To The Bone (Kemiklerine Kadar) Filminin Psikolojik İncelemesi

Yeme bozuklukları sandığımız kadar basit mi?

İlknur
Yetkin Yayın
3 min readOct 2, 2023

--

Baş rollerinde Lily Collins ve Keanu Reeves’in yer aldığı 2017 yılı, Amerikan yapımı film yeme bozukluğu (anoreksiya nervoza) ile mücadele eden genç bir kızın hikâyesini anlatmaktadır.

Ellen (Eli) 20 yaşında, ileri düzey anoreksiya nervoza ile mücadele eden bir genç kızdır. Üvey annesi Susan, onun iyileşebilmesi için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Fakat Ellen yaşadığı hastalığa karşı bir direnç geliştirmiş ve iyileşme sürecine girmeyi reddetmektedir. Hayata dair bütün tutkusunu ve yaşama arzusunu kaybetmiştir. Ellen’ın öz annesi Judy ise, Ellen 13 yaşındayken eşcinsel olarak açılmış bir karakterdir. Bu durum Ellen’ın babasıyla boşanma sebeplerinden biridir. Ellen’ın babası ise tamamen onunla ilgilenmeyi bırakmış, işkolik bir adamdır. Bu durum karısı Judy ile boşanmasının başka bir sebebidir.

Çoğu ruh sağlığı problemlerinde gözlemlenebildiği gibi Ellen’ın ailesiyle yaşadığı problemler ve genetik yatkınlığı tetikleyici etmenlerden olmuştur. Annesinin postpartum depresyon sebebiyle onunla bağ kuramamış olması, ergenlik döneminde ebeveynlerinin boşanmış olması ve iki ebeveynin de onunla ilgilenmemiş olması yeme bozukluğunun atında yatan temel tetikleyici sebeplerdendir diyebiliriz. Bu durum Ellen’da düşük özsaygı gelişmesine neden olmuştur. Film boyunca gözlemlediğimiz; kendini yetersiz hissetme gibi duygusal unsurlar onun anoreksiya konusunda direnç geliştirmesine yol açmıştır. Bu durum genelde çocukluktan gelen travmatik aile içi ilişkilerle ilişkilendirilebilir.

Ellen’ın anoreksiya nervoza bozukluğu yaşamasının bir diğer sebebi de yaşamındaki kontrol eksikliğine bir tepki olarak ortaya çıkışı olabilir. Aile ilişkilerinin yetersiz olması ve çatışmalar çocukluk döneminde duyguların birikmesine yol açabilir. Anoreksiya bu tür içsel çatışmaların ve duygu birikimlerinin dışa vurumu ve kontrol alanı olarak ortaya çıkabilir. Veya anoreksiya aile içi ilişkilerdeki dengesizlikleri yansıtarak bir tür kendini ifade etme aracı olarak görülebilir. Aynı şekilde, aile terapisinde gözlemlediğimiz üzere aile üyelerinin Ellen’ın duygu ve düşüncelerine önem vermemesi üzerine Ellen’ın dikkat çekme ihtiyacıyla birlikte anoreksiyanın ortaya çıkmış olma ihtimalini düşünebiliriz.

Ellen anoreksiya nervozanın birçok semptomunu gözlemleyebileceğimiz bir karakterdir. İlk sahneden itibaren yemeklerin kalorisini ezbere bildiğini görürüz. Vücut hatlarını gizleyecek bol kıyafetler tercih eder. Vücut ağırlığı, normalin fazlasıyla altında olmasına rağmen aşırı spor yapmaya devam eder. Telafi edici davranışlar sıklıkla gözlemlenir. Örneğin yarım paket şekerin kalorisini yakmak için kardeşiyle yürüyüşe çıktığı sahne gibi. Kol kalınlığını elleriyle kontrol etmesi başka bir semptom örneğidir. Aynı zamanda açlık duygusunu bastırma amaçlı sigara kullandığını da gözlemleyebiliriz.

Ellen’ın bu bozukluğu yaşamasının altında yatan temel sebeplerden bir başkası da kadınlığın reddidir. Luke ile konuştuğu sahneden anlayabildiğimiz üzere kadınların ergenlik döneminde göğüslerinin büyümesi sebebiyle erkeklerin ilgisini çekiyor olma durumu onda hoşnutsuzluk oluşturmuştur. Bedeni ne kadar zayıf olursa o kadar küçük göğüslere sahip olup erkeklerin ilgisini üzerine çekmemeyi başaracaktır.

Ellen’ın terapi süreci onun içsel dünyasında iyileşmeye başladığını işaret etse de (Luke ile vakit geçirdikleri sahneler) bu alışık olmadığı durum onu korkutmuştur. Bu hislerle başa çıkmakta zorlanıp tedaviyi bıraksa da son sahnede gördüğü rüya onun umudunu tekrar yeşertmiş ve iyileşmeye doğru adım atmasını sağlamıştır.

Bence filmde en etkileyici sahne Ellen’ın annesinin kucağına yatması ve annesinin onu biberonla beslediği sahneydi. Metaforik olarak anne bebek bağlanmasını bize gösteren sahne Ellen’ın iyileşmek için adım atmasında ve iç dünyasındaki çatışmalarının iyileşmesinde önemli bir sebep olmuştur.

Genel olarak beğendiğim bir filmdi To The Bone. Anoreksiya nervozaya sahip bireyleri hem psikolojik hem de fiziksel açıdan inceleyebilmek için başarılı bir örnek oluşturmuştu. Yine de fazlasıyla tetikleyici unsur bulunduğu için izlerken dikkatli olmanızı öneririm. Bir sonraki yazıda görüşene dek kendinize iyi bakın.

Photo from Pinterest

--

--

İlknur
Yetkin Yayın

Sth about psychology from a therapist. Sometimes self writing therapy Ψ