Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı Notlarım

Çağatay Yılmaz
Türkçe Yayın
Published in
6 min readSep 9, 2019

Sizi proaktivite ilkesini 30 gün denemeye davet ediyorum. Yalnızca deneyin ve neler olacağına bakın. Ama ondan önce Stephen R. Covey bize neler demiş bir bakalım.

Stephen R. Covey kitapta 7 alışkanlığı tek tek incelemiş. Önceki yazılarımdan da bilenler vardır. Okuduğum kitaplarda aldığım notları paylaşıyorum. Bu benim tekrar geriye dönüp baktığımda notlara daha rahat erişmemi sağlıyor. Öncelikle bu 7 alışkanlık nelermiş bir bakalım.

Alışkanlıklar

1- Proaktif Ol
2- Sonunu Düşünerek İşe Başla
3- Önemli İşlere Öncelik Ver
4- Kazan/Kazan Diye Düşün
5- Önce Anlamaya Çalış, Sonra Anlaşılmaya
6- Sinerji Yarat
7- Baltayı Bile — Kendini Dengeli Bir Biçimde Yenileme İlkeleri

Bundan sonra yazacaklarım yazarın bizlere öğütleri olacak. Bunları hayatımıza işlediğimizde gerçekten büyük değişikliklerin olacağını bilmeliyiz. Yazar arada bizlere öğüt verirken bir yandan da matematik ve felsefenin içine çekiyor. Zevkle okuduğum bu kitabı bir başucu eseri yapmamak elde değil. Umarım sizlerin de işine yarar. Etkilendiğiniz yerlere notlar alabilir, üstünü çizebilirsiniz. İyi okumalar.

Aslında düşünecek olursanız başkaları sizinle konuşurken anlamak için gerçekten dinlemek yerine, çoğu kez yanıtınızı hazırlamakla meşgul olduğunuzu görmez misiniz ?

Kaç kişi ölmek üzereyken iş yerinde — ya da televizyon karşısında — daha fazla vakit geçirmiş olmayı diler ?

Biz dünyayı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz; ya da nasıl görmeye koşullanmışsak, öyle. Gördüklerimizi tarif etmek üzere ağzımızı açtığımız anda, aslında kendimizi, algılarımızı ve paradigmalarımızı tanımlarız.

Mutlu bir evliliğiniz olsun istiyorsanız, pozitif enerji yayan, negatif enerjiyi pekiştirmek yerine onu dışlayan biri olun. Daha cana yakın, uyumlu bir ergen çocuğunuz olsun istiyorsanız, daha anlayışlı, empatik, tutarlı, sevecen bir anne ya da baba olun. Daha rahat ve özgür bir işiniz olsun istiyorsanız, daha sorumlu, daha yardımsever , daha fazla katkıda bulunan bir çalışan olun. Size güvenilmesini istiyorsanız, güvenilir bir insan olun. Yeteneklerinizin kabul görmesini , yani ikincil büyüklüğü istiyorsanız, önce birincil büyüklüğe, yani karaktere odaklanın.

Sevgiyi araştırmak istiyorsanız, kendilerini başkaları için, hatta kırıcı olan ya da sevgilerine karşılık vermeyen insanlar için feda eden kişileri inceleyin.

Bir söz verip tutabiliriz. Ya da bir hedef saptayıp buna erişmeye çalışabiliriz. Sözler verip tuttukça, bunlar önemsiz bile olsa, içsel bir bütünlük sergilemeye başlarız. Bu bize, özdenetim bilincinin yanı sıra, kendi yaşamımızın sorumluluğunu daha fazla üstlenme cesaretini ve gücünü verir.

Proaktivite ilkesini otuz gün denemenizi öneriyorum. Sadece deneyin ve neler olacağına inanamayacaksınız. Otuz gün boyunca, yalnızca Etki Alanınızın içinde çalışın. Küçük vaatlerde bulunun ve bunlara bağlı kalın. Yol gösterici olun, yargıç değil. Örnek olun, eleştirmen değil. Çözümün bir parçası olun, sorunun değil.

Burada araya giriyorum. Yazar Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabında bunun gibi bir çok uygulama verecek. Bu en basitlerinden. Hayatınızda sürekli ertelediğiniz bir şey varsa onu şu anda çevrenize söyleyin ve bunu 2 hafta içerisinde yapmaya çalışın. Çevrenizin de desteğiyle bunu başarabilirseniz göreceksiniz ki başaramayacağınız şey kalmayacak.

