Şehrin Işıkları
Elindeki bilete sımsıkı sarılmıştı Nazan. Pencere kenarından almıştı koltuğunu. Manzarayı seyretmek için değil, başını camın buğusuna yaslamak için. Belki de omzuna yaslanacak kimsesi olmadığı için. “Ah, haylaz rüzgar, bakalım atabilecek miyiz yüreğimizdeki yükü” diyerek vagona ilk adımını attı.