Nasıl Yabancı Dil Öğreniriz?

Dil Eğitimine “Doğal Yaklaşım”

Nusret Doğan
Yetkin Yayın
9 min readAug 16, 2020

--

Yabancı Dil Öğrenme

Hayatta çok az şey kendi keşfettiğimiz bir yöntemin doğruluğunu sonradan öğrenmek kadar tatmin vermiştir. Üstelik bu keşfe; çoğunluğun, özellikle de otoritenin(?), “Bu doğru bir yol değil.” tembihine rağmen kendi bildiğinde ısrar ederek ulaşılmışsa.

“Yabancı Dil Nasıl Öğrenilir?” konusu da benim için tam olarak böyle. Bu yazımda “yes, no, one, two, three” seviyesindeki İngilizce bilgimi 4–5 aylık bir sürede profesyonel tercümanlık yapıp para kazanacak seviyeye çıkarmama imkan tanıyan “Doğal Yaklaşım Yöntemi”nden bahsetmek istiyorum.

Bu yaklaşıma göre dil ediniminin yegâne geçerli yolu tıpkı bebeklerin yeni bir dili edindikleri gibi kendimizi hedef dildeki kavranabilir girdilere (comprehensible input) maruz bırakmaktır. Bu süreç için özellikle öğrenme (learning) yerine edinim (acquisition) kullanılması birtakım temellere dayanıyor.

Öncelikle öğrenmek bilinçli yapılan işler için kullanılır fakat dil bilinçli bir şekilde öğrenilmez, dil edinimi siz o dile kendinizi maruz bıraktığınızda bilinçaltında gerçekleşir. Edinimler, doğal ortamında ve hayatın akışında gerçekleşir. Öğrenme için ise yapay bir ortam kurgulanır. Bir dili öğrenmek için oturup dil bilgisi kurallarına çalışmak ise nafile bir uğraştır.

İngilizce Öğrenme

Nasıl ki bisiklet sürmeyi öğrenmenin en geçerli yöntemi bisiklete binmektir ve birkaç denemenin ardından bisiklet sürüşü için gereken pedala ağırlık verme, direksiyonu belli bir açıda çevirme vb. tüm faaliyetlerimiz reflekslerden sorumlu omurilik tarafından yönetilir. Benzer şekilde İngilizce (ya da herhangi bir yabancı dilde) düşünmeye başlamak ve İngilizce konuşmak bir süre sonra bisiklet kullanmak gibi veya diğer tüm alışkanlıklarımız gibi omurilik tarafından yönetilir.

Aslında yeni bir dil öğrenmeye karar verip bunu bilinçli bir şekilde yapmaya kalktığımızda hiç de ilgimizi çekmeyen sıkıcı müfredata katlanmamız ve çok fazla çaba sarf etmemiz gerekir. Bir kursa başlayıp gramer öğrenmeyi denediğimizde “if clause’da type 2'yi geçmişe ait varsayımsal bir durumu ifade etmek için kullanırız ve cümle yapısı if + simple past olmalıdır…” şeklinde çalışırız ve bu da düşünülebilecek en kötü dil öğrenme yöntemlerinden biridir.

Nasıl ki Türkçeyi bu şekilde öğrenmemişsek ve yine her cümle kurmaya kalktığımızda “Evet şimdi geçmiş zamandaki bir ihtimalden bahsediyorum öyleyse fiili çekimlerken -sa ve -idi demeliyim” diye düşünmüyorsak aynen öyle de bu şekilde İngilizce çalışmak o kadar mantık dışıdır.

Dil Edinimine Bakış Açımız Nasıl Olmalı?

