Bir Öğrenci Topluluğu Oluşturmak:

Erşen İkibudak
5 min readJun 19, 2018

--

7— Bir Öğrenci Topluluğu Yapılanması — II

Bir grup insanı bir takıma dönüştürmek için iki şey gereklidir: ortak bir ilgi ve iletişim kurmak için bir yol. Öğrenci kulüpleri üniversitede kaliteli bir şekilde sosyalleşmek için ideal yapılardır. (Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; uzun yaşamanın sırrı çevrende keyifle zaman geçirdiğin insanların çok fazla olmasına dayanıyor. Bu detay gen faktöründen bile daha önemli görülüyor. Topluluklar da hayat boyu sürebilecek güzel dostlukların başlaması için uygun ortamı sağlarlar.)

Üniversite dışında yapılan buluşmalar ve Whatsapp gruplarında oluşan samimiyet ekip ruhunu yakalamak için elzemdir. İlk etapta, topluluğun görevlerini yerine getirmesinden ziyade, topluluğu ekip haline getirebilmek amaçlanmalıdır. Kalabalıklar, iletişimi ve bir yönlendiricisi olmayan insan gruplarıdır. Ekip haline gelemeyen gruplar kalabalıkları oluştururlar. Ekip ruhunu yakalamak için; insanları motive et, birbirine bağla ve güçlendir.

İnsanlara ne yapmaları gerektiğini söylemekle bir hareketi alevlendirmek farklı şeylerdir. Hareket, insanlar birbirleriyle konuşmaya başladıklarında, fikirler topluluk içinde yayıldığında ve hepsinden önemlisi, arkadaş desteği insanları doğru olduğunu düşündükleri şeyleri yapmaları için yönlendirdiğinde oluşur. Başarılı liderler, takımın iletişim kurmasını sağlayarak bir hareket oluştururlar. İnsanları kendilerine uymaları için komuta etmek yerine, onların iletişim kurabilmeleri için gereken temeli oluştururlar.

Etkinliklerinizi tasarlayıp yönetirken her zaman farklı olanı yapmaya çalışın. Eğer bir uçakta seyahat edip gideceğiniz yere güvenle varmışsanız bundan kimseye söz etmezsiniz. Bu zaten olması gereken bir şeydir. Onu fark edilir yapan şey uçuşun inanılmayacak derecede dehşet verici veya hizmetin birileriyle paylaşmaya ihtiyaç duyacağınız kadar beklenmedik olmasıdır. Vakti zamanında bir Ar-Ge ekibi oluşturmuştuk. 12 kişilik ekiple ülkedeki ve yurt dışındaki aktif sinema kulüplerini araştırmıştık. Bu sayede farklı olabilmek adına birçok içgörü elde ettik. Bu ekip işlevinin daha sonra üniversitede birkaç kulübün daha yapısına eklendiğini gördüm.

Elbette bu yolda karşınıza çeşitli bariyerler çıkacaktır. Aktif öğrencilik dönemimin son etkinliği olan Battaniyeni Kap Gel Açık Hava Film Festivali için üniversitenin yakınlarında bulunan bir AVM ile sponsorluk noktasında anlaşmıştım. AVM; 3 gün için gerçek bir sinema projeksiyonu ve perdesi temin edecekti ancak kendi tanıtımı için de bazı talepleri vardı. Üniversitenin ise böyle bir sponsorluk prosedürü bulunmuyordu. Firmalar, kulüplere tüzel kişilikler olmadıkları için direkt olarak sponsor olamıyorlardı, üniversite de hatırladığım kadarıyla bu firmalardan sponsor olmalarına izin vermek için burs bütçesine maddi katki talebinde bulunuyordu. O dönem bu sponsorluk fırsatını kaçırmamak için mücadele etmiştik ve okulun prosedürlerinde belli duzenlemeler ya da esneklikler sağlamıştık. İnandığınız değer için mücadele edin, başarırsanız sizden sonra gelecekler için de bir kapı açmış olursunuz. (İşin talihsizliği son gün son saatlerde yağmur yağdı, projeksiyonu hemen içeri çektik. Ertesi gün projeksiyonu teslim almaya geldiklerinde çalışmadı (60.000TL değerindeydi). Mezuniyet zamanım gelmiş, gerginlikten sınavlara çalışamıyordum. Neyse ki içinde sigortası atmış 250 dolar gibi bir bedel çıkmıştı, sanırım sigorta karşılamıştı onu da. Şimdi tebessüm ederek anıyorum ama o zaman stresten sigara tüketimim katlanmıştı.)

Dünya değişirken kurallar değişir. Eğer bugünün oyunlarını dünün kurallarıyla oynamakta ısrar ederseniz takılıp kalırsınız. Hız gerçekten önemli bir kavram. Artık üniversite yönetimleri toplulukların yönetim seçimlerinde interneti aktif şekilde kullanmalılar. Sanırım her üniversite, öğrencilerin bir kod ve şifre ile girdiği sisteme sahip. Bu şekilde, üniversite sistemine üzerinde yapılan online bir seçimle daha fazla kulüp üyesinin yeni seçilecek başkanın belirlenmesinde söz sahibi olacağı kesindir.

