Hayır, hemen gitme; bekle biraz. Söylemek istediğim herşeyi bir kağıda yazmıştım. Dur ama; bekle bir saniye buralarda biryerde olacaktı… Biraz daha bekle, lütfen. Hangimiz daha iyi terkediyoruz, onu göstereceğim sana.
Yağmur bile iz bırakır beyazda. Daha dikkatli olmalıdır, beyaz.
Bu hikayede saydam olmak istemiştim. Bana bakanın beni görememesini, anonim kalmayı istemiştim. En yakın arkadaşıma bile anlatamadığım o karanlık noktarımı burada paylaşacaktım. Bir günlük tutacaktım ve onu gizleyemediğin için kendimi gizleyecektim.
Bazen elele tutuşamazsınız işte. Bazen sadece biriniz etkiler, havanın masmavi olması. Bazen, yeraltına çekilir ve anonim kalırsınız.
Bazen, biriniz gölge olur; biriniz üzerinden geçer.
Bazen gölgesine basarak yürürüz.
Aslında bu yazının başlığı konuşmamak olmalıydı. Konuşmasa da susuyor değildi. Konuşmaması bir çok şey anlatıyordu aslında. Tıpkı sessiz kaldığı zamanlardaki gibi; sessizliğinin arkasında inanılmaz çığlıklar yatıyordu.
Konuşmuyordu.
Bazı günler kendini sorgular Mavi. O günler rengi o kadar yoğundur ki; onu görenler Siyah sanarlar onu. Mavi’yi tanıyanlar bu renhe Mayah adını vermişlerdir. Mavi ve Siyah.
Mayah, zamanın durdurulabileceğini düşünmezdi. Bu kısaca imkansız gibi gelirdi ona. Zamanın durması fikrini…