Buraya kadar İngilizce’nin, neden gramer çalışarak ya da ders kitaplarından öğrenilemeyeceğini sebepleriyle izah etmeye çalıştım. Bunun aksini iddia edenler ya size ders kitabı, kurs kaydı, özel ders gibi öğrenmenize katkı sunacağını iddia ettiği bir ürün ya da hizmet satmaya çalışıyordur ya da yabancı dil eğitimi üzerine bilimsel okumalar yapmadan kulaktan dolma bilgilerle konuşuyordur. Başarılı bir dil edinimi için yapabileceklerimize geçmeden önce sahip olmamız gereken bazı mental modelleri sıralayarak başlamak istiyorum.

Öncelikle her ne yaparsak yapalım heyecanımızı, motivasyonumuzu ve merakımızı uyanık tutacak uğraşlar seçmemiz gerekiyor. Böylelikle bu süreçten hiçbir zaman sıkılmayacak ve yaptıklarımızı bir külfet olarak görmeyeceğiz.

İkinci olarak her türlü yenilik gibi dil edinimi esnasındaki uğraşlarımız da konfor düşkünü zekamızın rahatını kaçıracağı için başlarda zorlanacağız ve beynimiz “Dur!” ikaz lambasını yakacak (bknz: inertia). Bu durumun herkes için normal ve geçici olduğunu bilmek gerekiyor.

İngilizce Nasıl Öğrenilir

Dil edinimi, bir süreçtir. En çok yapılan yanlışlardan biri de hemen sonuç almayı beklemektir. Kendimizde fark edilir bir sonuç görebilmek için 3–4 ay istikrarlı bir şekilde uğraşlarımıza devam etmemiz gerekir. Bebeklerin de konuşmaya başlamadan uzun bir süre sadece dinleme yaptığını hatırlayalım.

Yabancı Dil Öğrenmek için Neler Yapabilirim?

Yukarıda da bahsedildiği gibi dil öğrenmek için kendimizi öğrenmek istediğimiz dildeki kavranabilir girdilere maruz bırakmamız gerekiyor. Bunu yaparken hangi uğraşlarda bulunacağınız sizin ilgi alanlarınıza göre değişiklik gösterebilir. Herkes için genel geçer egzersizler olmamakla birlikte fikir vermesi açısından yapılabilecekleri burada sıralamaya çalışacağım. Buradaki temel prensip halihazırda ne yapıyorsak bunu İngilizce yapmak.

Bilgisayar, Tablet ve Telefonumuzu İngilizce Kullanmaya Başlama

Madem ki kendimizi İngilizce’ye maruz bırakıp mümkün olduğu kadar İngilizce yaşamamız gerekiyor o halde günlük hayatımızda önemli bir yeri olan bu araçların dilini İngilizce olarak kullanmaya başlayabiliriz. Buna ek olarak kullandığımız sosyal medya platformlarını ve telefonumuzdaki diğer uygulamaları da İngilizce kullanmayı deneyelim.

İngilizce Eğitimi

Not Alarak İngilizce Alt Yazılı Film-Dizi-Belgesel İzleme

Eğer siz de benim gibi sürekli takip ettiği dizisi olan bir film tutkunuysanız İngilizce alt yazılı izlemeye başlayabilirsiniz. Sanırım benim en çok katkısını gördüğüm ve genel olarak en faydalı bulunan İngilizce öğrenme yöntemlerinden bir tanesi, zaman zaman durdurup kelimenin anlamına bakarak ve not alarak İngilizce alt yazılı video içerikler tüketmektir. Bana İngilizce öğrenmek hakkında danışan herkese ilk olarak tavsiye ettiğim bu yöntemin kendi kendine öğrenen birçok insanın başvurduğu bir seçenek olduğuna örnek olarak bu yazıyı gösterebilirim.

