk adım olarak, zihninizdeki negatif düşünceleri tanımlayın ve neden sizi meşgul ettiklerini anlamaya çalışın.
  2. Kendinizi Tanıyın ve Anlayın: Kendi duygusal tepkilerinizi ve nelerin sizi olumsuz etkilediğini mutlaka bilmelisiniz. Gün içinde durup ne düşündüğünüzü değerlendirin. Kendinizi daha iyi anladıkça, olumsuz düşünceleri daha etkili bir şekilde yönetebilirsiniz.
  3. Esneklik Geleceği Yeniden Şekillendirir: Geleceğin her zaman planladığınız gibi gitmeyeceğini kabul etmek önemlidir. Hayat sürprizlerle doludur. Geleceğe dair planlar yaparken esnek olun. Aşırı kaygı bugününüzden çalmanıza sebep olurken geleceğinizi de olumsuz etkiler.
  4. Pişmanlık ve Dersler: Pişmanlık duygusunu sadece bir ders çıkarmanın bir aracı olarak görün. Hatalarımızdan öğreniriz, bu yüzden pişmanlık duyduğunuz şeyleri sürekli zihninizde taşımaktansa ders alarak ilerleyin.
  5. Kesinlikle Kendinizi Etiketlemeyin: Her olumsuz durumda kendinize ‘eyvah, strese girdim’ gibi negatif etiketlemelerde bulunmayın, bunlar anlık ve geçici durumlardır. Yoğunluktan, yorgunluktan kaynaklanabilir.
  6. Mizaha Açık Olun: Özellikle zor zamanlarda kendinize gülmek için izin verin. Mizahı kullanarak olumlu bir bakış açısı geliştirin. Gülmek stresi azaltır.
  7. Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı İzleyin: Haftalık, günlük egzersizler yapmayı hedefleyin. Zihniniz ve bedeniniz için sağlıklı bir diyet uygulayın. Stres yönetimi tekniklerini öğrenin. Bunlar olumlu düşünceyi destekler.
Bir tebessüm, bir gülüşün başlangıcıdır ve gülüşler dünyayı değiştirir.

Olumlu Bakmanın Egzersizleri

  1. İsterken Beyin Gücü: İsteklerinizi belirlerken ve gerçekleştirirken beyin egzersizleri yapın. Ayrıntılı bir şekilde düşünün ve nasıl gerçekleştireceğinizi planlayın. İsteklerin, hayallerin bir listesini çıkarın. Kendinize şu anki durumunuzu, düzeyinizi, ne gibi kaynaklara sahip olduğunuzu, ulaşırken kat ettiğiniz yolun sizi mutlu mu edeceğini, hedefinizi ne kadar iyi gerçekleştirmek istediğinizi, hedefe varınca durumunuzda ne değişeceğini, başarmanın sizin elinizde mi olduğunu ve bunların getirilerinin mi götürülerinin mi fazla olduğunu sorun. İSTEKLERİNİZİN GERÇEKTEN PEŞİNDE MİSİNİZ?.
  2. Sorun Çözme: Sorunlarla başa çıkmak için organizasyon becerilerini kullanın. Sorunları parçalara ayırın ve çözüm yollarını bulmaya çalışın. Beyninizi en iyisini bulacağım diye şartlamayın. Her birimiz, en zorlu anlarda bile en iyi çözümü sunabilme potansiyeline sahibiz. Başkasını kendiniz yerine koyun ve o ne yapardı sorusunu sorun. Böylece profesyonelce ve duygulardan uzak bir arayış olur. Eleştirisel olun, hoşunuza gittiği kadar olun. Bulduğunuz çözümlerin beraberinde gelecekleri de düşünün. Bunlar sonucunda ortaya çıkanlar, geriye kalanlar sizin en iyi çözümlerinizdir. Bir kağıda yazın ve her gün göreceğiniz bir yere koyun.
  3. Meditasyon ve Zihin Eğitimi: Zen meditasyonu gibi yöntemler kullanarak zihinsel dengeyi sağlamaya çalışın. Bunun için iki egzersiz önerisini aşağıda bulabilirsiniz. Duygu ve düşünceleri kontrol etmeyi öğrenmek zaman alır. Bu beceriyi kazanmak için ilk adım, vücudumuzun tepkilerini fark etmek ve bu tepkileri kontrol altına almaktır. Bunu da her gün düzenli egzersiz yaparak yavaş yavaş geliştirebiliriz.

