Daha önce anlatmıştım, Ali yeni konuşmaya başladığı zamanlarda, arkadaşlarımızdan bahsederken Dede Korkut’un…
Ali’nin okula başlama macerasını yazamadım bir türlü. Şimdi de üzerinden iki yıl geçti oturup yazsam bayat haber…
İşin özeti şu: Rüzgar bir anda güzel bir yerden esiverdi ve 4+4+4 tartışmalarının ortasında, tam 60 aylıkken, Ali’ye…
Annem bu kazağı bir yerlerde görmüş, pek hoşuna gitmiş, torunlarına örmeye karar vermiş. Örneği çıkarttı, yünlerini seçti, bana da dedi ki: “Belki seninkinin doğumunu göremem, görsem de o zaman örmeye mecalim olur mu olmaz mı belli değil, şimdiden senin çocuğun için de örüp bir kenara koyacağım.” Sonra da…
“Kemal dede günlerden bir gün çok acıkmış, yiyecek bulmak için ormana gitmiş. Ormana vardığında, çok yakışıklı bir prensi kötü…
- Ali ya, bu akşam biz çok yorgunuz, ketıla su koyup çay demler misin?
Biraz evvel Ali’yi yaz okulundan aldım, sohbet ede ede Barbaros Bulvarı’ndan yukarı çıkıyoruz. Bu senenin mezunlarından, öğrencim Suad’la karşılaştık. Yüksek Lisans başvurularını filan konuştuk, Galatasaray’da Özel Hukuk’a başvurmuş, olmamış, Koç fena geçmemiş, hadi bakalım, hayırlısı, görüşmek üzere, ayrıldık.
Yukarıdaki resmi inceleyip şiiri okuduğunuzda evdeki iş bölümü ile ilgili neler söylersiniz?Evdeki işleri, annemiz bir süper kahraman…