Başlarda “Konuşulanları takip edemiyorum, dizinin konusunu kaçıracağım.” diye kaygılanmamak için önceden izlediğiniz bir diziye yeniden İngilizce olarak başlayabilirsiniz. 40 dakikalık bir diziyi zaman zaman durdurup bazı kelimelerin anlamlarına baktıktan sonra bunu cümlesiyle not almanız yaklaşık 1 saat sürecektir. İngilizce alt yazılı izlerken 5 kelimelik bir cümleden yalnızca 1 kelimesini bilmiyorsak durdurup o bir kelimeye bakalım ve daha sonra bu cümleyi bir dökümana not edelim. Bu çalışmayla her bölüm 5–10 yeni kelime ya da kelime grubunu en doğru kullanımlarıyla öğreneceğiz ve yüzlerce farklı kelimeye de aşinalık kazanacağız. Bu çalışmayı istikrarlı bir şekilde devam ettirdiğinizde bir süre sonra konuşulanların neredeyse tamamını anladığınızı fark edeceksiniz.

İngilizce Okuma Yapma

Şimdi de gelin halihazırda yaptığımız okumaları İngilizce dil edinimine yönelik nasıl kurgulayabiliriz, buna bakalım. Öncelikle diğer tüm aktivitelerimizde olduğu gibi işe ilgi duyduğumuz ve merak ettiğimiz bir alan seçerek başlayalım. Atlantic, Lifehacker, Guardian’da da birçok konuda ilgi çekici okumalar bulmak mümkün. Alternatif olarak Medium’daki yabancı yayınları da takip edebilirsiniz. Örneğin ben pazarlamayla ilgili okumalar yapmak için Better Marketing yayınını takip ediyorum.

Yazımızı seçtikten sonra 3 aşamalı bir okuma yapacağız. İlkinde hiçbir kelimenin anlamına bakmadan yalnızca tahmin yürüterek bilmediğimiz kelime ya da kelime gruplarının altını çizerek okuyoruz. İkinci okumamızda altını çizdiğimiz kısımların anlamlarına bakıp üzerine not alıyoruz. Son okumamızda ise artık tümünü bildiğimiz yazımızı son bir defa okuyoruz. Kalem ile yazdığımız bilgiler, klavyede yazdıklarımıza göre hafızada daha kalıcı olduğu için notlar alarak okuma egzersizini dijital ortamda değil kâğıt üzerinde yapmanızı tavsiye ediyorum. Yazmanın öğrenme üzerindeki etkisine dair bulguları bu yazıdan okuyabilirsiniz.

Öğrenilenlerin Kalıcı Olması İçin

Yeni öğrenilen bilgilerin kalıcılığı için aralıklı 5 tekrar yapmanın unutmanın %90 oranında önüne geçtiğini biliyor muydunuz? Psikolojide hafızaya dair ilk çalışmalara imza atan Ebbinghaus’un unutma eğrisine göre aralıklı tekrar yapmazsak bir ayın ardından öğrendiklerimizin yalnızca %10'unu hatırlıyoruz. Yeni edindiğimiz bilgilerin kalıcılığı için aralıklı olarak 5 tekrar yaparak bunun önüne geçebiliyoruz. Tam da bu sebeple hem izlerken hem de okurken kelime çıkarmak ve bu kelimeleri belli aralıklarla tekrar etmemiz gerekiyor.

nasıl ingilizce öğrenirim

Yabancı Mektup Arkadaşları ile Mesajlaşma

İngilizce’yi günlük hayatımızda daha fazla kullanmak için kendimize İngilizce konuşan bir mektup arkadaşı bulmanın harika bir yöntem olduğuna inanıyorum. Örneğin interpals.net üzerinden dünyanın herhangi bir yerinden bir mektup arkadaşı bulabilir ve onunla yazışmaya başlayabilirsiniz. Yeni tanıştığımız birine günümüzü anlatmak ve ondan gelecek cevabı anlamaya çalışmak her zaman heyecan verici olmuştur. Bu sayede farklı kültürden arkadaşlar edinip aynı zamanda İngilizcemizi geliştirebiliriz.