Egzersiz 1 → Dizinizi bükerek veya bir sandalyede dik oturun. İçinizdeki nehre konsantre olun. Bütün kötü duyguları içinizdeki nehre atıp akıp gitmesini izleyin. Bedensel duyumlarınız nehirden akıp gitsin. Düşünceler bir tren misali yanınızdan geçsin. Mümkünse hiçbir şey düşünmeyin ve hiçbir şeye karşı koymayın. Bütün kötü düşünceler sizi sıyırıp gitsin. Akan suya baraj olmayın. Duran su kokar, hastalık yapar. Bentleri kaldırın, aksın gönlünce.

Egzersiz 2 → Rahat ve gevşemiş bir şekilde sandalyenize oturun. Vücudunuzun her kısmının bilincinde olun. Her parçanızı gevşetin ve bunu yaparken ‘ellerim gevşiyor, kolum gevşiyor’ diyerek bu gevşemelerin bilincinde olun. Zihninizdeki dalgaları sönümleyin, azalsınlar, küçülsünler ve düz bir su yüzeyi gibi olsunlar. Zihninizden sakinlik ve huzur veren kelimeleri geçirin.

Olumlu düşüncenin sağlayabileceği sağlık yararları şunları içerir:

  1. Duygusal İyi Hissetme: Olumlu bir bakış açısı, duygusal olarak dengeli ve mutlu hissetmenizi sağlar. Daha az depresyon, sıkıntı ve stres yaşanır.
  2. Fiziksel Sağlık: Olumlu düşünce, daha uzun bir yaşam süresine ve daha düşük kardiyovasküler hastalık riskine vesile olur.

Sonuç olarak, hayatın karmaşıklığı ve belirsizlikleri içinde olumlu düşünce, bize yol gösteren bir deniz feneridir. Olumsuzluklara karşı içimizdeki güneşin ışığını kaybetmemeli, her günün bir fırsat olduğunu hatırlamalıyız. Bu yolculukta olumlu düşünceyi bir yaşam tarzı haline getirebiliriz. Unutmayalım ki, düşünceler hayatınızı şekillendirir. Öyleyse pozitif düşünce, aydınlık bir yarın için ilk adımdır.

Saygılar, sevgiler, selamlar!

Dipnot: Bu konuyla ilgili bir sonraki yazımda, olumlu bakmanın din, inanç, bilinçaltı ve ruh açısından inceliklerini, sürekli olumlu bakmanın zararlarını inceleyeceğim. Ayrıca, aşağıya bir resim galerisi bırakıyor, iyi günler diliyorum.

KAYNAKLAR:

  1. Henry George Liddell, Robert Scott, A Greek-English Lexicon, on Perseus
  2. Psk.Erol AKDAĞ,Pozitif Düşünmenin Önemi, Mayıs 2016
  3. Erkurt, Mehmet (2016), “Yankı Yazgan ile Söyleşi: Edebiyat ve Başka Hayatlara Bakabilmek”
  4. Dr.Yılmaz ARGÜDEN, Olumlu Düşünmenin Gücü, Haziran 2014
  5. Prof.Dr. Zekeriya ALTAÇ, Olumlu Düşünmenin Yararları, Temmuz 2021
She Believed She Could, So She Did
Bring Your Own Sunshine
Positive Quote on Asphalt: Forgive the Negative People
Some Things Take Time
Crew
See the Good.
Sevgi ve Tutku Her Yerde
İçimizdeki deniz, dış dünyadaki fırtınalara dayanabilir.

--

--