Başkalarının zayıflıklarını tartışmayın. Kendi zayıflıklarınızı da. Bir hata yaptığınızda bunu itiraf edip düzeltin. Bundan anında ders alın. Başkalarını suçlamaya, hatayı onlara yüklemeye kalkışmayın. Denetiminiz altında olan şeylerin üzerinde çalışın. Kendi üzerinizde çalışın. Olabilirim’in üzerinde. Başkalarının zayıflıklarına merhametle bakın, onları suçlamayın.

Peter Drucker ve Warren Bennis’in deyişiyle; “Yöneticilik, işleri doğru yapmaktır. Liderlik ise, doğru olanı yapmaktır.”

Kişisel Misyon Bildirgesi

Önce kendi evinde başarılı ol. Tanrının yardımını iste ve buna layık ol. Dürüstlüğünden hiçbir zaman ödün verme. İlgili kişileri unutma. Bir yargıya varmadan önce her iki tarafıda dinle. Başkalarına akıl danış. Orada bulunmayan kişileri savun. İçten ama kararlı ol. Her yıl yeni bir konuda yeterlilik kazan. Konuştuğunun iki katını dinle.

Bağımlılığa yol açan zararlı alışkanlıklardan uzak durmaya çalışacağım.

Yeteneklerimi ve seçeneklerimi genişleten alışkanlıklar geliştireceğim.

Çok uzun süren çok fazla tatil, çok fazla film, çok fazla televizyon, çok fazla video oyunu, kişinin asgari direnç göstermeyi seçtiği çok uzun, disiplinsiz boş vakitler, bir yaşamı yavaş yavaş mahveder.

Beyin; temelde, sol yarıküre daha mantıksal/sözel; sağ yarıküre ise daha sezgisel, yaratıcı olandır.

Kurumsal bir misyon bildirgesi -herkes tarafından paylaşılan vizyon ve değerleri gerçekten yansıtan bir bildirge- güçlü bir birlik ve inanılmaz bağlılık yaratır. İnsanların yürek ve zihinlerinde, kendilerini yönetmelerini sağlayacak bir dizi kıstas ya da kılavuz oluşturur.

Kendinizi günlük faaliyetlerden tümüyle ayırmak için bir zaman belirleyin ve kişisel misyon bildirgeniz üzerinde çalışın.

Cevaplanacak Sorular

Photo by Kyle Glenn on Unsplash

Soru 1: Yapabileceğiniz (şu anda yapmadığınız) ve düzenli bir biçimde yaparsanız kişisel yaşantınızda son derece olumlu bir fark yaratabilecek tek şey nedir ?
Soru 2: İşinizde ya da meslek yaşamınızda benzer sonuçlar doğurabilecek tek şey nedir ?

Sonuçların yüzde 80'i, etkinliklerin yüzde 20'sinden doğar. “Pareto İlkesi

Yaşamınıza haftalık çekidüzen verin.

Etkili insanların 7 alışkanlığı kitabında genel olarak haftalık plandan bahseder. Bunu ben de denedim. Kesinlikle ilerlemenizi takip edebileceğiniz bir ajanda edinin ve haftalık yapılacaklarınızı hafta başında planlayın. Göreceksiniz ki daha dingin ve stressiz bir haftanız olacak.

Haftalık düzenleme günlük planlamaya oranla daha iyi bir denge sağlar. İşin anahtarı, programınızdaki işleri önceliklerine göre sıralamak değil, öncelikli işlerinizi programlamaktır. Bu ise en iyi şekilde, haftalık bağlamda yapılabilir.

Rolleri Tanımlama

İlk göreviniz ana rollerinizi bir yere yazmaktır. Yaşamınızda üstlenmekte olduğunuz rolleri ciddi bir biçimde düşünmediyseniz, hemen aklınıza gelen şeyleri not edebilirsiniz.

Verilen bir sözü tutmak büyük bir yatırımdır; birisini kırmak ise, önemli bir meblağı geri çekmektir. Aslında, birine önemli bir konuda söz verdikten sonra bunu yerine getirmemek kadar banka hesabınızı küçültebilecek bir davranış herhalde yoktur. Bir daha söz verildiği zaman, karşı taraf buna inanmaz. İnsanlar, vaatleri umutlarının odak noktasına dönüştürme eğilimindedir. Özellikle temel geçimlerini ilgilendiren vaatleri.