Podcast Dinleme

Sizin takip ettiğiniz podcast var mı bilmiyorum ama benim özellikle yolculuklarda ve yemek yaparken dinlemekten keyif aldığım birçok podcast var. Upgrade, The Knowledge Project, Naval benim favorilerimden birkaçı. Özellikle transkripti olan Naval podcastini şiddetle tavsiye ediyorum.

yabancı dil eğitimi

Sözün Özü

Özetle dil edinimi, bilinçli gerçekleşen bir süreç değildir. Siz beyninizi öğrenmek istediğiniz dildeki kavranabilir girdilere yeterince maruz bırakırsınız ve beyniniz o dili bilinçaltında çözümler. O dilde düşünmeye başlarsınız ve bu durum sizin bir tabiatınız haline gelir.

Bu yüzden İngilizce öğrenmek için gramere takılmadan kendinizi 3–4 ay İngilizceye maruz bırakmamız yeterli olacaktır. Bunu yaparken de sıkılmadan takip edeceğiniz aktiviteler bulup bu yolla öğrendiklerinizi aralıklı olarak tekrar etmelisiniz.

Ben yukarıda aklıma gelen ve faydasını gördüğüm bazı uğraşlar sıraladım. İster yabancı kanaldan tutkunu olduğunuz spor yorumlarını dinlemek, ister oynadığınız oyunların dilini İngilizce yapmak olsun yapmaktan keyif aldığımız ne varsa bunları İngilizce yaptığınız ve bunu zamana yaydığınız takdirde sizi de şaşırtacak neticeler alacağınıza sizi temin edebilirim.

ingilizce nasıl konuşulur

Peki Tek Akıllı Biz Miyiz?

Bu noktada çözümün kulağa fazla basit gelmesi ve yaygın kanaatin dışında olması “Peki o zaman nasıl oluyor da bunca insan hâlâ ders kitabından dil öğrenmeye ve gramer çalışmaya devam ediyor?” sorusunu aklımıza getirebilir. Öncelikle dil öğretme iddiasındaki kurumları düşünelim. Aklımıza örgün eğitim kurumları ile özel dil okulları gelecektir. Şimdi sırayla bu iki kurumu ele alalım.

Çoğumuz ilk dil eğitimimiz ile ilkokulda, henüz çok küçük yaştayken karşılaşırız ve bunun bir öğreten-öğrenen ilişkisi içerisinde gerçekleşmesi gerektiği fikri belleğimizde yer edinir. Eğitim kurumlarının kendini yenilemekten aciz yapısı ve iş yükünü azaltmak isteyen birçok öğretmenin kolaya kaçarak ölçme-değerlendirme süreçlerini standartlaştırması, birçok neslin, aslında hiç geçerliliği olmayan, “fill-in the gaps” egzersizleri ile İngilizce öğrenmeye çalışması ve akabinde başarısız olmasıyla sonuçlanmıştır.

Dil okullarına gelecek olursak kabul etmemiz gerekir ki yabancı dil öğretmek(?) büyük bir sektördür. İşlek bir caddenin üst katlarına göz gezdirdiğimizde illaki gözümüz bir iki dil kursuna ilişir. Günümüzde farklı sebeplerden dolayı yabancı dil öğrenmek isteyen on binlerce insan vardır ve bu talebin de bir arz oluşturması kaçınılmazdır. Kârlı bir sektör olması sebebiyle dil eğitimi üzerine çok fazla reklam yapılması, birçok insanın henüz ilkokul çağında sahip olduğu “dil ediniminin öğrenilen-öğretilen bir süreç olduğu” yanılgısını pekiştirmektedir.

Çoğu insan yabancı dil öğrenmeye karar verdiğinde kaydolmak için bir dil kursu arayışına girer. Hatta ismi olan üniversitelerin hazırlık sınıflarını okumak için üniversiteye giriş sınavlarına yeniden girip 1 sene hazırlık okuduktan sonra bölüme geçmeden okulu bırakanların olduğunu da biliyorum. Toplumun geneline yayılan bu yanlış kanaatin bu yöntemin geçerliliğinden şüphe duyan azınlığı da içinde eritmesi ihtimal dahilindedir. (bknz. conformity)

Grameri Nasıl Öğreneceğiz?

