Kendinle tanışmak? Kendin olmak?

Berra İrem Yangıncı
Yetkin Yayın
Published in
3 min readSep 7, 2023

Nedir bu kavramlar? Neden yabancı gelir bu kadar? Göründüğü kadar basit midir? Bunlar kendime sorduğum yüzlerce sorudan sadece birkaçı…Eskiden bu soruların cevabından kendimce emindim. Bana soracak olsaydınız eğer; kişisel özelliklerimi, toplumsal yapımı ve bakış açımı tek tek sayabilirdim size aslında. Hatta bir insanın kendine “Bu insan ben miyim gerçekten? Bir insanın kendi olması ne demek? Mutlu olduğumda, üzgün hissettiğimde ne yaparım? Ne istiyorum bu hayattan?” sorularını sorduğunu gördüğümde “Nasıl ya, insan nasıl bilemez kendini” derdim muhtemelen hafif çatık kaşım ve meraklı gözlerimle. Şimdi eskiye dönüp bakıyorum da o halimle karşılaşsam “ne kadar da küçüksün” derdim kendime sanırım. Ta ki aslında kendimin sandığım özelliklerin anneme, babama ve topluma ait olduğunu fark edene dek!

Bunca zaman sonra isteklerimin, düşüncelerimin hatta belki de hobilerimin bile topluma ait olduğunu fark etmek ya da öyle hissetmek… Kendime kurmuş olduğum sağlam sarsılmaz duvarların bir anda gözümün önünde yok olmasıyla başladı her şey. Sanki bir deprem yaşamıştım ve bu depremin altında kalan bütün hayatım ve hayallerim olmuştu. Kendi ellerimle açtığım ufacık farkındalık penceremden dışarıya bakarken; kendime şu soruları sorarak, yeniden kendim hakkında düşünmeye başladım. “Bu toplumdan ayrı olarak ben ne yapıyorum? Bu topluma ve kendime katmak istediğim değerler neler? Ne istiyorum bu hayattan?”. Belki de bu zamana kadar attığım adımların temeliydi bu sorular…

İlk başlarda bu soruların içimde bir ürperti hissettirdiğini itiraf etmeliyim. Farklı olmak ve farklı düşünmek o zamana kadar yabancı kavramlardı benim için. Daha sonrasında farklı olma düşüncesi, sınırsız özgürlüğe sahip olma düşüncesi ile birleşerek motivasyon oldu bana. Ürkek hatta belki de minik adımlarla çıktım kendi yoluma. Yolda keşfettiklerimle, öğrendiklerimle ve karşılaştığım bambaşka bakış açılarıyla büyüdüm, geliştim ve gelişmeye de devam ediyorum diyebilirim aslında. Çıktığım bu yolda edindiğim minik deneyimler ve yürüdüğüm taşlı yollar gözümdeki sis perdesini kaldırmaya başladı sanki yavaş yavaş. Görüş alanım netleşmeye başladı. Dünyanın, etrafımda olanların daha çok farkındaydım sanki. Yavaş yavaş isteklerim, arzularım ve düşüncelerim şekillenmeye ve yepyeni bambaşka ahenkli bir resim oluşturmaya başladı zihnimde..

Eskiden içimde hep bir boşluk hissederdim. Nedenini bilmezdim bir şekilde. Çözemezdim, anlayamazdım. Şimdi anlıyorum galiba o boşluğun nedenini. O boşluk kendi deneyimimi ve yolumu bulamamaktan kaynaklanıyormuş. Meğer tüm mesele kendimi bulamamak ve “kaybolmuş” hissetmekmiş bu koskocaman dünyada. Gün geçtikçe bu boşluğun yepyeni deneyimler ve öğrenmelerle dolmaya başladığını hissediyorum yavaş yavaş. Hatta gittikçe daha çok merak ediyorum kendimi, etrafımı, dünyayı… Keşfetmek istiyorum…Keşfederken dünyayı; bazen bir bebek gibi düşe kalka ilerliyorum bazen ise sanki su gibi süzülerek devam ediyorum yolculuğuma. Biliyorum ki bu yolculuğum hiç bitmeyecek. Bazen dikenli, bazen çiçekli, bazen taşlı, bazen yağmurlu, bazen güneşli, bazen gökkuşaklı bir şekilde devam edecek. Ve ben bu yolu her şeye rağmen keyifle, merakla ve bambaşka deneyimlerimin bana yaşatacaklarını düşünürken yüzümde oluşan ufak tebessümle bazen tek başıma bazen yol arkadaşlarımla ama daima ileriye doğru yürümeye devam edeceğim.

--

--