Etkili bir satış görevlisi önce müşterinin ihtiyaçlarını, ilgi alanlarını, durumunu anlamaya çalışır. Amatör satıcı ürünleri satar; profesyonel satıcı ise ihtiyaç ve sorunlara çözüm satar. Bu, bütünüyle farklı bir yaklaşımdır. Profesyonel satıcı, teşhis koymayı, anlamayı öğrenir. Ayrıca insanların ihtiyaçlarıyla kendi ürün ve hizmetleri arasında bağ kurmayı da öğrenir. O bağ yoksa, “Ürünüm ya da hizmetim bu ihtiyacı karşılayamaz” diyecek kadar da dürüst olması gerekir.

Eski Yunanlıların görkemli bir felsefeleri vardır. Bunu birbirini izleyen üç sözcük temsil ediyordu: Etos , Patos ve Logos. Bence bu üç sözcük, önce anlamanın ve etkili sunumlar yapmanın özünü içeriyor.
Etos, sizin kişisel inanılırlığınızdır. İnsanların bütünlük ve yeterliliğinize duydukları inançtır. Uyandırdığınız güvendir, Duygusal Banka Hesabınızdır. Patos, empatik yanınızdır; duygudur. Başka birinden gelen iletinin duygusal özüyle aynı dalga boyunda olmanız anlamına gelir. Logos, mantıktır; sunumun akıl yürütme kısmıdır.

Sunum yapmaya gittiğinde, söze şöyle başlamıştı: “Öncelikle sizin gerçeklerinizi ve bu sunum ile tavsiyelerim hakkındaki kaygılarınızı iyi anlayıp anlamadığımı görmeme izin verin lütfen”

Bundan sonra kendinizi karşınızdaki kişiyi dinlemeyen bir vaziyette yakaladığınızda durumu kabullenip özür dileyerek bunu bir yatırıma dönüştürün. (“Kusura bakma, şu anda seni tam olarak dinlemediğimi fark ettim. Yeniden başlayabilir miyiz ? ” )

Erkekle kadının dünyaya çocuk getirmesi de sinerjiktir. Sinerjinin özü, farklılıklara değer vermektir. Onlara saygı göstermek, güçlü yanlarından destek almak, zayıf yanlarını telafi etmektir.

Antreman Etkisi

Photo by Jakob Owens on Unsplash

İdeal olanı, kalp atışlarınızı azami nabzınızın yüzde altmışına kadar yükseltmeye çalışmanızdır. Bu, kalbinizin vücudunuza kan pompalamayı sürdürebileceği en yüksek hızdır. Genellikle azami kalp atışınız, yaşınızın 220'den çıkarılmasıyla bulunur. Örneğin, 40 yaşındaysanız, egzersiz yaparken kalp atışlarınızın dakikada 108 olmasını hedeflemeniz gerekir ( 220–40 = 180 x 0.6 = 108 ) “Antreman etkisi”nin genellikle kişisel azami hızınızın yüzde 72'si ile 87'si arasında olduğu düşünülür.

“Okumayan kişi, okumayı bilmeyenden daha iyi durumda değildir”

Bu ve bunun gibi yazılarıma erkenden ulaşmak için aşağıdaki forma kayıt olarak mail adresinize gelmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca sürpriz tasarımlarımı da kayıt olan kişilerin e-posta adreslerine gönderiyorum :)

Diğer yazılarımı okumak isterseniz:

*Spotify Listem

Gelişime ve öğrenmeye doyamadığımız hayatlarda karşılaşmak dileğiyle. Kendinize iyi bakın :)

Bana instagram ve twitter’dan @SinyorVertigo ile diğer teknik blog yazılarıma www.sosyalgozluk.com ‘dan ulaşabilirsiniz.

Beğendiyseniz aşağıdaki alkışa istediğiniz kadar tıklayarak sevgimize destek olun :)

--

--

Çağatay Yılmaz
Türkçe Yayın

Türkçe Yayın Editör ✏️ Blogger✂️ Designer🎙 Podcaster💡 tanitiriz.biz 📚 EmpaElectonics 👨‍💻 #DigitalMarketing cagatayyilmaz.com sosyalgozluk.com