Veri Görselleştirme

Hiçbir şey anlamadığınız halde bir umut baktığınız sıkıcı grafiklerden, sıradan rakamlardan kısacası tatsız tuzsuz verilere bakmaktan sıkılmadınız mı? Eğer sıkıldıysanız okumaya devam edin.

Hafsa Eskiyurt
Yetkin Yayın
4 min readOct 31, 2022

--

Photo by Lukas Blazek on Unsplash

Bir düşünelim, anneniz tarhana çorbası yaptı. Eğer çorbaya tarhana, su koymazsa tadı olmaz çünkü çorbaya asıl tadını veren şeyleri kullanmadı. Ya da tuz koymayı unuttu. O zaman çorba tuzsuz olur. Aynı şekilde, elinizdeki verileri bir grafiğe/tabloya döktüğünüzde eğer bakan kişi bir şey anlamıyorsa tuzu eksik demektir. Yani siz doğru yöntem kullanmamış, olması gerektiği şekilde renklendirmemiş veya bir şeyleri unutmuş olabilirsiniz ya da sizin tablonuz tatsızdır. Kullandığınız veriler güncel değildir, yanlış verileri yanlış şekilde kullanmış olabilirsiniz.

Tam bu sırada “Veri Görselleştirme” kavramı geliyor aklımıza. Çok havalı değil mi? Veri görselleştirme! Peki bu havalı kavram ne anlama geliyor?

Veri Görselleştirme Nedir?

Veri görselleştirme, iletişimdir. Veri görselleştirme, verilerle konuşmaktır. Etrafımızdaki veriler o kadar çok ki; ev adresinizden tutun sosyal medyada beğendiğiniz gönderilere, marketten aldığınız bir üründen kaydettiğiniz bir sese kadar aklınıza gelebilecek her şey bir veridir aslında. Teknoloji geliştikçe bu veri de katlanarak artmaya devam ediyor. Haliyle o verileri anlamlandıracak bireylere ve teknolojilere ihtiyacımız var.

Verilerin, insanların daha rahat ve doğru şekilde anlayabilecek hale getirilmesine veri görselleştirme denir. Tablolar, grafikler, renklendirmeler…

Ancak veri görselleştirmesi yaparken dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var. Gelin bu noktalara beraber bir göz atalım.

Çarpıtmayı Ortadan Kaldırın

Daire grafiklerini ya da havalı ismiyle “pie chart”ları hayatınızda en az 50 kez görmüş ve duymuşsunuzdur. Güzel bir görünümleri var, değil mi? Veriyi de gayet sade ve anlaşılır şekilde gözler önüne seriyorlar. Peki gerçekten böyle mi?

Size, grafikteki hangi rengin daha çok yer kapladığını sorsam hepiniz “mor” dersiniz. Haklısınız, en büyük yeri mor renk kaplıyor gibi “görünüyor”. Peki neden şimdi böyle bir şey söyledim?

Buyrun, işte bu yüzden. Az önce mor rengin en çok yer kapladığına karar vermiştik. Fakat daire grafiğinin üstten görünümü bize verdiğimiz kararın yanlış olduğunu gösteriyor. Meğer kırmızı renk ve mor renk eşitmiş.

Eğer veriniz kafa karışıklığına sebep olmayacaksa daire grafiklerini kullanabilirsiniz. Ama özellikle birbirine yakın oranlardaki verilerin miktarını belirtmeden kullanmanızı hiç önermem. Buradaki gibi kafa karışıklığına yol açmasını istemeyiz. Daire grafiği yerine alternatif diğer grafikleri kullanmanız, veriyle iyi bir iletişim kurmanın doğru bir yoludur.

Dikkat Dağınıklığını Ortadan Kaldırın

Her şey dikkat çekmek için bağırırken hiçbir şey dikkat çekmez.

Sizden, grafiğe bakmanızı istiyorum. Kalın yazılmış başlık, renkli sütunlar, sol tarafta sayılar, gereksiz yazılar, resmin ve grafiğin dışındaki koyu çerçeveler… En mantıksızı da sağ tarafta verilen renk kodları. Sütunların altında zaten yazıyor, görüntü kirliliği yapmanın anlamı yok. Her şey ben buradayım diye bağırıyor. Şahsen ben grafiği ilk gördüğümde neye bakmam ve ne anlamam gerektiğine kolayca karar veremedim. Sizler de ilk bakışta farklı yerlere odaklandınız. Kiminiz sağ taraftaki renk kodlarına, kiminiz sütunlara, kiminiz başlığa…

Bu tablo da aynı verilerin, kurallara uygun şekilde görselleştirilmiş hali. Gereksiz çerçevelerden, yazılardan, kafa karıştıran renklerden kurtulmuş temiz bir grafik. Her şey çok net ve açık, öyle değil mi? Bu grafiğe baktığımda, diğerinin aksine bana ne anlatmak istediğini hemen anladım. Zaten olması gereken de bu. Veriyi, insanların baktığında rahatça anlayabileceği şekilde görselleştirmezsek pek de bir anlamı yok, sadece kafa karışıklığına sebep olmuş oluruz.

Vurgu Ekleyin

Sizden, resimde kaç tane 8 rakamı olduğunu bulmanızı istiyorum. Kolay gibi görünüyor, öyle de zaten. Ama gelin ben sizin işinizi daha da kolaylaştırayım.

İlk resimdeki arayışınız 5 ya da 10 saniye bile sürebilir. Fakat ikinci görselde bunu yapmanız 1 saniye bile sürmeyecektir.

Veri görselleştirmesi üzerine çok detaylı konuşabiliriz. Bu yazıda Joey Chedarchuck ve Erhan Erkut’un konuşmasından öğrendiklerimi toparlayarak veri görselleştirmesi hakkında genel bir bakış açısı oluşturmak istedim.

Özetleyecek olursak:

  • Veri ile iletişim kurmanın yolu veri görselleştirmesinden geçer.
  • Verinizi doğru yansıtacak uygun grafiği kullanın.
  • Önemli noktaları vurgulayın ama her şeyi vurgulamaya çalışmayın.
  • Dikkat dağınıklığını ortadan kaldırın.

Sevgiler

-Hafsa-

--

--