And there is no water in the well…

Haftasonu Wishbone Ash konseri var Ankara’da. İstanbul’da olduğunu duyup, gitsem mi diye düşünürken bir gün sonra da Ankara’da olduklarını duyunca pek sevindim.

Dün gece Argus albümlerini dinledim uzun süre sonra… ne kadar leziz bir gitar…

Ağlamak istiyorum sayın seyirciler…

Dune’un 4. kitabını bitirdim… Çölü yürüyerek geçmek gibi bişidi (bol bol vahalarda mola vererek). 5 ve 6. kitapları okuyabilmek için bir sınama idi. Vallaha bitti.

Bir süre Dune okuyamam herhalde, fazla doz dolaşıyor damarlarımda. O kadar ki, araya bir Drizzt serisi bile almayı düşünüyorum fina halde.

Fan sesi…

Akşama doğru fan sesleri üzerime üzerime gelmeye başlıyor son zamanlarda… Gece yorulduğumdan mı, yaşlandığımdan mı, bişiler yapmak istemeyip ona mı kafa taktığımdan bilmiyorum…

Derviş’in switch’in fanını sökün, belki o kadar ısınmıyordur geyiğini bile ciddi düşünmeye başladım ama şu…

Infosuna infosuna infosuna baktım… bedava mı sandın, kanıp izleyip kaldım

Digitürk’ün guide’ından bakıp işaretlediğim vasat türevinden 1996 yapımı “Göze Göz” diye bir film vardı. Kiefer Sutherland (pek severim), Ed Harris ve Sally Field’ın oynaması sonucunda çekilebilir hale…

Silpid GTK2…

Sylpheed’in GTK2 sürümü resmen başladı… Amca bir Subversion deposuna geçince yeni seride, ben de istemci olarak da olsa bir Subversion kurdum makinaya. Hatta yapılmayacak işi yapıp, hazır derlenmiş paket kurdum linuxpackages.net (vallah).

Aysikunun doğum günü balonu itina ile patlatılır

ICQ’ya kişisel bilgilerimi yazmaktan pek hazzetmem. En cins uygulamalardan biri doğum gününün olması. Milletin ICQ’sunda balon işareti çıkar, bir sürü alakasız tipten (sen diil Çağlar, efemine olmayalım lütfeyn) yapay doğum günü kutlaması…

FCH bilmemkaçıncı disk düzenleme olimpiyatları

Dün akşam Löker’den yüzsüzce 20′lik diskini istememle başladı. Olimpiyatlar sırasında toplam 3 makinanın 5 diskinin verilerinin birbirleriyle değişmesi, 5–10 dvd’lik materyalin yedekleneceği tahmin ediliyor.

LBreakout2'nin yenisinden akıllılıklar…

Bir oyun daha ne kadar geliştirilebilir diye düşünüyor insan, Michael Speck amca her defasında kendini aşıyor. Oyun sırasında zopanın ucuna dopları yapıştıran özellik aldığında 1 tane fazladan dopu zopada yapışık tutup, bunu “saving throw” tadında…

Mutluyum, gururluyum, Slackware yazısını bitirdim…

Meren’in dağıtım belgesi için benden uzun zamandır beklediği Slackware yazısını sonunda bitirdim. Aslında bitireli 6–7 saat oluyor ama anca aklettim günlüğüme yazmayı…