Dil Bilgisi, kurallı yazılan kitapları okuyarak ve diyalog dinleyerek edinilebilir. Hiç gramer çalışmayan birisi doğru cevabı sadece cevapları okuyup ona anlamlı gelen şıkkı işaretleyerek bulabilir. Cevabın neden doğru olduğunu bilmeden de doğru şıkka ulaşmak mümkündür. Dil konusundaki bilginiz, sizin sezgisel olarak doğru şıkkı bulmanıza imkân tanır. Sebebini bilmeseniz dahi yanlış cevabı okuduğunuzda bir aykırılık sezersiniz. Konuyla ilgili bir videoyu aşağıda bulabilirsiniz.

Neden Yabancı Dil Öğreneyim, Türkçe Neyime Yetmiyor?

Şahsen ulaşamadığı ciğere mundar deme eğiliminde biri olarak eğer dil edinimi konusunda akla ziyan yanlış yöntemlere maruz kalmaktan dolayı “İngilizce öğrenme yeteneği olmadığı” yanılgısına kapılan insanlardan biri olsaydım herhalde ben de “Türkçe neyimize yetmiyor canım, hiçbir eksikliğini hissetmiyorum ki!” derdim. Fakat bugün İngilizce bilmenin getirilerinin farkında olan biri olarak (belki klişe gibi gelebilir ama) diyebilirim ki dil öğrenmek gerçekten de bize farklı dünyaların kapılarını açıyor ve yaşam standardımızı üst seviyeye taşıyor.

İzlerken alt yazı okumaktansa duyarak anlamak ve ekrana odaklanabilmek, her zaman daha iyi bir seyir zevki sunacaktır. Eğer komedi seven biriyseniz Cem Yılmaz’ın bir sonraki gösterisini beklemek yerine George Carlin’in, Louis CK’nin, Ricky Gervais’in stand up komedilerini izleyebilirsiniz. Psikolojiye mi meraklısınız? Carl Rogers gibi isimlerin terapi kayıtlarını ve röportajlarını izleyip birinci kaynaktan faydalanabilirsiniz veya Jordan Peterson’ın ders kayıtlarını takip edebilirsiniz. Bilgisayar bilimlerine ilgi duyuyorsanız MIT ya da Harvard’ın başlangıç dersleri alabilirsiniz.

Erasmus değişimi ile istediğiniz Avrupa ülkesinde bir dönem okumak ister misiniz? Work&Travel ile bir yaz dönemini Amerika’da geçirmeye ne dersiniz? Gittiğinizde bir restoranda bulaşıkçı olarak mı istihdam edilmek istersiniz yoksa bir otelde resepsiyonist olarak mı? Tokyo olimpiyatları için gönüllülük başvurusu yapıp Japonya seyahatini bedavaya getirmek nasıl olurdu? Yurtdışındaki firmalara uzaktan hizmet sunarak dolar, euro ya da sterlin üzerinden gelir etmek ister misiniz? Tüm bu sorularda İngilizce’ye ne kadar hakim olduğunuzun belirleyici olduğunu hatırlayalım.

Hayattan soyutlanmış yapay öğrenme ortamlarına maruz bırakılmak eğitim adına yaşanan en büyük talihsizliktir. Çünkü eğitim de hayat için, yaşam için olmalıdır. Ne ulus-devletlerin makbul vatandaş yetiştirme aracı ne de otoriter devletlerin endoktrinasyon aracı olmalıdır. Maalesef bugün aldığımız eğitim kişiyi hayata hazırlamak yerine hayattan koparıyor. Hâl böyle olunca kendini eğitmeyi bilen bireylere daha fazla ihtiyaç duyuyor. Dilediğiniz yabancı dili öğrenebilmeniz dileğiyle…

Sevgiler,

Nusret Doğan

--

--