Bir kültür yaratmanın öneminden bahsetmiştim. Bizim kulübümüzün yönetim kültürü şu şekildeydi: Kulüpte aktif olarak görev almak istersen bir ekibe dahil olursun. Ekipte insanlarla iletişimin iyi ve sorumluluk bilincin yüksekse sonraki dönem ekip koordinatörü olmaya hak kazanırsın. Kulüp genel koordinatörlüğüne aday olmak için iki sene kulüpte aktif olma zorunluluğu aranır. Yani kulübe dahil olan üyeyi; aktif üye — koordinatör — genel koordinatör projeksiyonunda bir süreç beklemektedir. Bu sistemin son zamanlarda verimli işlememesi sonucu bir tüzük değişikliğine gidildi; aday olmak için gereken aktif olma süresi bir yıla düşürülüp genel koordinatör olacak kişinin birlikte çalışacağı ekibi belirlemesi için liste usulü seçim formatına geçildi.

Her iyi ya da kötü deneyimlerle biten dönem sonu, sizi bu konularda biraz daha fikir sahibi yapar ve farklı çıkarımlar edinirsiniz. Bir topluluğu güçlü kılan unsurlardan biri de, o topluluğun anayasası yani tüzüğüdür. Ben her dönem sonu tüzük görüşmeleri adı altında insanlardan tüzükte değişmesini arzu ettikleri maddeleri ve gerekçelerini toplar sonrasında dönemin yönetim kuruluna oylamaya sunarım. Yaşayan tüzük, dönemin yönetim kurullarının işini oldukça kolaylaştıracaktır.

Kulüp organizasyonunda gözlemlediğim en büyük boşluk ise şuydu. Bu çerçevede aktif üyeler gelecek dönem koordinatör oluyorlar ve 10–20 kişilik ekipleri az-çok başarılı bir şekilde yönetebiliyorlar. Ancak yapılan seçim sonucu kulüp genel koordinatörlüğü görevine seçilen kişi karşısında yönetilmeyi bekleyen ortalama 100 kişilik bir topluluk buluyor ve kaba tabirle neye uğradığını şaşırıyor. Bu sürecin daha hafif ve sancısız şekilde üstesinden gelebilmek için dönem ortasında üniversite hocaları ve eski başarılı genel koordinatörlerden destek rica edilerek kulüp yönetimi ve liderlik konusunda çeşitli eğitimler düzenlenebilir.

En iyi takım üyelerinizin size körü körüne uyanlar olduğuna inanmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Farklılık üretmeden, düşünmeden talimatlara uyanlar sizi iki şekilde hayal kırıklığına uğratır. Birincisi, oyunun metnine uymakla o kadar meşgul olacaklardır ki, sıkı bir takımı canlı ve güçlü bir organizasyona dönüştüren etkileşimlere katılmakta tereddüt edeceklerdir. Aktif üyenin veya koordinatörün mevcut sistemin hatalarını görüp sistemi geliştirmek için geri bildirimde bulunması, sistemin güçlenerek ilerlemesi açısından çok önemlidir. İkinci olarak, bu kişiler sonraki dönemler için takımınıza yeni üyeler katılması konusunda iyi bir iş çıkaramayacaklardır. Farklı şeyler ortaya koyduğun ve parçası olmaktan haz aldığın topluluğu benimser, bu topluluğun misyoneri olursun.

Geçenlerde etkileyici bir tivit gördüm ve bana bu konuda ilham verdi. “Caz trompetçisi Miles Davis’e atfedilen bir laftır: Yanlış bir notaya bastığınızda bunun iyi mi kötü mü olduğunu belirleyen bir sonra bastığınız notadır. Hatanın kendisinden çok daha mühimi ona verdiğimiz tepki.” diyordu. Her ne kadar Nuri Bilge Ceylan, Türk toplumu analizinde özür dilemenin bizim kültürümüzde bir zayıflık olarak algılandığından bahsetse de başarılı lider ortada kendi hatası varsa bunu kimseye mal etmeden sahiplenir ve gerektiğinde özür dilemesini bilir.

Tecrübeyle sabittir ki çok iyi bir takım oyuncusu olup bulunduğu ekipte çalışkanlığıyla ön plana çıkan kişi yönetici olduğunda aynı parlak performansı gösteremeyebilir. Çünkü, sorumluluğu yerine getirmek ve yönetebilmek farklı özelliklerdir. Kendisine verilen görevi layıkıyla yerine getiren kişi işin başına geldiğinde, ekibindeki kişilerin güzellikle o işi layıkıyla yerine getirmesini sağlamayı başaramayabilir. Vicdani bir hakkaniyet duygusu neticesinde tersi yönde karar vermeye çok yakınsın biliyorum ancak topluluğu ileriye götürecek hareket bu değildir.

Konu hakkındaki diğer yazılarıma da göz atmak istersen:

1 — Ben Kimim?

2 — Neden?

3 — Düşünüyorum Öyleyse Varım

4 — Temet Nosce

5 — Bir Yaşam Felsefesi Olarak Topluluk Yönetimi

6 — Bir Öğrenci Topluluğu Yapılanması — I

8 — Bir Öğrenci Topluluğu Yapılanması — III

9 — Bir Öğrenci Topluluğu Yapılanması : Bir Örnek

--

--